Yere düşen bebeği alıp öylece bakmaya başladım . Bütün dertlerimi , hayallerimi , acılarımı ve sevinçlerimi anlattığım çocukluğumun bir parçası şuan avuçlarımdaydı. Bu kadarı tesadüf olamazdı . Bu bebek onda ne arıyordu ? Beynim düşünme yerimi kaybetmiş her an sel gibi boşalacak dolu gözlerle bebeğe bakıyordum . Kapının açılmasıyla gözlerimi ona diktim . Ve gözyaşlarımı içime akıtıp dik duruşumu sergiledim . Bu adam düşündüğümden de psikopattı belkide tehlikeli. Elimdeki bebeği havaya kaldırıp
"Bunun sende ne işi var ?"
Sesimin sakinliğine ben bile şaşırmıştım . Omuzlarını silkip ellerini ceplerine koydu ve bana doğru yaklaşmaya başladı
"Küçük bir çocuk vermişti ?"
Söylediği şeyle kaşlarımı çatıp yüzüne baktım. "Nasıl yani ?" . Sesimin titremesine engel olamadan konuştum. Bunu fark etmiş olacak ki bu seferde o kaşlarını çattı "Ney nasıl ? , Mendil aldığım için küçük bir kız verdi . Zaten o da çöpten bulmuş " söylediği şeyle sonlara doğru gülümsemişti. "Sen neden bu kadar şaşırdın ki ?" Yüzündeki soru sorarca ifadeye karşı yüzüme umursamaz tavrımı takındım. Onun yaptığı gibi omuzları silktim . Bebeği aldığım yere koyup "Senin gibi bir öküzün evinde oyuncak bebek görünce şaşırdım , hepsi bu !"
Oturup ona yetimhane anılarımı anlatamazdım.Ama aldığım cevaba tatmin olmamıştım. Bu kadar tesadüf çok saçmaydı . Bir de onun psikopat olduğunu göz önüne getirirsek tesadüf olasılığı azalıyordu . Ya gerçekleri söylüyorsa ? O zamanda kendimi ele vermiş olacaktım . Yetimhaneden çıktıktan sonra kimseye öyle bir yerde büyüdüğümü söylememiştim. Üniversitedeyken bile fazla arkadaşım yoktu . Yaptığım sevgililerin ömrüde sadece bir hafta sürüyordu . Sonra gelip benden ayrılıyorlardı. Bir müddet sonra erkeklere olan varla yok arası güvenim de bitmişti. Yavaş yavaş üzerime doğru gelirken
"Bir şartım vardı ama ne olduğunu sormadın"
Sinsice sırıtınca bende geriye doğru gitmeye başladım .
"N..Ne istiyorsun ?"
Elini çenesinin altına koyup düşünüyormuş gibi bir pozisyon aldı . Aramızda bir adım kalmıştı ki durdu . Yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirdi
"Her akşam gelip bana kitap okuyacaksın . Ben uyuyunca gidebilirsin sadece "
Arkasını dönüp odadan çıkarken arkasından baka kaldım . Ne demişti o ! Ona kitap okumak mı ? Her akşam üstelik . Hemen peşinden gidip ona yetiştim o ise mutfakta yemek yapmaya uğraşıyordu
"Hani hastaydın sen , pis yalancı "
"Çorban sayesinde iyileştim " alaycı söylediği şeye karşın
"Ben sana kitap falan okumam "
"Verdiğin sözlerini tutamayacak kadar aciz misin ?"
Bana arkası dönük bir şekilde yemek yapmaya devam ediyordu . Elimi tezgaha koyup onu izlemeye devam ettim . 'Ne yapıyordum ben !' gibi soruları duymamazlıktan gelmeye iyi alışmıştım.
"Çok mu seksi duruyorum " büyük bir kahkaha atmasıyla kendime geldim . Ona anlamaz gözlerle bakarken tekrar konuştu
"Yarım saattir yiyecek gibi bakıyorsun " alaylı bir şekilde konuşmaya alışmıştı. Yaslandığım tezgahtan ayrılıp kapıya doğru gittim . O ise sadece arkamdan bakıyordu . Omzumun üzerinden
"Senden daha seksilerini görmesem öyle sanırdım " bu sefer benim sesimdeki alay bütün evi doldurmuştu. Arkama bile bakmadan onun evinden çıktım . Şimdi de ukalalığının cezasını çeksin bakalım ...
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTAKAL ÇİÇEĞİ -HAZAL-TAMAMLANDI
Narrativa generale*** ...Kendi düşüncelerimle boğuşmaktan vazgeçip sesimin titremesine engel olamadan konuştum. " Yaklaşma" "Şşş..." Bu hareketi bile titrememe neden oldu. Sonra dudaklarını aralayıp konuşmaya başladı. " Bir daha ıssız sokaklara girme . Senin benden b...