Bölüm Şarkısı: Ölünce Sevemezsem Seni...
Başımdaki keskin ağrıyla yüzümü buruşturdum. Birkaç saniye kendime gelmeye çalışmamın ardından gözlerimi yavaşça araladım.
Görüş açıma giren ilk şey ihtişamlı bir avize olmuştu. Gözlerimi odanın içinde gezdirdiğimde gördüklerim büyük bir gardolap, camın önüne karşılıklı konulmuş tekli koltuklar, üstünde yattığım büyük yatak olmuştu. Beynim hala olanları algılamakta tembel davranıyor, ne olduğunu bana aktaramıyordu. Odada biraz daha gözlerimi gezdirdiğimde dünya üzerinde görmek istediğim sonuncu kişi bile olamayacak o'nu görmüştüm.
Baran'ı...
Gülümseyerek bana bakıyordu. Tam da o anda, beynim bana acımış olacak ki görüntüleri tek tek gözlerimin önüne getirmişti. Bir kızın, babamın beni dışarı çağırdığını söylemesi sonucu bahçeye çıkmıştım. Etrafta babamı ararken arkamdan bir el, bezi burnuma bastırmış ve beni bayılmıştı. Beynime dank eden gerçeklerle yattığım yerden hızla fırladım.
Kaçırılmıştım!
"Bi an hiç uyanmayacaksın zannettim."
Baran oturduğu koltuktan kalkıp yanıma oturduğunda ben çoktan yatakta en uca kaymıştım.
"Başın ağrıyor mu? Eteri biraz fazla kaçırmışım çünkü. Uzun süredir baygınsın, acıkmışsındır. Hemen bir şeyler yaptırayım. Ne yersin?"
Sanki hiçbir şey olmamış gibi normalce benimle konuşurken kaşlarımı çattım.
"Ne zamandır buradayım?"
Sorduğum soruyla gözleri parlamıştı.
"Sesini duymayı özlemişim..."
Kaşlarımı çatarak ona bakmayı sürdürürken hafifçe gülümsemeye devam etti ve ayağa kalktı.
"5 saatir buradasın bitanem."
Ağzım şaşkınlıkla açıldı. Rüzgar kesin deli olmuştur! Abim, babam, diğer herkes beni merak ediyordur...
"Ailenin seni merak ettiğini düşünüyorsun değil mi? Merak etme, ben onlara benimle olduğunu haber verdim."
Öfkeyle soluyup ayağa fırladım ve karşısına dikildim.
"Sen ne yapmaya çalışıyorsun! Beni bu şekilde zorla alıkoyarak elde edeceğini mi zannediyorsun!"
Baran bağırışımdan bir gram etkilenmemiş, hala gülümsemeye devam etmişti. Yüzümü inceleyerek konuştu.
"Hayır, seni elde etmeye çalışmıyorum. Sadece benim seni sevdiğim kadar beni sevmeni istiyorum. Ben sadece sevdiğim insanın yanımda olmasını istiyorum, Alya."
"Birde sevdiğim insan diyor,"
Sinirle güldüğümde konuşmaya devam etti.
"Sana aşığım, Alya..."
"Ulan sen aşkın bu kadar basit bir duygu olduğunu mu zannediyorsun!"
Öfkeyle bağırdım.
"Aşk böyle bir şey değil! Aşk, zorla olmaz. Sen ona aşıksın diye onun da sana aşık olmasını sağlayamazsın. Onu üzecek tek bir harekette bulunmamaktır aşk. Çünkü bilirsin ki o üzülünce senin canın kat kat fazla yanar. Senden başka birinle mutlu olmasına da mutlu olmaktır. Sen bunların hiçbirini yapmıyorsun. Seninki aşk değil, takıntı. Sana yüz vermedim diye beni takıntı haline getirdin. Kuyruk acın yüzünden bize yapmadığını bırakmadın. Senin Allah belanı versin!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk Aşkım
Teen Fiction"Söz veriyorum. Kaybettiğin çocukluğunu sana geri getireceğim" ............... Çocukluk Aşkınla birlikte çocukluğunu kaybetmiş bir kız... Alya... Öldü sandığı aşkı birden geldiğinde sanki hiç gitmemiş gibi devam ettiler. Sanki hiç ayrılmamış gibi...