Aşk, imkansız birçok şeyi mümkün kılar.
Goethe
Hani bazen durduk yere kalbine kasvet çöker ya insanın , adını koyamaz o duygunun . Kalbinin kemikleri kırılır ama çığlığın yutkunmadan öteye gidemez. Hazalın boğazında ki yumru yıllardır orada . Soluğu kesilene dek haykırmak istiyor onun adını . Ama bir nefesten öteye gidemiyor . Hazal odasına girip kapıyı kapattığında kendisine üzgün gözlerle bakan kızına kaydı bakışları . Bu hikayenin başına gelen en güzel şeydi küçük kızı . Sevdiği adam gibi bakıyordu gözleri . Sevinci , hüznü , gözyaşı , mızmızlanması ... her şeyi oydu sanki .
Bir kez daha gözleri doldu kalbi kırk yerinden kırık kadının . Artık eskisi gibi değildi sesi , kokusu , gülümsemesi ... Kızı kendisine Çağrıdan nasıl bir hediye ise saçları da öyleydi . Geçmişle tek bağlantısı saçları ve kızıydı belkide . Eskisinden daha lüks bir hayat yaşıyordu . Üç katlı bir villa , sayısız çalışan , bahçıvan , şoför ... Defalarca kaçmasına rağmen bir türlü kardeşinden kurtulamamıştı . Kızına döndü ve tekrar otoriter sesiyle konuştu Hazal.
"Kızım neden etrafı dağıtıp duruyorsun ?"
Deniz oflayarak arkasında ki yatağa oturup ayaklarını aşağı sarkıtarak hüzünlü sesiyle konuştu . "Geçen gün pencereden gördüm sokakta bir sürü çocuk vardı, oyun oynuyorlardı .Dayım onlarla oynamama izin vermedi . Bende ona kızdım " Hazal elini yumruk yaparak öfkesini saklamaya çalışarak kızının yanına oturdu . "Ben dayın ile konuşurum izin verir ,tabi bir daha ortalığı dağıtmamak için söz verirsen eğer ?"
Deniz hızla oturduğu yerden kalkıp ellerini çırptı . "Söz veriyorum anne , bir daha asla yaramazlık yapmayacağım " Hazal kızına bakıp tebessüm ederken oturduğu yerden kalktı ve kapıya ilerledi .Asaf'ın yıllardır koyduğu yasakları her şekilde çiğnemişti ve yeniden buna engel olacaktı . Kızı , inatçı ve acımasız bir adam tarafından çocukluğundan olamazdı !
Kapıyı arkasından kapatıp hızla merdivenleri indiğinde Asaf'ı bıraktığı gibi buldu . Sert adımlarla karşısına geçtiğinde dik dik gözlerine baktı ."Kızımı bu eve kapatmana izin vermeyeceğim . O daha çocuk ! Ne istiyorsun ondan !"
Asaf oturduğu koltuktan ayağa kalktığında dev cüsseyle kardeşine yukarıdan baktı ."Onu en az senin kadar seviyorum ." Hazal işittiği sözler karşısında soğuk bir kahkaha attı . Karşısında ki adama kardeşim deyip bir kere bile sarılmamıştı . Kardeşi hayatını karartıyordu her geçen gün.
"Kandırma kendini ! Sen sevgi ne demek asla bilemezsin ! . Kızımın babasını öldürdün sen , şimdi karşıma geçip de sevgiden bahsedemezsin !" Hazal her sarf ettiği cümlede biraz daha batırdı etine tırnaklarını .
Asaf ellerini cebine yerleştirip gözlerini kıstı . "Hiç bir zaman kabullenmeyeceksin değil mi ? Sen buraya aitsin güzel kardeşim ve benim kurallarımla yaşayacaksın ! yaşayacaksınız !"
Hazal dolan gözlerini saklamak için etrafta gezdirdiğinde merdivenlerin başında oturup ağlayan kızıyla göz göze geldi . İçinde kaynayan yanardağ o anda patlamış ve tepkisini göz yaşlarıyla göstermişti . Asaf Hazalın baktığı yere çevirdiğinde bakışlarını Deniz'e doğru bir adım atmıştı ki küçük kızın hızla yerinden kalkıp gidişini izledi .
Yedi düvele meydan okuyan Asaf küçük bir çocuğun gözlerinde ki hüzünde boğuluyordu . Denizin dayısı değilde babası yerine koymuştu kendini . Başlarda o adamın çocuğunu istememişti evinde . Daha sonra kendisine hiç kimsenin bakmadığı gibi baktığını , muhtaç olduğunu , sevdiğini gördükçe bu küçük çocuğu kalbini merkezine koydu . Hazal her ne kadar kabul etmese de Asaf Denizin hayatında her zaman olacaktı . Onu koruyup kollayıp sevecekti . Hiç sahip olmadığı aileye bu küçük çocuğa babalık yaparak sahip olacaktı . Asaf'ın planları böyle iken hayatın onlara bambaşka oyunlar oynayacaklarından bihaberdi .
*******
Sarp arabanın yan koltuğunda rahatça oturan kadına öfkeyle baktı . Otuz küsür senelik hayatında şu son iki günde düştüğü durumlara düşürmemişti kendini . Bu deli kızdan bir an önce kurtulmalıyım diye geçirdi içinden . Sarpın öncelikleri vardı .Kardeşini ve Hazalı bulmak zorundaydı . Bu kız kendisine sadece ayak bağı olacaktı belli ki . Daldığı düşüncelerden sıyrılmasına neden olan şey son ses arabayı dolduran radyoydu . Sarp yüzünü buruşturup yan tarafına baktığında gülümseyerek kendisine bakan bir çift gözle karşılaştı .
Müziği kapattığında genç kız hızla konuştu ."Sana bir kaç defa seslendim ama duymadın beni . "Sarp daldığı düşünceler arasında kızın sesini işitmemişti az önce . Genç kız nefes almadan devam etti konuşmasına. "Nereye gidiyoruz ortak ?" Sarp kaşının birini havaya kaldırarak sordu ."Ortak ?"
Genç kız arkasına yaslanarak kollarını göğsünde bağladı . "Evet yaklaşık yarım saat önce beni hastaneden kaçırdın ya hani .." Sarp derin bir of çekti . "Şuan neyle sınanıyorum acaba ben ?!"
"Gelecekte ki hayatının aşkıyla , yani benimle !" Kızın otuz iki diş sırıtmasıyla Sarp arabayı dolduran koca bir kahkaha attı . Genç kızın kendisiyle alay ettiğini düşünürken başını ona çevirdi fakat beklediğinin aksine ciddi bir suratla ona bakıyordu kız . Gülümsemesi yüzünde asılı dururken alayla cevap verdi . "Henüz akli dengemi kaybetmedim " . Genç kız homurdanarak Sarpın duyamayacağı şekilde konuştu . "Sen öyle san !"
Sarp biraz öncekinin aksine yola bakarak ve ciddi bir sesle sordu ."Gerçek ismin ne ?" Genç kız ismini söylemek istemese de meraklı adam öğrenmeye niyetliydi . "Aşkım " Sarp bir an arabayı yoldan çıkarsa da direksiyona çok çabuk hakim oldu . Biraz önce tekrar kaza yapacağı düşüncesi öfkelenmesine sebep olmuştu . "Beni baştan çıkarmaya çalışacağına sorduğum soruya cevap ver ! " Genç kız kendisine yapılan imayla gözünün önüne gelen sahnelerin altında ezildi .Daha bir kaç gün öncesine kadar ona cilve yapmasını söyleyen adamın pis nefesini hissetti ensesinde . Tekrar o cehennemi hatırlatan sözler ile çığlık atarcasına tek nefeste bağırdı . "Durdur arabayı !"
Sarp başta afallasa da umursamadan devam etti yola. Bu sefer daha gür bir sesle bağırdı genç kız ."Sana durdur arabayı dedim ! " Sarp ani frenle arabayı durduğunda genç kız öne doğru fırlayacakken elini uzatıp belinden tutarak engel olmuştu ki bir çığlık daha koptu genç kızdan . "Dokunma bana !"
Sarp ateşe dokunmuş gibi hızla ellerini geri çekerken ne yapacağını bilemez şekilde sessizliğini korudu . Aşkım arabadan inip sırt çantasını omzuna astığında Sarp sadece izlemekle yetindi. Dağın başında bom boş yolda yürüyen kıza baktı .Biraz önce söylediği sözleri düşündü tekrar . Kızın bu kadar büyük tepki vermesinin nedeni sadece bu olmazdı değil mi ? Kendi kafasında tartıp biçerken arabayı çalıştırdı ve kızın yakınında durdurdu . Arabadan hızla inip genç kızın kolunu tuttuğunda kendisine çevrilen suratla dona kaldı . Deli dolu dediği kızı tek kelimeyle ağlatması normal miydi ?
Hala kızın kolunu tutarken ikinci özrünü diledi . "Ben bu kadar kırılacağını düşünmemiştim . Öyle..." sözünü kesen şey genç kızın başını göğsüne yaslayıp hüngür hüngür ağlamasıydı . Sarp ne yapacağını bilemez bir şekilde havada ki elini yavaşça kızın sırtına indirdi . Başına büyük bir bela aldığını hissediyordu ama kendisini de geri çekemiyordu.
"Gerçek ismim Aşkım " Kızın ağlamaklı sesiyle söylediği kelime ile Sarp kendine içinden sağlam bir küfür savurdu . Elini kızın çenesine indirip yüzünü kavradığında içinde ki sıcaklığa bir anlam bulmaya çalıştı ama sonuç alamadı . Kız ıslak gözlerini kırpıştırarak Sarpın gözlerine baktığında kulaklarına dolan erkeksi ses ile dikkat kesildi. "Aşkım.." yutkunmasına sebep olan kelime ile devam etti Sarp . "Nereye gideceksin ? Daha doğrusu gidecek bir yerin var mı ?"
Aşkım gözlerini sarpın yakasına indirdiğinde aklına tek bir ismin dahi gelmemesi canını yaktı . "Yurt dışına gideceğim " Sarp sabırla tekrar sordu . "Yurt dışına kimin yanına ?"
Aşkım yüzünü sarpın elinden kurtarıp diklenerek konuştu ."İlla birisinin yanına mı gitmem gerek , gidiyorum işte bir yerlere !" Kızın gel gitlerini deliliğine verdi sarp . Elinin birini beline koyup diğerini de saçlarının arasına geçirerek derin bir nefes verdi ve genç kıza döndü . Kafasıyla arabayı işaret ederek konuştu "Yürü başımın belası yürü ". "Nereye ?"
"Hayatımın en büyük sınavlarından birini vermeye "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTAKAL ÇİÇEĞİ -HAZAL-TAMAMLANDI
General Fiction*** ...Kendi düşüncelerimle boğuşmaktan vazgeçip sesimin titremesine engel olamadan konuştum. " Yaklaşma" "Şşş..." Bu hareketi bile titrememe neden oldu. Sonra dudaklarını aralayıp konuşmaya başladı. " Bir daha ıssız sokaklara girme . Senin benden b...