Lütfen bölüme başlamadan önce yıldıza dokununuz.
herdem6060 beni takip etmeyi unutmayınız.
Ana sayfamda instagram linkim vardır. nerimanvurgunkitaplari instagram hesabını takip ederseniz çok eğleneceğinize inanıyorum.
İYİ OKUMALAR SİZLERİ SEVİYORUM.
Merve kapıyı açmış müdahale etmeye çalışıyor fakat aralarına giremiyordu. Buse'nin sesindeki acı resmen susmasını emrediyordu. İki saatte ne olmuş olabilir oysa ne kadar mutlu gitmişti diye düşünürken, Buse'nin "Defoll" diye bağırmasından sonra dayanamamış;
"Daha fazla seyirci toplamadan hemen içeri girin. Sizin yüzünüzden komşulara rezil oluyoruz."
"Ben giriyorum ama Cenkay bey gidiyor."
Dişlerini sıkarak; "Sakın, bir daha bana böyle bağırma Buse sakın sabrımı zorlama ve bende geliyorum. Açıklamamı yapacağım sonra sen ne istersen onu yaparız," diye teklifsizce içeri adımını atmıştı. Şöyle bir baktığında koridorda bir boy aynası ve yanında kocaman kırmızı gül resmi, hemen camın önünde kafelerde olan iki kişilik karşılıklı koltuklar ve ortada sehpa çok güzel duruyordu. İncelemek için yan tarafa doğru başını çevirdiğinde küçük bir masa ve dört kişilik sandalye gördü.
"İncelemeniz bittiyse sizi şöyle salona alalım Cenkay bey," diyen Merve eliyle karşı odayı göstermişti. İki kanepe ve kolorifer peteğinin önünde büyük bir minder bulunuyordu. Hemen kapının girişin de küçük gri eski model bir televizyon vardı. Aynı öğrenci evi gibi diye düşündü. Gidip kanepenin birine oturdu. Cenkay'ın ne kadar sinirli, Buse'nin ise ne kadar üzgün olduğunu gören Merve;
"Şimdi oturun ve derdiniz neyse halledin. Ben odamdayım."
Merve'nin kapıyı kapatıp, çıkmasından sonra mindere gidip bağdaş kurarak oturan Buse kafasını bile kaldırmıyor, dudaklarını kanatırcasına dişlerinin arasında sıkıyordu. Nasıl böyle bir duruma düştüğüne inanamıyordu. Gözyaşları göz pınarlarını zorlarken, sadece ağlamaktan korkar hale gelmişti.
Cenkay ise gözünü bile kırpmadan onu seyrediyordu. Söze nasıl başlayacağını bilmediği Buse'yi bu duruma düşürdüğü ve olayların önüne geçemediği için kendine lanetler okuyordu. Aralarındaki sessizlik artık sinir bozucu bir hal alınca;
"Bu gecenin böyle sonlanmasını ve senin bu kadar üzülmeni istemezdim. Çok üzgünüm!"
"Beni kullandığın içinde üzgün müsün?" bir sinirle kafasını kaldırdı. Gözlerinin içine bakarak bağıra bağıra içini dökmeye devam etti.
"O kızın geleceğini biliyordun ve sırf kıskandırmak için beni o davete götürdün. Ama ne oldu başarılı olamadın çünkü onun kıskanmayacağı kadar vasat biriyim. Aaa pardon, pardon kısa boyluyum." Sesini yükseltmiş ve siniri tepesinde yerden bir hışımla kalkmıştı. Biraz daha burada kalırsa hüngür hüngür ağlayacak ve hiç olmadığı kadar rezil olacaktı.
Cenkay, söylenilen sözlere o kadar şaşırdı ki başta tepki gösteremedi. Nasıl yani Gamze ile geçmişte ilişki yaşadığını mı biliyordu. iyi de nasıl öğrenmişti. Kendi düşüncelerine o kadar dalmıştı ki; gözleri kan çanağına dönmüş, dudakları titreyerek tepki bekleyen kızın farkında bile değildi. Cevap alamadıkça daha çok kullanıldığına inanan Buse,
"Seni amacına ulaştıramadığım için üzgünüm, bir daha yüzünü bile görmek istemiyorum. Kapının yerini biliyorsun" kırgın ses tonu ile arkasını döndü. Bacakları kendini taşımıyordu artık son bir gayret odanın kapısını açmak için elini atmıştı ki ne olduğunu anlamadan, Cenkay tarafından sırtı kapıya gelecek şekilde döndürüldü. Üzerine kapanan adam ile ne yapacağını şaşıran Buse çığlık atmak ile sessiz kalmak arasında kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜREĞİME KAN DAMLAR Güzel Seven Kadınlar Serisi 1 (Bitti)
General FictionBuse, ıssız bir yolda karşılaştığı uzun boylu simsiyah gömleğinin içinde muhteşem gözüken adamın sert bakışlarının onu etkilemesini istemiyordu. Hem de ilk konuşmalarında azarlanmayı beklemiyordu. Adama sana ne demek istese de onun yardımına ihtiyac...