Hakan Hoca'nın odasına girdim.
"Hoşgeldin Alyacım"
Gülümseyerek konuştu ve masasının önündeki koltuğu oturmam için işaret etti. Hafif tebessüm eşliğinde koltuğa oturdum.
"Alya, Melodi'yi bu sene tekrar kuracağız bildiğin gibi. Ama bateristimiz Koray, gitaristlerimiz Selim ve Utku bu sene sınav senesi olduğu için bırakmak istediler. Bizde bu sene bu okula gelen 12. Sınıflardan yetenekli öğrencileri gruba katmak istedik. Tabiki sen de bırakmak istemezsen, onlarla birlikte bu sene de devam edecegiz."
Tam o sırada kapı açılma sesi geldi.
"Evet, Melodi'nin geri kalanı"
Kafamı arkaya çeviriğimde az önce bana çarpan çocuk, Anıl ve Kaan oradaydı. Şaşkınlıkla açılan gözlerim, onların da bana o şekilde bakmasıyla kısıldı.
"Oturun gençler"
Yanımdaki üçlü koltuğa dizildiler.
"Evet tanıştırayım; Bateristimiz Bora Kalkan,"
Diyip bana çarpan çocuğu,
"Gitaristlerimiz Anıl Aksoy ve Kaan Yılmaz"
Diyip isimlerini zaten bildiğim diğerlerini gösterdi.
"Ve beyler; Melodi'nin solisti, Alya Erdem"
Bora sanki bir şey hatırlamaya çalışırmış gibi ismimi bir kez tekrar edip elini tanışmak için uzattı. Bende elimi uzatıp tokalaştıktan sonra Anıl ve Kaanla birlikte de tokalaştım.
"Bora, Anıl ve Kaan geldiği okulda müzik alanında bayağı başarılıymış. O okulun müdürü de bizimle bu konu hakkında konuşunca bizimde zaten grupta eksiğimiz olunca onları aldık. Bir problem yoksa yarın provalara başlayalım"
"Hemen mi yani?"
Diye sordu Bora.
"Evet. Hemen. Bu okul her alanda başarılı bir okuldur. Bu nedenle hep organizasyonlar yapılır. Sizde bu organizasyonlarda sık sık yer alacaksınız. Şimdi, grubun hala devam etmesini ve bu grupta yer almak istiyor musunuz?"
Birbirimize baktık. Her ne kadar bu sene sınav olacağı için kaygım olsada istiyordum. Başımı salladım. Bora Anıl ve Kaan da kabul etmişti.
"Teşkkür ederim. Ben prova saatlerini size haber veririm. Çıkabilirsiniz"
Ayağa kalktım. Hakan hocanın sınıfından çıktık.
"Alya, bileğin cidden kötü gözüküyor. Revire gitmek istemediğine emin misin?"
Diye sordu Kaan. Onlarla her ne kadar yeni tanışsamda Kaanın iyi ve merhametli biri olduğu çok belli oluyordu.
"Gerçekten Alya bacım ya fena düştüm üstüne. Gel bi gidelim baksınlar ne varmış"
Anıl da onlara katılarak başını salladığında bileğimin acısına dayanamadığım için başımı salladım ve revire doğru gittik. Hemşire Esra abla bileğime bir şeyler sürüp bir bandajla sararken telefonumun titrediğini hissedip cebimden çıkardım Rüzgar mesaj atmıştı.
Gönderen:Rüzgar
Hakan Hocayla işin uzun sürdü sanırım.
Tek elimle cevap yazdım.
Gönderilen:Rüzgar
Hayır. Revirdeyim şuan. Ama merak etme. Gelirim birazdan.
Birkaç saniye sonra cevap geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk Aşkım
Teen Fiction"Söz veriyorum. Kaybettiğin çocukluğunu sana geri getireceğim" ............... Çocukluk Aşkınla birlikte çocukluğunu kaybetmiş bir kız... Alya... Öldü sandığı aşkı birden geldiğinde sanki hiç gitmemiş gibi devam ettiler. Sanki hiç ayrılmamış gibi...
