Derler ki ilk insanla başladı en büyük günah. Âdem ile Havva yaratıldığı günden beri günaha meyli olan insan büyük günahlar pençesinde azap için çırpınıp durdu adeta.
Ne istedi ilk insan. Neden Tanrıya yüz çevirip yasak meyveyi yedi. Sahi neydi yasak meyve; elma mı, üzüm mü, amut mu yoksa Havva mıydı yasak meyve?
Bazen, sadece bazen ama ara ara geliyor böyle şeyler aklıma. Ademin yasak meyvesi Havva olmalı ki büyük günahlardan olan Şehvetin pençesine takılıp cennetten kovulabilsinler.
Suç Havva'da değil ama; Havva güzel, Havva temiz, Havva masum ve Havva bir o kadarda Ademe aşık.
Suç Ademde değil ama; Adem uzun, Adem güçlü, Adem cesur ve Adem bir o kadarda Havva'ya aşık.
Ademin yasak meyvesi Havva olduğundan Zina denen günahın çift taraflı anlaşmasıyla kovuldular cennetten.
İlk günah diğer günahların başlangıcı oldu. Havva dünyaya hamile kaldı Habil ile Kabil doğdu ikizleriyle.
Yazıldı kader söylendi sözler; Habil Kabilin ikiziyle evlenecek Kabil ise Habil'in ikiziyle.
Büyüdü kızlar serpildi vücutlar Kabilin ikizi Habil'inkinden daha güzel oldu, daha dişi oldu.
İsyana meyilli olan Kabil kendi ikizini istedi evlenmek için. Yasakların içinde yasak olanlar insanlığı cezbederken, kardeş evliliğinin normal sayılması zaten yasakken kendi ikizinle evlenmek yasakların en yasağı oldu.
İlk cinayetin sebebi yine Şehvet oldu. İlk günah şehvet, ilk yasak şehvet, ilk cinayet şehvet...
Bundan asırlar sonra yine bir çocuk şehvetin kurbanı oldu, vücuduna yapılan tecavüz her şeyini aldı ondan ve bundan 12 yıl sonra küçük çocuk büyük bir kadın oldu ama şehvetin pençesinden kurtulamadı.
Çırpınmanın faydasızlığı içerisinde yabancılaştı kendisine.
Öldü
Sustu
Kırıldı
Parçalandı
Ama
Kurtulamadı
...
(+18 rahatsız olacaklar okumasın lütfen)
Çıplaklı utanılacak bir şey olmadı benim için hiçbir zaman. Ama şuan utançtan daha çok duyduğum çaresizlik hissi ölümün ilk adımını yeniden atmama sebep olmuştu. Ayaklarımdan ve bacaklarımdan kelepçelendiğim yatak başlıkları. Çekiştirmekten tahriş olmuş ve kanamış bileklerim çaresizlik içinde çöken omuzlarım.
"Dokunma bana oruspu çocuğu!"
Makasla üzerimdeki elbiseyi parçalayan şerefsiz aynı zamanda aç bakışlarıyla vücudumu süzüyordu. Parçaladığı elbiseyi bir köşeye attıktan sonra külotumu da elleriyle parçalayıp burnuna götürüp kokladı. Bulanan midem ağzıma kadar yükselmişti ama içi boş olduğu için boş bir öğürmeden fazlası gerçekleşemedi.
"O ne miden mi bulandı güzelim?"
Burnunu bu sefer çıplak kadınlığıma dayayıp kokladı.
"Uzak dur benden şerefsiz herif. Öldürürüm lan seni. Leşini bile bulamazlar."
Kadınlığımdan yalayarak göğüslerime doğru ilerledi. Çırpınıyor onu üzerimden atmaya çalışıyordum. Sol göğsümü ağzın alıp öyle bir ıstırdı ki acıdan gözlerim doldu ağzımdan kısa bir çığlık kaçtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güçlü Kadınlar Serisi 1; CELLAT
Action-Bölümler düzenlenmeye başlanmıştır.- Gözyaşları ölenler için değildir aslında; geride kalanlalar içindir, gidemeyenler içindir, en çokta susmak zorunda kalanlar içindir... Kader mi kaybetmeye zorlar? Yoksa beden mi kaybetmeye alışan? Kaybedece...