"İlk defa aşık oldum, o da kardeşim dediğim kıza oldu. Hay ben böyle vaziyetin içine sokam.""Akın abi!"
Asel'in cırlamasıyla telefonu kulağımdan uzaklaştırdım.
"Pardon boncuk."
Ebrar hariç tüm tayfayla konferans konuşması yapıyorduk ve Akın, Ebrar'la olanları bize aktarıyordu. Açıkçası Ebrar tam tahmin ettiğim gibi davranmıştı. Onu kendinden uzaklaştırarak vazgeçeceğini zannediyordu ama yanılıyordu. Akın'ın anlatmasından az çok anlamıştım aşık olduğunu. Ve bizim tanıdığımız Akın üşengeçin teki olmasına rağmen aşkının peşinden gidecek bir insandı.
"O değilde,"
Çınar sessizliği bozarak konuştu.
"Benim şuan burada olmamam gerekiyor lan. Ablam odada ağlıyor, ben sizinle dedikodu yapıyorum. Birde Akın abinin ablama aşık olduğunu bilmeme rağmen bir şey yapmıyorum. Bunlar hep bana ters şeyler oğlum."
"Ağlıyor mu?"
Akın'ın üzgün sesi kulaklarımı doldurunca dudak büktüm. Ebrar onu kendinden uzaklaştırdığında bize pek bir şey belli etmemişti ama odasında hüngür hüngür ağladığına adım gibi emindim.
Çınar mırıldanarak onu onayladığında Akın iç çekti.
"Allah benim belamı versin."
"Aaa kankam, deme öyle şeyler! Bak Sude aşkımla bana, ben Sude'nin peşinden çok koştum."
Birkaç saniye duraksayıp devam etti, Bora.
"Hala da koşuyorum, değişen pek bir şey yok. Bu arada yengov, hala Sude'yi bana ayarlamadın?"
Oflayarak konuştum.
"Ha dedin mi olacak şey değil o, Bora. Üstünde çalışıyoruz heralde."
Üstünde çalışıyorum dediğim Sude'ye birkaç kere Bora'dan bahsetmekti. Bahsettiğimde ise sinirlenip 'Ben gerizekalı insanları sevemem.' demişti ama bunu Bora'ya söylemeye gerek yoktu.
Üzülür çocuğum, kıyamam.
"Millet ben çıkıyorum, ablam ağlayacak ve sümüklerini akıtacak bir omuz istiyor. Gidip yardımcı olayım, yarın görüşürüz."
Çınar konuşmadan çıktığında Akın'ın iç geçirdiğini duydum.
"Ağladığında gözyaşlarını silemeyeceksem niye varım ki zaten?"
Üzgünce dudak büktüm. Birkaç saniye sonra yüzümü buruşturarak konuştum.
"Ben şuan bildiğin kankamın arkasından dedikodusunu yapıyorum anasını satayım. Yaptığımız işe bak!"
"Dedikodu değil bu prensesim, olayları değerlendiriyoruz."
Rüzgar'ın sesini duyduğumda istemsizce gülümsedim.
"Sesini özlemişim..."
"Ulan, gel parka."
Kaşlarımı çattım.
"Niye?"
"Bende seni özledim çünkü."
Suratımdaki kocaman gülümsemeyle hızla yattığım yerden doğuldum.
"Burası sizin aşkınızı yaşayacağını yer değil. Olan var olmayan var be!"
Asel sinirle konuştuğunda göz devirdim.
"Kıskanma. 5 dakikaya parktayım."
Yatağımdan kalkıp aynanın karşısına geçtim. Eşofmanım ve sweatim üstümdeydi. Beni alan almış, kendimi kime beğendireceğim düşüncesiyle omuz silkip odamdan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk Aşkım
Teen Fiction"Söz veriyorum. Kaybettiğin çocukluğunu sana geri getireceğim" ............... Çocukluk Aşkınla birlikte çocukluğunu kaybetmiş bir kız... Alya... Öldü sandığı aşkı birden geldiğinde sanki hiç gitmemiş gibi devam ettiler. Sanki hiç ayrılmamış gibi...