10 gündür ara vermeden sürdürdüğümüz çalışmalar sonunda görevde hareketsiz kalan bedenimin tüm hamlığını atmıştım.
Uykusuzlukta ve yorgunlukta sınırlarını zorlayan askerler göz altlarında ki morluklara rağmen direniyor ve azmediyorlardı. Onlarla gurur duyuyorum. Bu vatanı onlara gözümü kırpmadan emanet edebileceğimi bilmek tüm yaptığım eziyetlere rağmen şakalaşıp güldüklerini görmek yaşaran gözlerimde neler hissettiğimi haykırıyordur.
"Komutanım?"
"Söyle Ali."
"Yanlış anlamazsanız bir şey sormak istiyorum."
Camda olan bakışlarımı Ali'ye çevirip gözlerinin içine baktım. Soracağı soruyu her ne kadar anlamış olsam da cesaret edip gelebildiği için başımla onay verdim. Duvarın arkasında nefeslerini tutmuş cevabımı bekleyen bölüğe de ufak bir sürpriz yapsam iyi olacaktı.
Ali nefesini tutmuş sorusunu soracakken eğilip postallarımı çıkarmam üzerine bir an donup kaldı.
"Sor Ali!"
"Emredersiniz komutanım!"
Olumsuz anlamda başımı sallayıp çıkarttığım postallarım sayesinde sessiz olan adımlarımla duvara doğru yürümeye başladım.
"Bu ne zamana kadar devam edecek komutanım?"
"Bu dediğin ne Ali. Eğitiminiz mi?"
"Ee- evet komutanım."
Son adımımı da atıp duvar boyu dizilen 20 askere diktim gözlerimi. Hepsi birbirine yapışık şekilde bana baka baldılar.
Yüzüme en şeytani gülümsememi oturtup hepsinde gözlerimi gezdirdi.
"Aslında bugün sondu ama bu kadar devam etmeye hevesliyseniz birkaç hafta daha uzatabilirim sizin için."
Bir adım geriye çekilen askerler hemen tek sıra haline geçip yaramazlık yapmış çocuklar gibi başlarını öne eğdiler.
"Komutanım biz sadece merak etmiştik."
"Sende sıraya geç Ali."
Başını eğip o da sıraya geçti. Biliyorum fazla zorluyorum onları. Sararmış yüzleri çökmüş ve morarmış gözaltları bunun en büyük kanıtı ama onlar için. Sadece onlar bu vatan için yaptığım her şey.
"Bugün son akşam yemeğinde çorba var ağır olmaması için sadece çorba içeceksinzi yarında istediğiniz kadar uyku. Fakat ertesi güne hazır istiyorum sizi düğüne gideceğiz."
Heyecanlı bir şekilde birbirlerine bakıp saygı duruşuna geçtiler.
"EMREDERSİNİZ KOMUTANIM!"
Arkalarını döndükleri gibi koşarak giden askerlerin arkasından gülmeden edemedim. Karşıdan gelen Savaş ile biraz gerilsem de benim için önemli olan yerini yadsıyamıyordum. Ne kadar uzak olmak istersem isteyeyim benim için kardeşti Savaş. Ve abisinin faturasını ona kesemezdim.
"Eziyetin bitiyormuş sonunda."
Çekinerek sorduğu soru kendime tekme tokat dalma isteğimi arttırdı. Savaş benden çekinmezdi ki.
"Evet, yarın birkaç askerle Fırat ağanın oğlunun düğününe gidiceğiz."
"Ama Fırat ağa!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güçlü Kadınlar Serisi 1; CELLAT
Action-Bölümler düzenlenmeye başlanmıştır.- Gözyaşları ölenler için değildir aslında; geride kalanlalar içindir, gidemeyenler içindir, en çokta susmak zorunda kalanlar içindir... Kader mi kaybetmeye zorlar? Yoksa beden mi kaybetmeye alışan? Kaybedece...