Karışan Gerçekler

12.8K 826 48
                                    

Bağırmam üzerine Savaş da bir şeyler sorup ne olduğunu anlamaya çalışsa da henüz bende anlayabilmiş değildim. Telefonu masaya bırakıp Kartala doğru ilerledim.

"Ne yapıyorsun Kartal."

Eline uzanmaya çalıştığım zaman geri çekti elini ve ayağa kalktı.

"Dokunma o pis ellerinde. Dokunduğun her yer gibi beni de kirletirsin."

İşte bunu beklemiyordum.

...

İşte bu ağır olmuştu. Dediği şeyin farkına vardığında gözlerinde ufacık ama çok ufacık bir dalgalanma oldu ama o kadar hızlı geçti ki yanılmış bile olabilirim. Ölüm gibi sessiz ortamda başka bir telefon çalmaya başladı.

Kartal cebinden telefonunu çıkartıp bakmadan açtı ve kulağına götürdü. Sonra yüzü gerildi kaşları daha çok çatıldı gözleri daha bir boş baktı gözlerime. Sert bir şekilde yutkunup cevap verdi telefondakine.

"İyiyim Savaş sadece bardak kırıldı."

Sıkılı dişlerim arasında rengi kaçmış yüzüm ve boş gözlerim. Şuan ki görüntümün nasıl olduğunu biliyordum. Ah sabah nasıl uyanmıştım devamı nasıl oldu.

Arkamı dönüp çıkışa ilerledim. Kartal arkamdan seslenmiş olsa da umursamadım. Sanırım bu söylediğini sindirmem uzun zaman alacaktı. Dün anlattıklarımdan sonra bunu yapacağı asla aklıma gelmezdi.

Yani Kartal'dı bu. Doğru gerizekalı, Kartalı ne kadardır tanıyorsun sen. Hayatında kimseye anlatmadığın şeyleri ona anlattığın için nefretinin silineceğini falan mı düşündün? Masanın üzerinden aldığım telefonu sıkmadan ellerim bembeyaz kesilmişti. Arabanın ön yolcu koltuğuna oturup boş gözlerle yan camdan çiçekleri seyrettim. Kısa bir süre sonra kapı açılıp kapandı. Araba çalıştı ve yola koyulduk. Kartalın konuşma girişiminde radyoyu açıp susması gerektiğini net bir şekilde belirttim. Ve hiç ona bakmadım.

...

Tüm gün öyle bir boşlukta geçmişti ki. Kartalın dediğinin neden bu kadar canımı yaktığını bir türlü anlam veremiyordum. Çoğu zaman böyle ithamlarla karşılaşmıştım hepsini geçtim çoğu zaman ben bile kendimin kirli olduğunu düşünürken birinin bunu yüzeme söylemesi hele ki bu birinin Kartal olması ne bileyim işte çok koymuştu be.

"Şafak Hanım burada mısınız?"

"Ah! Üzgünüm dalmışım."

"İyi misiniz?"

"Teşekkürler Casandra Hanım biraz başım ağrıyor sadece. Devam edelim lütfen."

"Peki, efendim nasıl isterseniz."

Casandranın anlattığı detayları incelerken eksiklikleri bulup kendisine söylüyordum. Sert mizacımdan ödün vermeden tüm gün boyunca ortaklıkla ilgili dosyaları halletmiştim. Mesai sonunda elimde hala halletmem gereken dosyalar çoğunluktaydı ve hayat felsefem gereği bugünün işini yarına bırakamazdım.

Yarım saat daha dosyalarla boğuşmamın sonunda kapı çalmıştı. İçeri giren Vicent ve Kartal masamın karşısında ki deri koltuklara kurulup beni izlemeye başladılar. Bense onlara aldırmadan işlerime devam ettim. Aradan geçen on dakikanın ardından ikisi de bir konuşma girişiminde bulunmayınca kaşlarımı sonuna kadar çatıp onlara baktım.

"Bir sorun mu var beyler."

Duygusuz ve boş çıkan sesim Vincent'in irkilmesine sebep olmuştu. Korkak herif.

Güçlü Kadınlar Serisi 1; CELLATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin