"Rahat mısın kuşum? Bir yastık daha vereyim mi? Ay yok boyle olmadı. Rahat edemezsin böyle. En iyisi uzan sen. Dur yastık geti-""Ay valla yeter ebrar rahatım kuşum ben sus iki dakika alt tarafı düştüm. Amma abarttın"
Diye çıkıştım. Ebrarın yüzü düştü."Ne yapayım alya kıyamıyorum sana rahat et diye uğraşıyorum"
Dedi elimi tutarak. Gülümseyip bende elini tuttum. Sonunda hastaneden çıkmıştım ve evdeydim. Büyükler aşağıda salondaydılar. Gençler de benim odamdaydılar."Şstt kız iyisin dimi?"
"Bir daha iyi misin diye sorarsan suratına yastık fırlatıcam akın"
Akın korkuyla ağzına yalandan bir fermuar çekti. Odada birkaç dakika kimse konuşmadı."Canım sıkıldı"
dedim oflayarak."Hadi oyun oynayalım o zaman"
Dedi akın ayağa kalkarak."Alyanın odasında twister bulmuştum onu oynayalım"
Kaşlarım hızla çatıldı."Sen benim odamı mı karıştırdın akın?"
Elini 'azıcık' anlamında baş ve işaret parmağını gösterdi."Çikolata stoğunu bulmak için azıcık karıştırmış olabilirim"
"Akın çikolatalarımı sen mi bitirdin?" Yanımdaki yastığı akına fırlattım. Kafasına isabet etti.
"Aaa lütfen ama kardeş kardeşin çikolatasına muhtaçtır. Hem bu kankalık anayasasının 75. Sayfasında 1045. Maddede yazıyor. Nasıl bilmezsin?"
"Tamam akın git getir hadi oyunu"
Dedim. Akın gülerek oyunu çekmecemden çıkardı. Oyunun çevirme tahtasını ben aldım. Yatağın başlığına yaslanarak bağdaş kurdum. Arasla miray abla, Akın ve ebrar, rüzgar ve çınar rakipti. Ilk önce akın ve ebrar başlayacaktı."Çeviriyorum"
Diyip tahtada ki oku çevirdim."Akın sağ el maviye"
Dedim. Bir süre oynadıktan sonra akın ebrarın üstündeydi ve biz kahkahalarla gülüyorduk."Akın çok ağırlığını veriyorsun ezildim burda. Alya sende gülüp durma çevir şunu"
Dedi sinirle. Çarkı çevireceğim sırada akın ebrarın üstüne düştü. Hepimiz kahkaha attık."Akıııınn kalk artık nefes alamıyorum.Hep bu çikolatalar yüzünden ağırsın zaten sen kaç kere dedim sana çok çikolata yeme diye ama dinleyen ki- Sen niye hala üstümdesin salak kalk artık!!"
Diye bağırdı ebrar. Gülmekten ağrıyan karnımı tuttum."Akın abi kalk artık ablamın üstünden kemikleri kırıldı"
Akın gülerek ayağı kalktı ve ebrarı da kaldırdı."Ay canım kardeşim"
Diyip çınarın yanaklarını sıkmaya başladı ebrar."Yeter tamam"
Diye ellerini ittirdi ebrarın. Şimdi sıra rüzgar ve çınardaydı."Çınarcım sol ayak yeşile"
Diye başladım. Bir süre oynadık. Hala kimse yenilmemişti."Çınar şu elime basmaktan vazgeç artık kardeşim morardı elim resmen"
"Pardon rüzgar abi"
"Çınar hala basıyosun. Prenses artık çevir şunu elim daha fazla bu kadar ağırlığı kaldıramayacak"
Gülüp çarkı çevirdim. Bu sırada gözüm ebrara çarptı. Sırıtarak bana bakıyordu. Başımı 'ne?' Anlamında salladım. Rüzgarı gösterdi imalı imalı. Ona en kötü bakışlarımı yolladıktan sonra sustu. Tekrar gözlerimi çınar ve rüzgara çevirdiğimde yerdeydiler. Sanırım rüzgar kazanmıştı. Şimdi sıra miray abla da arasdaydı."Hadi ablacım güveniyorum sana yenersin sen bu-"
Diyip arası baştan aşağıya süzdü akın."Abla yenemezsin sen bunu şuraya bak" diyip arası gösterdi.
"Göreceğiz"
Dedi miray abla."Bende sana güveniyorum aras"
Dedim. Gülümseyerek göz kırptı.
"Ablacım sol el mavi"
Diye başladım."Aras sağ el kırmızı"
Dedim. Miray ablanin ve arasın yüzü çok yakındı. Akın yalandan öksürdü."Aras abi sağ el kırmızı"
Dedi sesini yüksek çıkartarak. Aras kendine gelerek sağ elini kırmızıya koymaya çalıştı. Ama ayağı kaydığı için tam düşüyordu ki zar zor toparlandı. Böylece daha da yakınlaştılar."Abla yeter hadi gidelim aras kazandı işte hadi kalk"
Dedi arası miray ablanın üstünden kaldırmaya çalışarak. Ama sadece çalışarak. Abim diye demiyorum ayı gibi. Galiba annem sarmaları fazla yedirdi."Aras abi ayıp olmasın diye sen kendi kendini kaldırsana ben kaldıramıyorum"
Dedi akın fısıldadığını zannederek. Hepimiz güldük. Aras da kendini kaldırdı."Hadi çınar bizde gidelim alya dinlensin"
Dedi ebrar. Herkes ayaklanırken bende onları geçirmeye kalktım."Alya abla dinlen kalkma"
Dedi çınar."Yeteri kadar dinlendim zaten kalkayım"
Dedim kalkmaya çalışarak. Rüzgar gelip elimden tutarak kaldırdı. Elinden tutması gülümsememe sebep oldu. Herkes kapıdan çıkarken bende arasın koluna girerek odadan çıktım. Annem ve babam salonda oturuyordu. Onlara bakmamaya çalışarak kapıya doğru ilerledik. Herkesle vedalaştım. Sıra rüzgara gelmişti. Bana sarılarak"Kendine dikkat et prenses"
Dedi. Gülümseyip başımla onayladım. Bu sıralar bana fazla sarılıyordu. Hoş bende şikayet etmiyordum. Herkes çıktıktan sonra arkamı dönmemle kafamı arasın göğüsüne çarpmam bir oldu. Sızlayan başımı tutarak"Aras arkamda ne arıyorsun? Zaten ayı gibisin başım acıdı"
"Kas onlar cimcime kas. Gel öpeyim başını geçsin"
"Of tamam gerek yok. Ben odadayım uyuyacağım lönk diye dalma içeri"
Dedim. Gülerek başını salladı. Salonun oradan geçerken anneme baktım. Gözleri yine kızarıktı. Onun ağlaması beni de çok üzüyordu. Onları tabiki affedecektim ama zaman vardı. Direkt odama çıkıp kendimi yatağa attım ve kendimi uykuya bıraktım.Herkese merhaba👋👋👋. Yeni bir bölümle daha karşınızdayım. Bölümü beğendiyseniz vote ve yorum yapmayı unutmayın. Bu arada okunma sayısı hiç değişmiyor. Cidden okumuyormusunuz yoksa bende mi yanlışlık var? Neyse öptüm hepinizi. Görüşürüz👋.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk Aşkım
Fiksi Remaja"Söz veriyorum. Kaybettiğin çocukluğunu sana geri getireceğim" ............... Çocukluk Aşkınla birlikte çocukluğunu kaybetmiş bir kız... Alya... Öldü sandığı aşkı birden geldiğinde sanki hiç gitmemiş gibi devam ettiler. Sanki hiç ayrılmamış gibi...