"Burak hoca, Baran'ın abisi..."
Koca bir sessizliğin ardından Rüzgar hızla ayağa kalktı ve sınıftan çıktı. Herkes onun peşinden giderken kendime gelip sınıftan çıktım.
Rüzgar bir hışımla merdivenlerden inerken ne yapacağını hiç birimiz kestiremiyorduk.
İleride, öğretmenler odasının kapısının önünde durup telefonla konuşan Burak hocayı gördü. Adımlarını hızla ona doğru atarken erkekler onu durdurmaya çalışıyordu.Burak hocanın yakalarından tutup öğretmenler ondasının karşısındaki sınıfa soktu. Öğlen arası olduğu için sınıf bomboştu.
"Ne oluyor lan?"
Burak hocanın şaşkınlıkla konuşmasına aldırmadan onu bir sandalyeye oturttu.
"Baran nerede?"
Rüzgar'ın sakince sorduğu soru karşısında Burak hocanın yüzünde iğrenç bir gülümseme meydana geldi. Bu gülümseme o kadar iğrençti ki midem bulanmıştı.
"Sizce, kardeşimin yerini size söyliyecek kadar aptal mıyım?"
Konuşmasını bitirmesiyle yüzüne sert bir yumruk inmesi bir oldu. İrkilerek geriye adımladığım sırada Ebrar elinle kolumu tutmuştu.
"Sensin değil mi?"
Gülerek onayladı sorduğum soruyu.
"Okul içinde sürekli fotoğraflarımızı çeken de sensin. O gün sınavda senden şüphelenmekte haklıymışım."
Sırıtıp beni baştan aşağıya süzdüğünde rahatsızca kıpırdandım.
"Kardeşime hak verdim. Peşi bırakılmayacak kadar güzelsin..."
Cümlesini tamamlar tamamlamaz Rüzgar'ın tekmesiyle sandalyeden düştü.
"Ne diyorsun lan sen orospu çocuğu!"
Yüzüne inen sert yumrukla burnunun kırıldığına yemin edebilirdim.
"Şuan benimle uğraşarak vakit kaybediyorsunuz bence."
"Ne?"
"Neydi şu kardeşimin üniversitede takıldığı kızın ismi?"
Kalbimin ritmi hızlanırken ne diyeceğini bekledim.
"Heh, Melek. İsterseniz gidip bir bakın. Dün gece pek iyi değildi."
İmalı sırıtmasının ardından elimi şokla ağzıma götürdüm.
"Ne yaptınız ona!"
Sinirle bağırdığım sırada güldü ve omuz silkti.
"Birazcık eğlendik."
Elimi saçlarıma geçirip sınıftan çıktım.
"Allah belanızı versin!"
Bizimkiler Burak hocayı orada bırakıp hızla arkamdan geldiklerinde okulun çıkışına doğru ilerledik. Hiçbir şey umurumda değildi. Sadece Melek'in iyi olduğuna emin olmak istiyordum.
"Bir şey olmamıştır değil mi?"
Asel'in sorduğu soruya kimse cevap vermemişti. Titrek bir nefes alıp göz yaşlarımın akmamasın için gökyüzüne baktım.
Ne olur Melek, güçlü ol. Lütfen...
Ne zaman çağırdıklarını anlamadığım taksi önümüzde dururken kendimi hemen içine attım. Akın, gideceğimiz üniversitenin ismini verirken içimdeki sıkıntı giderek artıyordu. Bir an önce Melek'i görmek istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk Aşkım
Teen Fiction"Söz veriyorum. Kaybettiğin çocukluğunu sana geri getireceğim" ............... Çocukluk Aşkınla birlikte çocukluğunu kaybetmiş bir kız... Alya... Öldü sandığı aşkı birden geldiğinde sanki hiç gitmemiş gibi devam ettiler. Sanki hiç ayrılmamış gibi...