1 Hafta Sonra
Bugün okulun son günüydü. Karneleri almaya gidecektik. 1 hafta boyunca okula gitmemiştim. Zaten ders işlemiyorduk. Şimdide akının evine gidiyorduk. Çünkü her zaman buluştuğumuz parka gelmedi ve telefonlarımızı da açmıyor.
"Kesin uyuyakaldı"
Dedi ebrar. Haklıydı. Akın ara sıra uyuyakalırdı. Bizde evine gidip onu uyandırırdık. Evin önüne geldiğimizde rüzgar zili çaldı. Birkaç saniye sonra kapıyı akının annesi deniz teyze açtı. Ardından da koşarak kapıya geldi akın."Kusura bakmayın uyuyakalmışım"
Hiç saşırmayan gözlerle akına baktık. Deniz teyzeye dönüp"Anne ben çıkıyorum"
Dedi."İçine atlet giydin mi sen bakıyım?"
Dedi akının t-shirtini kaldırarak."Hiiii!!! Giymemişsin oğlum hasta olucaksın"
"Anne hava 35 derece ne atleti yaa??"
Dedi sitemkar bir şekilde akın."Olmaz çocuğum git atlet giy bakıyım"
"Aaaa annecim geç kalmışız biz gidiyoruz hadi baaay"
Diyerek bizi cekiştirdi."Delirmiş bu kadın sıcaktan buharlaşacağız atlet diyor"
Güldük."Yine mi uyuyakaldın sen"
diye sordum."Aslında uyuyakalmadım. Anneme uyuma numarası yapıp okula gitmeyecektim ve böylece karne almayacaktım ama sayenizde planım yattı" dedi.
"Çakal"
Dedi rüzgar sırıtarak. Bugün okulun düzenlediği pikniğe gidecektik. Aslında pek gitmek istemiyordum ama ebrarın ısrarı üzerine gidecektik. Sohbet ederek okula geldik. Sınıfa girip yerlerimize oturduk. Öğretmen girip birkaç konuşma yapıp karneleri dağıttı. Ebrar rüzgar ve benim notlarımız iyiydi."Yine terlik yiyeceğim"
Dedi bıkkın bir şekilde akın."Keşke annemin sözünü dinleyip ebrarla çalışsaydım"
Diye ekledi. Güldük.Öğretmenin klasik 'yaz tatilinde bol bol çalışın' cümlelerini dinledikten sonra pikniğe gitmek için hazır olan otobüslere gittik. Ben rüzgarla ebrar da akınla oturdu. Yol boyunca akının iğrenç ötesi esprilerine maruz kalmıştık. Piknik alanına geldiğimizde her şey hazırlanmıştı. Gözlerim gördüğüm yemeklerle parladı."Alya salyaların akıcak birazdan"
Dedi ebrar. Kendimi 'Yemek!!' Diye bağırıp kurulan masanın üstüne atmamak için zor tutuyordum. Onun yerine koşar adım gidip masaya oturup yemeğe başladım. Herkes kendi halinde takılıyordu. Bizimkiler da yanıma oturup yemeğe başladı. Bayağı bir yedikten sonra az ileride yere koyulan puflara oturduk. Bizimle beraber birsürü kişi burada oturuyordu. Hep birlikte çocukluğumuzdan konuşmaya başladık."Hatırlıyor musunuz oturduğumuz mahallede bir tane teyze vardı kadın her evinden geçen kişiye torunlarını gösterip 'seni torunuma alacağım' derdi"
Dedi akın."Vasfiye teyze"
Diye ekledi rüzgar. Vasfiye teyzeden çok çekmiştik. Artık gençlerden umudunu kesip bize sarmıştı. Her ne kadar 'Biz küçüğüz' desek de 'Olsun büyüyünce alırım' derdi. Biz konuşup gülüşürken baran yanıma geldi."Alya biraz konuşabilir miyiz?"
Baran 12. Sınıflardan beni seven bir çocuktu. Fakat ben ona yüz vermememe rağmen hala peşimi bırakmamıştı. Kaç kez peşimi bırakması hakkında konuşsamda vazgeçemediğini söyleyip duruyordu. Ağzımı açıp reddedeceğim sırada anlamış olacak ki
"Lütfen..."
Dedi hızla. Bizimkilere dönüp"Geleceğim birazdan"
Dedim. Ayağa kalkıp baranı takip ettim. Oturduğumuz yerden çok fazla uzaklaşmamıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk Aşkım
Teen Fiction"Söz veriyorum. Kaybettiğin çocukluğunu sana geri getireceğim" ............... Çocukluk Aşkınla birlikte çocukluğunu kaybetmiş bir kız... Alya... Öldü sandığı aşkı birden geldiğinde sanki hiç gitmemiş gibi devam ettiler. Sanki hiç ayrılmamış gibi...