Eve gelmemizin ardından yarım saat geçmişti. Çocuklar biz sonra tekrar geliriz diyip evlerine gittiklerinde, Rüzgar'ı dinlenmesi için her ne kadar ısrar etsem de beni dinlememişti. Rüzgar'ın sırtımdaki yastığı zibilyonuncuya düzeltmesiyle göz devirip ofladım.
"Amma abarttınız ha, alt tarafı tahtalı köye gidecektim."
Umursamaz konuşmam Rüzgar'ın delici bakışlarınla son bulmuştu. Şuan öyle bakıyordu ki, buhar olup havaya karışmak istemiştim.
"Senin alt tarafı dediğin şey benim 2 ay boyunca kalbimin durmasına yetti, Alya."
Dudak bükerek gözlerine baktım. Mavi gözleri sinirden alev almıştı resmen.
"Özür dilerim."
Hızla yanıma oturup bana sıkıca sarıldı.
"Bir daha böyle laflar duymak istemiyorum."
Ahtapot gibi sarıldığı için nefes alamıyordum.
"Rüzgar."
"Hı?"
"Nefes alamıyorum."
Kolları gevşeyince gülümseyip kollarımı belime doladım ve başımı göğsüne yasladım.
"Çok üzüldün mü?"
Diye mırıldandım.
"Üzülmedim,"
Bakışlarım yüzünü buldu.
"Öldüm."
Dudak büküp daha sıkı sarıldım kokusunu içime çektim. Onu deli gibi özlemiştim. Gülüşünü, sesini, kokusunu...
Hiçbir şey demeden kalp atışlarını dinlemeye devam ettim. Ortamdaki sessizlikte nefes alışverişlerimiz yankılanıyordu.
"Duydum biliyor musun?"
Dedim birkaç dakika sonra.
"Neyi?"
"Benimle konuşmanı, fısıltılarını, gözyaşlarının sesini, boğazında olan yumruları..."
Sessiz kaldı ve biz tekrar sessizliği dinledik. Onunla sessizlik bile güzeldi.
"Ondan bir haber var mı?"
Derin bir nefes aldı, kimden bahsettiğimi anlamıştı.
"Yok. Olaydan sonra polisler çok aradılar ama bulamadılar."
Usulca başımı salladım. Umarım bulunurdu, çünkü bir acıyı daha hiç birimizin kaldırma gücü yoktu.
"1 ayımız kaldı. 1 ay sonra Amerika'ya gidiyorum."
İç çekti. Biliyordum, gitmemi istemiyordu. Ama eğitimim için gerekli olduğunu da düşünüyordu.
"Mesafe ilişkisi ha?"
Deyip güldü.
"Mesafe ilişkisi yaşayanlara çok üzülüyordum. Kim dokunamadığı, sarılamadığı, varlığını hissetmediği birinle sevgili olma cesaretini gösterebilir ki?"
"Gerçekten sevenler..."
☆☆☆
1 Ay Sonra...
Katladığım son tişortümü de bavulumun içine koydum. Yarın gidiyordum. İçimde kocaman bir burukluk vardı. Aramıza tekrar mesafeler gireceği için çok üzülsem de her gün konuşacağımızı düşünüp kendimi avutuyordum. Her şey bir yana, orada yanlız olacaktım. Tek başıma... Hasta olduğum zaman nane limon kaynatacak bir annem, her gece yanıma gelip üstümü örtecek bir babam olmayacaktı. Sürekli odama gelip bana sataşan bir abim, sırf özlediği için gecenin üçünde 'aşağıya gel' diyen bir sevgilim, her dakika yakınımda olup beni güldüren dostlarım olmayacaktı. Sürekli geleceğimi bilmek üzüntümü azaltmıyordu. Burada sürekli birlikteydik, birkaç ev ötemdeydi. Ama şimdi birkaç ev değil, şehirler, denizler, ülkelerce ötemde olacaktı. Beni yaralayan bizzat buydu. Alıştığınız insana veda etmek çok zordu. Hayaliniz olan ondan gidip, hayalinize koşmak da...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk Aşkım
Teen Fiction"Söz veriyorum. Kaybettiğin çocukluğunu sana geri getireceğim" ............... Çocukluk Aşkınla birlikte çocukluğunu kaybetmiş bir kız... Alya... Öldü sandığı aşkı birden geldiğinde sanki hiç gitmemiş gibi devam ettiler. Sanki hiç ayrılmamış gibi...