Üç gün boyunca gerekli hazırlıkları yapmış sürekli Albayla irtibat halinde kalmıştım. Bu süre zarfında Kartalla ne karşılaşmış ne de telefonda konuşmuştuk.
Üstleneceğim rol şirketin yönetim kurulunda yer alan sert otoriter bir patron ve Kartala delicesine âşık sadece eşinin yanında mutlu olabilen sadık bir kadındım.
Kartal ise rahat ve iyi ilişkiler kurabilen bana nazaran daha yumuşak mizaçlı yine de karısına gönülden bağlı umursamaz bir adamdı.
En azından yanımda hovardalık yapamayacaktı. Görevini layıkıyla yerine getireceğine dair hiçbir şüphem yoktu. Derin düşüncelerde çevreme bakarken sonunda Kartalı görmüştüm. Tüm resmi evraklar onda olduğu için onu beklemek zorunda olmak canımı fazlasıyla sıkmıştı açıkçası.
"İnsan karısını bu kadar bekletir mi sevgili kocacığım?"
Yüzümde ki ışıltılı gülücükle yanına yaklaşıp yanağına masum bir buse kondurdum. Bu tepkimi beklemiyor olacak ki donup kaldı.
"Ne yapıyorsun Şafak?"
"Alıştırma yapıyorum benim sadık sevgilim."
Kirpiklerimi kırparak alttan, alttan bakmıştım. Fazlasıyla sinir olduğunu görebiliyordum. Oh olsundu karargâhta bana misliyle burnundan getirecektim.
Elimdeki çantayı alıp dış hatlar kapısına doğru ilerledi sağlam adımlarla. Bende koluna yapışıp onun yanından ilerledim. Rolüme şimdiden alışmam lazımdı değil mi?
Ben tam bir iş koliktim. İşkolik olmadığım tek zaman şirketten çıkıp kocamın yanına döndüğüm zaman. Ve bazı geceler işkolik halim eve kadar taşınıyor ve kocamı ihmal ediyordum. Evimizde ki tek kavga sebebimiz buydu.
Sahi bu senaryo hangi sik beyinlinin kafasından çıktı çok merak ediyorum.
"Şafak koluma yapışmayı bırakır mısın?"
Büyümüş gözlerle Kartala baktım. Birazda gözlerimi doldurup dudaklarımı büzdüm. Bir anda durup bana baka kaldı.
"Şafak iyi misin? Ne oldu şimdi?"
"Kartal yoksa sen beni sevmiyor musun? Benden soğudun mu? Beni istemiyor musun artık?"
Gülmemek için kendimi o kadar çok sıkmıştım ki gözlerim daha çok doldu. Biraz insan durmuş biz bakıyordu. Kaş göz yaparak Kartala çevredeki insanların bizi izlediğini belirtim. Bir müddet dişlerini sıkıp beni izledi sonra gözlerinde o şeytani pırıltıları gördüm. Tam ellerimi çekip geri adım atacakken ellerimden tutup beni iyice kendine çekti.
"Senden sıkılmak ne mümkün sevgilim."
Daha kısık kimsenin duymayacağı sesle devam ettim.
"Vücudunun o kıvrımlarını bir kez görüp de senin altımda inlediğin halleri istememek ne mümkün."
Evet, sayın seyirciler Şafak 1-0 mağlup durumda şuan. Kartaldan gelen sert gol Şafak cephesinde büyük bir mağlubiyet oluşturdu. Kartal yine herkesin duyacağı bir şekilde konuştu.
"İngiltere'de seninle istediğin kadar ilgileneceğim karıcım."
Kenarda ki genç kızların bizi bakarak kıkırdadığını gördüm. Teyzelerde olumlu gözlerle Kartalı süzüyordu. Kartal alnıma derin bir öpücük bırakıp iki bavulu tek eline aldı ve ellerimi sıkıca tuttu. Ellerimi çekmeye çalıştım ama izin vermedi.
"Ne yapıyorsun Kartal bıraksana elimi."
"Aaa! Sevgilim nasıl bırakırım senin elini. Benim gözüm senden başkasını görmezken ellerim de senden başkasına dokunamaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güçlü Kadınlar Serisi 1; CELLAT
Action-Bölümler düzenlenmeye başlanmıştır.- Gözyaşları ölenler için değildir aslında; geride kalanlalar içindir, gidemeyenler içindir, en çokta susmak zorunda kalanlar içindir... Kader mi kaybetmeye zorlar? Yoksa beden mi kaybetmeye alışan? Kaybedece...