Alarmımın iğrenç sesiyle tek gözümü açtım. Dün akşamki nişandan sonra geç yattığım için kalkamayacağımı düşünüp alarm kurmuştum. Bugün Baran'ın okuduğu üniversiteye gidecektik.
Ya hem sınavım var hemde şu güzel cumartesi gününde uğraştığımız şeylere bak anasını satayım!
Alarmımı kapatıp üstümden yorganımı tekmeleyerek atarken ayaklarımı yere vurarak lavaboya gittim. Elimi yüzümü yıkayıp içeri geçtiğimde havalar soğuk olduğu için açık mavi kazağımla kot pantolonumu giydim. Siyah kemerimi de takmak için aynanın karşınına geçtiğimde farkettiğim şeyle sinirle çığlık attım.
Anlımın tam ortasında kıpkırmızı bir sivilce vardı!
"Lan senin burda ne işin var şerefsiz! Başka konacak yer bulamadın mı!"
Odamın kapıyı hızla açılınca sinirle o yöne baktım. Lahmacun Gang dehşet içinde bana bakarken Rüzgar hızlı bir şekilde odada gözlerini gezdirdi.
"Bir şey oldu zannettik mal!"
Dedi sinirle bana bakarken. Allah'ım sevgilimle ne de güzel anlaşıyorduk yaa!
"Oldu tabi lan! Baksan şuradaki sivilceye, koskocaman!"
Bizimkiler gülerek yanıma gelirken Rüzgar kahkaha atarak konuştu.
"Güzelim, alınma ama üçüncü gözün varmış gibi duruyor amk!"
Herkes ona katılıp gülerken sinirle konuştum.
"Ayıpsın kardeşim, ne alınası? Artık bir isim koymalıyım evladıma."
"Yanlız bacımsu, cidden bu ne lan? Utanmasa konuşacak gibi duruyor"
Dedi Akın anırarak.
"Koy göte gitsin"
Diyerek çoraplarımı giyip dizime kadar çektim. Saçlarımıda sivilcemi kapatacak şekilde öne doğru taradıktan sonra bizimkilere doğru döndüm.
"Artık çıkabiliriz"
"Yengov, Bergen'in yan sanayisi olmuşsun."
Dedi kahkaha atarken Bora. Sinirle saçlarımı geriye attırdım.
"Asel ve Ebrar!"
"Efendim?"
Cırlamama ikisi de aynı anda cevap verince sinirle konuştum.
"Şu şerefsizi makyajla falan geçiremez miyiz?"
Ebrar ve Asel ustaca bir şekilde çantalarından makyaj malzemelerini çıkarıp benimkileri de masaya dizdikten sonra beni sandalyeme oturttular.
Lan bunlar bide çantalarında makyaj malzemesi taşıyor! Bense telefon kılıfımı cüzdan olarak kullanıyor, geriye kalan anahtarımıda cebime koyup gidiyorum nereye gideceksem. Bunları gördükçe kız olup olmadığımı sorgulayasım geliyordu.
"Allah'ım birazdan fenalık geçirmeye başlayacağım. Yenge sen bu kapatıcıya nasıl kıyasın ya? Resmen hiç kullanmamışsın ve tarihi geçmiş!"
Dedi Asel sağ gözü seyirerek. Havalı bir şekilde ona döndüm.
"Sence, bu güzelliğin, bu bebeksi suratın kapatıcıya ihtiyacı varmı? Sadece soruyorum."
"Sidici siriyirim! Şuan var ama! Sivilcen olmuş anasının gözü gibi!"
Sinirle poposuna vurdum.
"Oğluşumla dalga geçme! Hem ne bileyim ben sivilcemin çıkacağını? Daha önce sivilcem çıkmıyordu ve makyaja ihtiyacım yok. Şöyle bir masaya bakıyorum ki senin baya var!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk Aşkım
Teen Fiction"Söz veriyorum. Kaybettiğin çocukluğunu sana geri getireceğim" ............... Çocukluk Aşkınla birlikte çocukluğunu kaybetmiş bir kız... Alya... Öldü sandığı aşkı birden geldiğinde sanki hiç gitmemiş gibi devam ettiler. Sanki hiç ayrılmamış gibi...