Yalnızlığın kefenine sarılmış soğuk bedenim sıcak kokulu bir bedenin yatağına sığınmıştı pervasızca. Kimsesizliği bir kalıp gibi üzerine oturmuş, içi alev alev dışı buz kırağı.
Sevmeyi bilmem ben; sevmedim.
Gülmeyi bilmem ben; gülmedim.
Ah! Bir yanım yangın, diğer yanım buz.
Bir yanım acı, diğer yanım ıstırap.Usul usul araladım gözlerimi karanlık odada. Yalnız olmadığımı ve daha saatlerdir aynı yerden kalkmadan beni seyrettiğini biliyorum. Bu da benim lanetim belki de. Uyurken bile bir karıncanın dahi adım seslerini duymak.
Biraz lanet biraz hediye.
"Uyandığını biliyorum."
"Biliyorum."
Sustu. Belki benim konuşmamı istediğinden belki de gerçekten susmak istediğinden. Bende sustum kendimi dinleme istediğimden.
Hayatım anlam veremediğim çıkmazların pençesindeydi hep. Ensemde ölümün soğuk nefesi gözlerimde buğu. Nefesimde hep son nefesin izleri.
"Neden sessiziz bu kadar."
Neden sessizim bu kadar? Neden yalnızım? Neden öksüzüm? Neden yetimim? Bugün 28 Aralık, bugün umutlarımın öldüğü gün. Çaresizliğin çığlıklarının yankılandığı gün.
Boğazıma oturan büyük yumruyu yutkunmama rağmen gideremedim. Yalnız olmaya ihtiyacım var. Hayır, hayır babama ihtiyacım var.
"Bir gün bir çocuk tanıdım..."
Sustum ve bakışlarımı ona yönlendirdim. Dikkatli gözler beni izliyordu. Elimi yatağın boş tarafına vurup yanıma çağırdım onu. İtiraz etmeden geldi ve yanıma uzandı.
Bakışları tavanda elleri karnının üzerindeydi aynı benim gibi.
"Güzel bir kız çocuğuydu, çokta şanslı! İlk aşkı babası gerçek bir sevdaydı. Babasını da tanırım. Kızı için gözünü kırmadan canını verir."
Yeniden sustum aklımdaki kelimeleri rayına oturmak için değil boğazımdaki yumruyu yumuşatmak için.
"Her zaman babasıyla daha iyi anlaşırdı. Annesini de çok seviyordu ama babası bir başkaydı onun için. Sonra kötü adamlar babasını kaçırdılar. Hiç uyumadı kız. Babası kahramanların öykülerini anlamadan uyuyamazdı ki o."
Dolan gözlerimi birkaç kere kırpıştırıp yaşların geri yerine sinmesini sağladım. Başka bir yastığı gözyaşları ile ıslatamazdım.
"Şşş, kimseye söyleme ama halkın efsane diye bildiği tüm kahramanlar gerçek aslında demiş babası bir gün. Ve kız her gece yatağında rahat uyuyan insanların asla fark edemediği kahramanların öyküleriyle büyümüş o zaman kadar."
"Şafak!"
"Anlatmama izin ver."
Verdi. Susarak bu izni bana verdi. Çünkü o şuan çok kırılgan bir bana şahit oluyor. Çünkü uzun zamandan sonra ilk defa biri beni görüyor. Bu kişinin bu adam olması biraz ironik daha çok trajikomik olsa da aldırmadım.
"Bir hafta kimse bir şey söylememiş kıza. Annesinin gözü hep yaşlı kıza karşıda soğuk. Nefes almayı bile bırakacak halde artık kız çocuğu. Baba özlemi bu kolay mı? Sora belki babası belki oradadır umudu ile her zaman uçurtma uçurdukları yere gitmiş koşarak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güçlü Kadınlar Serisi 1; CELLAT
Action-Bölümler düzenlenmeye başlanmıştır.- Gözyaşları ölenler için değildir aslında; geride kalanlalar içindir, gidemeyenler içindir, en çokta susmak zorunda kalanlar içindir... Kader mi kaybetmeye zorlar? Yoksa beden mi kaybetmeye alışan? Kaybedece...