Ya başlanmamalı ya da bitirmeli.
P.N. Ovidius
En son kendinle ne zaman konuştun? Dün akşam mı , bugün öğleden sonra mı yoksa bir kaç saat önce mi?
Hazal titreyen ellerine bakarken içinden binlerce satır karalamıştı kafasında ki beyaz deftere. Bir kaç damla kan bulaşmış parmaklarını oynatamazken sordu kendi kendine . 'Ben hangi günahın keçisiyim?'
Hangi günah ile yıkandı ruhum? Hangi cehennemin giriş biletini tutuyorum avuçlarımda? Kesinlikle doğmadan önce ki hayatında büyük bir günahkardı ve Tanrı onu bu dünyaya cezalandırmak için göndermişti.
Bedeninde her hangi bir hasar olmamasına rağmen ruhu cayır cayır yanıyordu. 'Cehennem ateşi de böyle bir şey mi ?'dedi.
Belki de kafamızda oluşturduğumuz o cehennem aslında içimizdeydi. O ateş bizimle birlikte büyüyüp bizi de her geçen gün yakıyordu. Her insan cehennemini içinde taşıyordu.
Büyüdükçe günahlarımızın artmasına sebep buydu.
Hazal koluna dokunan parmaklar ile kafasını kaldırırken Asaf'ın acı çeken yüzüyle karşılaştı. İri adamın şakaklarından akan ter gömleğinin altında ki göğüslerine doğru süzülüyordu. Büyük ve Kalın parmakları genç kadının koluna baskı uygularken zar zor aldığı nefesle konuştu.
"Kendine gel Hazal! Beni öldürmeyi bile beceremiyorsun..."
Bunu söylerken Asaf'ın bedeni soğuk soğuk terlemeye başlamıştı bile.Hazalın gözleri kardeşinin yaralı omzuna kaydığında gözünden bir damla yaş süzülüp çenesine doğru yol almıştı.
"Seni vurdum"
Çenesi titreyerek bunu söyledikten sonra Asaf'ın kapanan gözlerine kaydı bakışları. İri adamın bayılmadan önce titrek sesle söylediği sözler odaya sonradan giren kişilerle beraber dört kişinin kulağına doluştu.
"Evet beceriksiz ,beni vurdun."
*************
Merdiveni sessiz ve yavaş adımlarla çıkarken her gün olduğu gibi yine sağdan ilk odaya girdi Sarp. Yerde oturan ve arkası kendisine dönük olan beyazlar içinde kadına uzunca baktı.
Kestiği kısa kumral saçlarını arkaya doğru taramış dizlerinin hemen üzerinde biten bembeyaz elbisenin içinde masal perilerini andırıyordu. Hemen omzunda ki yara izlerini görmezden gelip kadının önünde oturduğu tabloya kaydı gözleri.
Büyük beyaz bir tuvalin üzerinde özenle gezen fırça izlerini takip etti gözleri. Palette ki her renk özenle beyaz tabloya işlenmiş ve içinde ki karmaşıklığı yansıtmak ister gibi bir hali vardı.
Sarp bedeniyle birlikte başını da kapı pervazına yaslarken gözlerinde ki büyük bir hayranlıkla izledi Aşkım'ı.
Güçlü kadınları her zaman sevmişti. Ayakları üzerinde durabilen bütün zorluklara göğüs geren kadınları...
Aşkım da onlardan bir tanesiydi. Hayatın ona kazdığı çukurlara defalarca düşmüş ve çıkmıştı. Sarp için bu Aşkım'ı her defasında gözünde yüceltmesine sebep oluyordu. Genç kadın ilk önce zorla evlendirilip üzerine sayısız dayaklar yedikten sonra bebeğinin ölümüne sebep olmuşlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTAKAL ÇİÇEĞİ -HAZAL-TAMAMLANDI
Fiction générale*** ...Kendi düşüncelerimle boğuşmaktan vazgeçip sesimin titremesine engel olamadan konuştum. " Yaklaşma" "Şşş..." Bu hareketi bile titrememe neden oldu. Sonra dudaklarını aralayıp konuşmaya başladı. " Bir daha ıssız sokaklara girme . Senin benden b...