2 Hafta Sonra
Kasıklarımda dolaşan ağrı beni bir kez daha mahvederken yüzümü buruşturup ellerimi karnıma sardım. 2 haftadır ağrıdan geberiyordum resmen. Fulya hoca ufak tefek sancıların normal olacağını söylemiş ve bana birkaç ilaç yazmıştı. O ilaçları aldıkça biraz da olsa hafifliyordu ama nasıl canımın yandığını bir ben bir de yukarıdaki biliyordu.
Bugün Rüzgar'la izin günümüz aynı olduğu için evde takılıp film izlemeye karar vermiştik. Mısır patlatmak için mutfağa girip tencereye yağ, tuz ve mısır koyup kapağını kapattım. Dolaptan mısır kasesini alıp masaya koyarken karnıma aniden giren sancıyla çığlık attım.
"Ah!"
Zorlukla sandalyeye tutunup iki büklüm olurken Rüzgar endişeyle mutfağa girmişti.
"Alya! Neyin var güzelim?"
Onu telaşlandırmak beni huzursuz hissettirmişti.
"Bir şeyim yok, sadece sancı girdi."
"Ne demek yok? Yüzün bembeyaz olmuş! Hastaneye gidiyoruz, hadi."
İtiraz etmeyip onayladım. Bu kadar ağrı çekiyor olmam normal değildi. Belimden tutup kapıya götürdü. Eğilip ayakkabılarımı giymeme yardım ederken ağrım yavaş yavaş geçiyordu ve rahatlıyordum. Askılıktaki anahtarları alıp tekrar elini belime yerleştirdi ve arabanın kapısını açıp dikkatlice ön koltuğa oturttu. Saniyeler sonra yanımda yerini alırken ona döndüm.
"Sakin ol canımın içi. Ağrım geçti bir şeyim yok."
Yüzünü bana çevirdiğinde gözlerinde saf bir korku görüyordum.
"İyiyim diyorsan kesin bir şey vardır. O hastaneye gidilecek."
Sessiz kalırken arabayı hastaneye sürdü. Yirmi dakikanın sonunda hastaneye geldiğimizde hızlı adımlarla arabadan inip kapımı açtı ve inmeme yardım etti. Ağrım tamamen geçtiği için rahat yürüyebiliyordum fakat kendini iyi hissetmesi için yardım etmesine izin verdim. Yolda giderken abimi ve Miray ablamı aradığı için hastaneye girdiğimiz gibi bizi karşılamışlardı.
"Abiciğim, ne oldu?"
Abim ilgiyle koluma girerken konuştum.
"Bir şeyim yok, biraz sancım tuttu o kadar."
"Gel kuzum, Fulya hoca bizi bekliyor."
Miray abla bizi odaya yönlendirirken kapıyı çalıp içeri girdik.
"Ah, Alyacığım gel bir bakalım. Ufaklık rahat vermiyor galiba sana."
Fulya ablanın gülümsemesi içimi rahatlatırken sedyeye uzanıp karnımı açtım.
"Sana verdiğim ilaçları alıyor musun?"
Başımı salladım.
"Alıyorum."
"Ağrıların hafif hafif mi yoksa çok fazla mı?"
"Ara ara artıyor ama normalde hafif."
Fulya hoca ulturason cihazının monitöründeki görüntüsünü incelerken kaşları hafif çatıldı.
"Kan tahlili alalım, bir de tansiyonunu ölçelim. Ona göre net bir şekilde konuşabiliriz."
"Bir şey mi var?"
Kaşlarımı çatarak konuştuğumda Fulya hoca sıkıntılı bir nefes verdi.
"Bazı şeylerden şüpheleniyorum. Tahlilleri yaptırınca öğreneceğiz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk Aşkım
Teenfikce"Söz veriyorum. Kaybettiğin çocukluğunu sana geri getireceğim" ............... Çocukluk Aşkınla birlikte çocukluğunu kaybetmiş bir kız... Alya... Öldü sandığı aşkı birden geldiğinde sanki hiç gitmemiş gibi devam ettiler. Sanki hiç ayrılmamış gibi...