TANIŞMA

12.3K 659 157
                                    

Kaçırıldığım günün üzerinden 38, kurtarıldığım günün üzerinden ise 8 gün geçmişti. Birçok üst mercii ile görüşmüş defalarca rapor vermiş. Onlarca kez sağlık testinden geçirilmek için zorlanmıştım ama hiç birine girmedim.

Başım dik ve gururluyum hala. Kendimden hiçbir şey kaybetmedim saçlarım dışında. Bir de babamın o masum dokunuşlarını kaybettim kırık saç uçlarımla.

Gözlerimi kapattığımda hala o muhteşem his iliklerime kadar titretiyor beni. Babam görevde olmadığı her gece odama gelir saçlarımı tarayarak isimsiz kahramanlarımızın hikâyelerini anlatırdı bana.

Gece siyahı saçlarımın arasından süzülüp geçen narin dokunuşlara inat tüylerim hep diken diken olur her gece yatmadan önce bizim için canını veren o kahramanlar için dua ederdim.

Sonra babamda canını veren kahramanlardan oldu. Aynı gün vatanını baba bilen küçük bir kızın ruhunun mezarını kazdırdılar. Tırnaklarıyla kazdığı mezarından geriye kan ve çamura bulanmış koca bir oyuk gömülmek için bekleyen elleri kendi kanıyla çamur olmuş küçük bir çocuk kaldı.

Bu hikâyenin masumu ben değildim şüphesiz. Gömülmek için intikamımı bekleyen o küçük çocuktan başka masum kimse kalmamıştı geriye. Ne şehit olan babam, ne intihar eden annem ne de intikam yeminleri eden ben.

Geriye sadece çamurlu ellerini kulaklarına dayayıp zamanının dolmasını bekleyen o çocuk kaldı masum olarak.

"Şafak!"

Kartalın seslenmesiyle ona döndüm. Elindeki evrakları incelerken bir yandan da bilgisayarda ki dokümanları takip etme çalışıyordu. Komutanlığa görevi bırakmak istediğimi bildirmem üzerine ortaklık işine hız vermiş bir an ön burada ki işi başkalarına bırakabilmek için gerekli ortamı hazırlamaya çalışıyorduk.

Cevap vermememe aldırmayan Kartal konuşmaya devam etti.

"Bu iş bittikten sonra tatile çıkmalısın. Yalnız olmak istemezsen seninle gelebilirim."

İlgili Kartal. Beni bulduğu günden beri üzerime titriyordu resmen. Kırılacak bir cisimmişim gibi adımımı bile takip eder olmuştu.

İstemim dışı dudağımın sağ köşesi yukarı doğru kıvrıldı. Şüphesiz alay dolu bir kıvrımdı bu. Bana acıyor muydu yoksa? İstediği kadar acısın. Ne kadar güçlü olduğumu unutmadığı sürece istediği kadar kırılacak bir cisim gibi görebilir beni.

"Karayip'lere mi gidelim istersin yoksa Maldivlere mi?"

"Benim tercihim Maldivler. Daha önce gitmiştim, muhteşem bir havası var..."

Ciddi anlamda benimle çıkacağı tatilin hesaplamasını yapıyordu. Nerelere gitmemiz gerektiğini anlatıyordu. Tatil, hem de Kartal'la.

"Ben karakolumda yaparım tatili mi?"

"Çıldırdın mı sen bu sıcakta o dağın başına mı döneceksin."

"Ait olduğum yerde olacağım."

"Allah'ın bile unuttuğu bir dağ mı senin ait olduğun yer."

Dediği şey üzerine tepkimi koruyamayarak bana bakan yüzüne öyle sert bir tokat atlattım ki odada yankılanan ses benim bile dişlerimi titretmişti. Vurduğum avucum alev alev yanıyor Kartalın savrulan yanağın parmaklarımın izi çenesin de ise patlayan dudağından süzülen kan vardı.

Ellerimi yumruk halime getirip bana bakmasını bekledim. Dişlerimi o kadar çok sıkıyordum ki çenemden bir yay kokup başıma ağrı misali saplanmıştı sanki. Ağır ağır bana çevirdiği karanlık gözleri irislerine karışmış ürkütücü bir aleve ev sahipliği yapıyordu.

Güçlü Kadınlar Serisi 1; CELLATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin