Sabah çok sevgili abiciğimin dürtüklemeleriyle uyandım.
"Hadi kız cimcime okula geç kalacaksın"
"Ya aras sus uyuyacağım ben"
"İyi uyu da okula geç kal"
Homurdana homurdana banyoya gittim. Yüzümü yıkayıp odama geçtim. Okul formalarımı giyip aşağıya indim. Yine annem mutfaktaydı. Anneme günaydın diyip yanağını öptüm ve masaya oturdum."Bu akşam misafirlerimiz yemeğe gelecek alya"
"Sarma yapacak mısın?" diye sordum.
Sarma önemli.
"Yapacağım"
"Tamam o zaman. Kimler gelecek?"
"Babanın arkadaşları"
Başımı sallayıp kahvaltımı ettim. Anneme ve arasa görüşürüz diyip evden çıktım. Her zamanki buluşma yerimize geldim. Toprak akın ve ebrar birşeyler konuşuyordu. Ben gelince sustular."Ne konuşuyordunuz?" diye sordum merakla. Akın gözlerini kaçırıp
"Hiiç" dedi. Üçünede garip bir şekilde baktım. Sanki benden bir şey saklıyorlardı. Ebrarın suratı bembeyazdı.
"Hadi gidelim" dedi ebrar ve gülümseyerek koluma girdi. 15 dakika yürümenin ardından okula gelmiştik. Bugün projeyi teslim etme günüydü. Projeyi teslim ettik. Haftaya okullar kapanacaktı. O yüzden çok fazla ders işlemiyorduk.
Zil çaldığında hep birlikte sınıftan çıkıp kantine gittik. Bizimkiler bugün bir değişik davranıyorlardı.
"Birşey mi oldu? Bugün bir garipsiniz" dedim.
"Bişey olmadı" dedi toprak. Daha fazla üzerlerine gitmeyip aldığım tostu yedim.
Bir okul günü daha bizimkilerin garip davranışlarıyla son bulmuştu. Her ne kadar belli etmesem de deli gibi merak ediyordum. Yine hep birlikte evlerimize gitmiştik. Cebimdeki anahtarı çıkarıp kapıyı açtım. Aras her zamanki gibi koltukta yayılmış televizyon izliyordu. Beni görünce gülümseyerek
"Hoşgeldin cimcime" dedi.
"Hoşbuldum" dedim gülümsyerek. Sonra direkt mutfağa gidip karnımı doyurdum. Odama çıkıp üstümü değiştirdikten sonra aşağıya indim. Tekli koltuğa oturdum. Telefonumu çıkarıp kitap okumaya başladım. Telefonumdan kitap okumak en sevdiğim şeyler arasındaydı. Kitap okurken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım. Kapı çaldığında annem
"Çocuklar misafirlerimiz geldi hadi toparlanın. Alya sende kapıyı aç kızım" hızlı adımlarla kapıya gidip açtım. Karşımdakileri görünce kaşlarım havalandı.
"Sizin geleceğinizi bilmiyordum. Neden söylemediniz?" Diye sordum. Birşey demeden sırayla içeri geçtiler. Ebrar ve ailesi,Akın ve ailesi. Rüzgarın ailesi ve toprak...
Onları çok uzun zamandır görmüyordum. Gökçe teyze gülümseyerek sarıldı. Bende yavaşça kollarımı kaldırıp sarıldım. Rüzgarın babası alper amca bana gülümseyerek içeri geçti. Geriye toprak kalmıştı. Ona sorarcasına baktım. Anlayamıyordum. Onun burda ne işi vardı ki? Kısa bir tebessümün ardından o da içeri geçti. Herkes salona dolmuştu. Bir dakika... Neden herkes bana bakıyordu?"Seninle bişey konuşmamız gerek" dedi gökçe teyze. Sorarcasına ona baktım. Neden herkes bir garipti.
"Neden bugün herkes bir garip. Sabah akın ve ebrar şimdi de si-"
"Rüzgar ölmedi" diye sözümü kesti gökçe teyze. Gözlerim dolmaya başladı. Göğsüme bir ağırlık çöktü. Boğazımdaki düğümü gidermek için sesli bir şekilde yutkundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk Aşkım
Roman pour Adolescents"Söz veriyorum. Kaybettiğin çocukluğunu sana geri getireceğim" ............... Çocukluk Aşkınla birlikte çocukluğunu kaybetmiş bir kız... Alya... Öldü sandığı aşkı birden geldiğinde sanki hiç gitmemiş gibi devam ettiler. Sanki hiç ayrılmamış gibi...