Kalbin bir kemiği olmadığı halde nasıl bu kadar sert kırılabilirdi ?
Çağrı sol yanında ki acıyı ne kadar görmezden gelmek istese de buna mani olamıyordu . Gözünden bir damla daha yaş akarken hala yerde dizlerinin üzerine çökmüş karşısında ki manzarayı izliyordu .
Oysa o hiç bir zaman böyle bir sahneyi hayal etmemişti . Portakal çiçeği ile kuruduğu hayallerinin içinde böyle bir düş kırıklığı yoktu .Tek bir cümle yerin yedi kat dibine batırmıştı koca adamı .
Ayağa kalkmak için yerden destek alırken koluna giren kişi ile bakışları sol tarafına döndü . Sarp kardeşinin koluna girmiş bu ezici görüntüyü daha fazla izlemesine müsaade etmemişti. Çağrı ayağa kalkıp kızının gözlerine bakmak istemişti ama o düşman bildiği adama sıkı sıkıya sarılmış ve ağlıyordu .
Karşısında ki adama üzerinde denemek istediği yüzlerce işkence yöntemi vardı . Her gün yeni bir nefretle uyanmıştı . Onlara bu hayatı ,sevgiyi ve aile olmayı çok görmüştü . Böylesine iğrenç bir adamı kendi kızının nasıl sevebildiğini düşündü . Onu nasıl babası olarak görebilmişti ? Bu fikir bile öfkesini katladıkça katlıyordu .
Asaf bırakmak istemiyormuşcasına sıkı sıkıya sarıldığı çocuktan ayırdığı gözlerini karşısında ki adamlara dikti . Yüzlerinde ki hayal kırıklığı her ne kadar hoşuna gitse de bu noktadan öteye gidemeyeceğini biliyordu .
Çağrı tedirgin bir adım atıp Denize yaklaştığında öfkeyle Asaf'a baktı . Daha sonradan kızına indirdi bakışlarını. Elini kaldırıp kızının saçlarına dokunduğunda biraz önce ki hüznünün yerini büyük bir şefkat kaplamıştı .
"Kızım ... seni annene götürmek için geldim. Hadi gidelim "
Deniz derin bir nefes verip başını Asaf'ın boynundan çıkartıp ıslak gözleriyle Çağrıya baktı . Ona baktıkça ağlamak istediğini bastıramıyordu küçük kız . Her şeyin farkındaydı ama küçük kalbine bu yük fazla gelmişti . Nasıl davranacağını ne yapacağını bilmemek ise onu korku dağının uçurumuna getirip atmıştı .
Çağrı kollarını uzatıp büyük bir umutla beklerken Deniz kararsızlıkla Asaf'a baktı . Şuan burada tanıdığı ve güvendiği tek adam oydu . Deniz yavaşça başının iki yana sallarken konuştu . "Hep birlikte gidelim anneme "
Çağrı gözlerini yere eğip düşündü bir süre .Eğer şuan kızı burada olmasaydı Asaf'ı öldürebilirdi . Bunu yapardı çünkü yıllarca bunun hayalini kurmuştu . Şimdi ise dünyada en çok sevdiği ikinci şey buna en büyük engeldi .
Kafasını kaldırıp kızını onaylarken Asaf ile aynı arabaya binmeyi kabul etti . Onu bir kaç saat daha yaşatmayı kabul ederken gözleri bir avcı misali bir an bile onun üzerinden ayrılmıyordu . Çağrının daha fazla sinirlenmesine neden olan şey ,Asaf'ın kızını kendi çocuğuymuş gibi sahiplenmiş oluşuydu .
Alt dudağını dişlerinin arasına alıp kanatmak istercesine sıkıştırdı . Sarp ise her hangi bir sorun çıkmasına karşın tetikte bekliyordu her an . Bakışları Denize kaydığında dudağının kenarı kıvrıldı . Saçları tıpkı Çağrıya benziyordu . Onun gibi siyah ve kıvırcıktı . Yağız ile amca olmayı bir kez tatmıştı şimdi ise kendi kanından bir yeğeni olmasını bilmek çok başka bir şeydi .
Deniz hala başını Asaf'ın göğsünden ayırmamış ve kimseyle göz göze gelmek istemiyordu . Hemen arkasında babası olduğunu söyleyen adam duruyordu . Yıllarca onun bir gün geleceğini biliyordu . Annesi her gün onu anlatıyordu kendisine . Her zaman onların anılarını dinleyip gözlerini yummuştu geceye .
Şimdi o kadar yakınındaydı ki , korkuyordu . Onu tanıdıktan sonra tekrar gideceğini düşünüyordu . Belki ona sarılırsa bir daha bırakmak istemeyeceğini hissediyordu . Küçük kız içinde ki çelişkilerle küçücük yaşında nasıl başa çıkacağını bilemiyordu .
Arabanın durmasıyla Deniz başını Asaf'ın göğsünden ayırıp etrafına bakındı . Arabanın arka kapısı açılırken Hazal'ın ağlamaklı sesi doldurdu arabanın içini . "Bebeğim !"
Deniz dakikalardır tuttuğu yaşları yanaklarına dökerken hızla kollarını annesine sardı .Annesinden hiç bu kadar uzak kalmamıştı . Annesinin renkli saçlarına dolanırken kolları ağlamaları iç çekişlere dönmüştü , tıpkı Hazal gibi...
Çağrı arabadan gülümseyerek inerken ,Asaf derince yutkundu .Bunu onlara yapmaya hakkının olmadığını bildiği halde birbirinden ayırmıştı anne-kızı.
Çağrı , kızı ve sevdiği kadına yaklaştığında gözleri tekrar doldu . Bu kadar ağlak bir adam değildi o , ama engel olamıyordu . Yıllar boyunca düşlediği yerdeydi şuan .
Hazal bakışlarını Asaf'a çevirdiğinde yüzünde ki ifadeyi silip yerine öfkeyi yerleştirdi. "Sen nasıl bir insansın ! ? Hiç mi acımadın bize ! Hala neden bunları yapıyorsun , bizi ayırınca eline ne geçecek !?"
Asaf kendisine söylenen hiç bir şeyi duymamış gibi ellerini cebine atarken gözlerini kısıp kendisine düşmanca bakan Çağrıya aynı bakışlarla karşılık vermekle meşguldü.
Hazal kucağında kızını yere indirirken öfkeyle Asaf'a doğru yürüyüp gömleğinin yakalarından tuttu . "Bir daha kızıma bir adım bile yaklaşamayacaksın ! Mutluluğumuza gölgen bile değmeyecek , çık hayatımızdan !"
Hazal hala yakalarından tuttuğu adama bakarken onun ilk kez farklı bir duyguyla ona baktığının fark etti .Donuk bakışlarının yerini pişmanlık kaplamış gibiydi . Hazal içinde ki sese direk itiraz ederken nefretle bakmaya devam ediyordu ki kazağının ucundan tutup ona engel olan kızına baktı .
"Yapma anne ..."
"Deniz , hadi Yağız abin seni yukarı çıkarsın bebeğim "
Yağız bir kaç adımda yaklaştığında Deniz hızla Asaf'a doğru yürüyüp küçük parmaklarını Asaf'ın koca eline sarmıştı . "Hayır ,babamda gelsin "
Hazal şaşkınca olduğu yerde donarken bakışları yavaşça Çağrıya kaydı .Onunda gözleri Denizin üzerindeyken acı çeken ruhunu hissedebiliyordu . Gözlerinden ki acı Hazalın da gözlerine bulaşırken Hazal ilk defa belki de bu kadar öfkelenmiş ve sesini yükseltmişti kızına.
"Ne babası Deniz ! Ne saçmalıyorsun ! Bu adama nasıl baba dersin sen !.."
Daha fazla ileriye gitmeden Çağrı Hazalın koluna girmiş ve susturmuştu onu . Hazal bir kaç saniye gözlerinin kapatıp sakinleşmeye çalıştı . Gözlerini açtığında Denizin yanına gidip Asaf'ın elini tutan elini ayırıp kendi avucuna aldı .
"Annem , güzel kızım . Hani sana her gece anlatıyordum ya babanı . Gelecek diyordum , bak geldi..."Hazal Çağrıyı gösterdikten sonra kızına gülümseyerek baktı . "Senin gerçek baban Çağrı , biliyorsun bunu "
Deniz annesinden çektiği bakışları Çağrıya yönelttiğinde ,babasının kendisinden bir cevap beklediğini biliyordu . Deniz tekrar annesine baktığında alamamak için yanağını ısırdı . Bütün dertlerden ,yüklerden kaçmak istiyordu ve yapabildiği tek şey deve kuşu gibi kafasını kuma gömmekti .
"Uyumak istiyorum anne , çok yoruldum "
Hazal kızının büyük bir karmaşa içinde kaldığının farkındaydı ve daha fazla baskı yapmak istemiyordu . Denizi kucaklayıp yukarı çıkarken küçük kızı kollarını boynuna dolamıştı . Hazal ile eve girerken yorgun bir sesle konuştu . "Dayıma ne olacak anne ?"
Hazal zorlukla yutkunurken cevapladı ."Bilmiyorum kızım " Deniz kafasını annesinin omzuna yaslarken Asaf'a son kez baktı ve sadece annesinin duyabileceği bir sesle mırıldandı . "Dayımı terk etmeyelim anne ,çünkü onun bizden başka kimsesi yok "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTAKAL ÇİÇEĞİ -HAZAL-TAMAMLANDI
Fiksi Umum*** ...Kendi düşüncelerimle boğuşmaktan vazgeçip sesimin titremesine engel olamadan konuştum. " Yaklaşma" "Şşş..." Bu hareketi bile titrememe neden oldu. Sonra dudaklarını aralayıp konuşmaya başladı. " Bir daha ıssız sokaklara girme . Senin benden b...