Hastanenin koridorunda bir sağa bir sola hızla yürüyen adam bir elini cebine sokmuş diğer eliyle de ensesini ovarken sürgülü ameliyat kapısının açılması ile hareketsiz kaldı bir anda .
Yüreğinde ki ağırlık git gide artarken kapıdan çıkan doktorun kendisine yaklaştığının ancak farkına varabilmişti .
"Hastanın yakını siz misiniz ?"
Gelen soru ile aile kavramı dank etmişti kafasına . Kızın ailesine de haber verememişti ! Başını hızla 'Evet' anlamında salladığında doktorun ağzından çıkacak cümleleri büyük bir sabırla bekledi .
"Merak etmeyin durumu şuan iyi . Birazdan yoğun bakım odasına alacaklar , bir kaç gün sonra da normal odaya geçebilir . İyi günler"
"Teşekkür ederim "
Doktorun gitmesinin ardından ameliyathanenin kapısı yeniden açılmış ve sedye ile kızı dışarı çıkarmışlardı. Sarp bir kaç adımda kıza yaklaştığında alnında ki izler dikkatini çekti ilk önce , ardından solgun teni .
Kızı sedyeyle birlikte götürürlerken hızla onlara yetişti . Bir camın önüne geldiğinde sedyeye de cansız gibi yatan kıza daha dikkatli bakmaya devam etti . Görevliler kızı yatağa yatırdıklarında vücuduna da bir kaç kablo bağlamışlardı . Yoğun bakım odası boşaldıktan sonra hızla kapıya gitti . İçeriden son çıkan hemşire elinde ki poşeti Sarp'a uzatırken içindekilerin genç kıza ait olduğunu söylemeyi de ihmal etmemişti .
Sarp elinde ki poşet ile bir müddet bakıştıktan sonra tekrar camın önüne geldi . O ıssız sokakta bu kızın ne işi vardı hala çözememişti . Bakışları tekrar elinde ki poşete kaydığında yakında ki sandalyelerden birine oturup poşetin ağzını açtı .
Bir kaç kıyafet , 400 tl para , kalem , küçük bir not defteri ve eski bir kol saati . Ne bir kimlik nede telefon vardı . Elinde ki defterin kapağını açtığında şekilsiz çizimlere kaşları çatık şekilde bir müddet baktı .
Haber verecek ne bir ailesi nede bir arkadaşını bulamamıştı . Hoş ! Kızın ismini bile bilmiyordu .Eşyaları eline alıp ayağa kalktı . Karakola gidip ifade vermesi gerekecekti . Son kez yatakta hareketsizce yatan kıza baktığında sıkıntılı bir nefes verdi .
Akşam olmasına rağmen kız hala uyanmamıştı . Sarp tekli sandalyede otururken bir yandan da , muhtemelen kızın çizdiği deftere bakıyordu . Saatler öncesinden Yağıza geç geleceğinin haberini vermeyi de unutmamıştı . Bugün eğer o kadar hızlı bir şekilde o arabayı kullanmasaydı , şu an kız yoğun bakımda olmayacaktı .
Yoğun bakımın odası tekrar açıldığında içeriden kadın bir doktor çıkmış ve Sarpa doğru yönelmişti . Kadının sert yüz atları onun otoriter bir kişiliğe sahip olduğunun kanıtıydı . Sarp kendisine gelen doktoru gördüğünde ayağa kalkmıştı . Kadın doktor sert ve net bir sesle konuştu .
"İçeride ki hastanın yakını sizsiniz öyle değil mi ?"
Sarp tam cevap verecekken kadın devam etti konuşmasına ;
"Sizin gibi magandalar yüzünden kadınların yaşama hakkı dair bir çok hakları elinden alınıyor . Eşinizi ilk önce dövüp sonra da araba çarptı bahanesiyle hastaneye getirmeniz yaptığınız iğrençlikleri kapatamayacak . Şimdi gidip hastane polisine durumu bildiriyorum !"
Sarp duyduğu kelimeler karşısında dumura uğrarken ne diyeceğini de bilemedi. Çünkü doktorun neden bahsettiğini hala kavraya bilmiş değildi . Doktor tam yanından gidecekken Sarp hızla karşısına geçti .
"Bir dakika , bir dakika ... Ne demek dövmek ?"
"Bide bilmemezlikten mi geliyorsunuz ?"
"İçeri de yatan kadın benim karım falan değil . İsmini dahi bilmiyorum ve beni bu şekilde suçlayamazsınız . Son olarak dövmek derken neyden bahsettiniz az önce ?"
Doktor , karşısında konuşan adamın ciddiyetinden ve söylediği kelimelerden bir an afallasa da sert duruşunu bozmadı .
"Kızcağızın her yeri morluk içinde . Ve bu morluklar en fazla bir haftalık . Ve daha sayamayacağım bir çok iz var . Sanki işkence görmüş gibi . "
Sarp bir an afallasa da ne tepki vereceğini bilemedi. Çünkü kızın yüzünde veya kollarında geçirdiği kazadan başka morluk görmemişti . Doktorun sesi ile tekrar kendine geldi .
"Bunu polise bildirmem gerekiyor "
Sarp başıyla onayladığında doktor çoktan gözden kaybolmuştu . Aradan geçen zamana aldırmadan hala kapının önünde kızın uyanmasını ve iyi olduğunu görmeyi bekliyordu . Karşıdan gelen hemşire ile ayağa kalktı .
"içeriye girebilir miyim acaba ?"
Sarp hem suçluluk duyuyor hemde kızı merak ediyordu .Belki de vicdan azabı çekiyordu .Hemşire saatin çok geç olduğunu söylemesine rağmen bir şekilde ikna etmişti . Sarp üzerine giydiği mavi önlük ve maske ile yoğun bakıma girdiğinde hemşire arkasından uyardı.
"Sadece bir kaç dakika !"
Sarp önüne dönüp odaya girdiğinde yüzü yara bere içinde olan kadına baktı . Ardından kollarına kaydı bakışları omuzlarına doğru yayılan morluklar vardı . Kızın başucunda ki sandalyeye oturduğunda yüzünü daha yakından görme fırsatı yakalamıştı . Kız güzeldi güzel olmasına ama belli ki bahtı kötüydü . Bir süre ne diyeceğini bilemedi .
"Merhaba "
Ağzından çıkan kelime iyi yüzünü buruşturdu . Bula bula merhaba kelimesi dökülmüştü dudaklarından . Ardından biraz daha saçmaladı .
"Sarp ben ,.."
Sonra susturdu kendini . Çünkü biraz daha konuşursa daha fazla saçmalayacağını biliyordu . Kız melek gibi huzurla uyuyordu . Gözleri , rahatsız edici sesler çıkaran makineye kaydığında her şeyin normal olduğunu gördü. Kızdan hiç bir tepki yoktu .
"Özür dilerim , bir anda seni göremedim . Böyle olmasını istemezdim "
Kız hala hareketsizce uyuyordu . Bakışları tekrar kızın yüzüne çıktığında uzun uzun baktı yüzüne . Acaba gözleri hangi renk diye geçirmeden edemedi içinden . Kazada kızın ayağı da kırılmıştı . Anlaşılan uzun süre üzerine basamayacaktı . İçinden kendi kendine bir küfür daha savurdu . Kız şimdi kendisi yüzünden uzun süre acı çekecekti .
Önceden insanların yanan canı umurundan olmazdı fakat Yağız onda çoğu şeyi değiştirdi . Bir nevi babalık yaptı . Onunla merhameti öğrendi . Vicdan acısı ile kalp acısının ne kadar berbat bir his olduğunu tattı . Şimdi eski Sarp olsaydı diye düşündü içinden ,ardından olmasa daha iyi olurdu diyerek gülümsedi . Kendi kendine kızın karşısında güldüğünü fark ettiğinde hemen suratsız ifadesine geri döndü . Bugünler de fazla aptal gibi davranıyorum demeyi de ihmal etmedi . Hemşirenin uyarısı ile ayağa kalktığında içinde az da olsa rahatlama hissi vardı .
Yatakta yatan kıza doğru eğilip üzerinde ki örtüyü biraz daha yukarı çektiğinde arkasına döndü . Tam bir adım atmıştı ki eline dolanan parmaklar ile donup kaldı olduğu yerde .
Arkasına dönüp kıza baktığında gözlerinin baygın bir şekilde yarı açık olduğunu gördü .Ardından elinde ki parmaklara kaydı bakışları . Kız hala çekmemişti elini . Sarp bakışlarını tekrar kızın yüzüne çıkardığında gözlerine odaklandı . Kahverengiydi gözleri . Fakat neden sıradan değildi bakışları . Sanki gök kuşağı akıyordu bakışlarından .
"Teşekkür ederim..."
Pürüzlü ve boğuk sesiyle devam etti kız .
"Beni kurtardığın için"
(Geç gelen bölümler için hepinizden özür dilerim arkadaşlar . Fakat dersler yüzünden pek zamanım olmuyor . Fırsat bulduğum anda ise hemen yazıyorum . Sizi seviyorum )
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTAKAL ÇİÇEĞİ -HAZAL-TAMAMLANDI
Ficción General*** ...Kendi düşüncelerimle boğuşmaktan vazgeçip sesimin titremesine engel olamadan konuştum. " Yaklaşma" "Şşş..." Bu hareketi bile titrememe neden oldu. Sonra dudaklarını aralayıp konuşmaya başladı. " Bir daha ıssız sokaklara girme . Senin benden b...