Burası neden karanlık.
Işıkları aç baba. Yada dur açma karanlık daha iyi. Kirlenmiş bedenimin vaveylaları duvarları yıkarken karanlık daha iyi.
Işıkları aç anne, yada dur açma. beni düşünmeden intihar eden bedenini görmek istemiyorum.
Söndürün ışıkları tüm dünya karanlığa bürünsün. Sussun tüm çığlıklar. Ben sustum.
Sallanıyorum, sallanıyorum, sallanıyorum.
Kim açtı ışıkları. Söndürün güneşi tenimi kavuruyor varlığı. Bana değmesin adaletsiz benliği.
Neredesin baba güneşi sen mi yaktın?
Günahlar içinde kavrulan bedenimi senmi savurdun yanlızlığa.
Neredesin anne güneşi sen mi açtın?
Adaletsiz varlığınla kendi günahlarını bana mı yıktın?
Susturun sesleri istemiyorum beynimde çığlık atanları. İstemiyorum nefes almayı.
Yanlızım. Yanlızım. Yanlızım.
Sallaıyorum. Sallanıyorum. Saalanıyorum.
Açın güneşe açılan karanlıkları.
Ayı verin bana...
Hayır, hayır güneş szin olsun. Ayıda istemiyor bedenim.
Ölümü bahşedin sağuk damarlarıma.
Kim var orada?
Neden sessiz bu kadar.
Susturun çığlıkları.
Konuşmasın hiç kimse.
Durun susmayın! Sizde yalnız bırakmayın beni.
Yalvarırım konuşun! Neden sustunuz?
...
Zaman kavramı sadece bir olgudan ibaretti artık. Konuşmamaktan kendini kaybetmiş sesim. Kapatıldığım oda da kesif bir şekilde yayılan idrar ve dışkı kokusu kendimden daha fazla tiksinmeme sebep oluyordu.
Kaç gündür buradayım. Ne zamandır bedenim su yüzü görmüyor bilmiyorum. Aslında bilmekte istemiyorum. Hayır, istiyorum aslında.
Kıvrıldığım köşede yine zihnimin oyunlarına gebe kalırken dışarıdan duyulan çatışma sesleri düşüncelerimi durdurmaya yetmemişti.
Muhtemelen beni bulmaya karar vermişlerdi ve bulmuşlardı da. Ama neden bu kadar geç. Sonunda buradan çıkmak istiyorum. Bir kalıp gibi omuzlarımda ve sırtımda yer kaplamış yağlı ve pis saçlarımın hissiyatından kurtulmak istiyorum.
"Buradan buradan."
Boş gözlerle kapıya baktım. Sesler gittikçe yaklaşıyordu. Umursamadım, yerimden kalkmadım. Ya da konuşmadım. Olacakların pek tabi farkında olan zihnim uzun zamandır içerisinde bulunduğum bu ortamdan kaçmak dahi istememişken şimdi tek istediğim sıcak bir banyoydu.
Demir kapı sonunda gıcırdayarak açıldığında içeri giren tanıdık adamın tanıdık gözleriyle karşılaştım. Kapkara gözleri soluduğu kokuyla bir an iğreti hissiyatını barındırsa da hemen kendine gelip hızlı adımlarla bana doğru ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güçlü Kadınlar Serisi 1; CELLAT
Action-Bölümler düzenlenmeye başlanmıştır.- Gözyaşları ölenler için değildir aslında; geride kalanlalar içindir, gidemeyenler içindir, en çokta susmak zorunda kalanlar içindir... Kader mi kaybetmeye zorlar? Yoksa beden mi kaybetmeye alışan? Kaybedece...