MEDYA : BÜLENT ERSOY- ARTIK NE DUAMSIN NE DE BEDDUAM
Lütfen bölüme başlamadan önce yıldıza dokununuz.
herdem6060 beni takip etmeyi unutmayınız.
Ana sayfamda instagram linkim vardır. nerimanvurgunkitaplari instagram hesabını takip ederseniz çok eğleneceğinize inanıyorum.
İYİ OKUMALAR SİZLERİ SEVİYORUM.
Cuma akşamı gerçekleşen talihsiz olayın arkasından, Gökçe çalıştığı hastanenin acilinden biraz toparlanması için 10 günlük rapor almıştı. Sırayla Merve'nin yanında kalmaya karar vermişlerdi. Ertesi gün Buket'te gelmiş hep beraber evden hiç çıkmadan hafta sonunu geçirmişlerdi. Merve, cumartesi günü gündüz 15:00'e kadar uyanmamıştı arada uykusunda ağlamasa, baygın olduğunu düşünebilirlerdi. Artık kızlar bir şey olduğunu düşünüp, ambulans çağırmayı düşünüyorlardı ki içlerindeki en neşeli insanın yaşarken, ölmüş halini gördüler. Konuşturmak için çabalasalar da 3 gün oturduğu yerden hiç kalkmadı ve yine orada uyudu. Yemek yemedi sadece bir iki bardak çay veya su içti. Kızları üzmemek için ağlamıyordu ama bazen sessiz gözyaşları kendiliğinden akıyordu. O kadar çaresiz, ne yapacaklarını bilemez hale gelmişlerdi. Hepsi birer ikişer gün izin ayarlamış yanında kalmaktan başka bir şey gelmiyordu ellerinden.... Günlerden salı olmuş Merve'nin yaşadığı gecenin üstünden beş gün geçmişti. O günden beri banyoya sokamamışlardı. Ali Buğra'nın kokusu ve dokunuşlarının izlerinin silinmesini istemiyor bu yüzden kendinden ve yaşadığı hastalıklı duygudan nefret ediyordu. Oturduğu yerden kalkmak eziyet gibiydi artık beşinci günün sabahı;
"Hadi bakalım koca bebek seni ben yıkayacağım." Gökçe'nin zoruyla banyoya girmişti. Sen çık ben hallederim dese de Gökçe saçlarını yıkamış, bir güzel vücudunu liflemişti. Merve'nin çektiği acıya bir ad koyamıyordu artık... Aşk mı, pişmanlık mı, nefret mi?
"Sen biraz daha su dökün öyle çık canım, hem rahatlarsın ben kahvaltı hazırlayayım sen çıkana kadar," cevap bile vermesini beklemeden arkasını dönüp çıkmıştı. Çünkü sevgi dolu, anaç ruhlu arkadaşının gözlerinin önünde erimesine daha fazla dayanamamış koridorda ağlamaya başlamıştı. Gökçe çıktıktan sonra elinde sabun ve lif ile akan suya baktı Merve bir süre...
Sonra zina yapınca dinimizdeki cezasının nasıl olduğu ve tövbe etmek geldi aklına. Gusül abdestini aldı ağlayarak... Ellerini açıp, tövbe etti. Ayağa kalkıp elindeki demir tas ile bacaklarına vurmaya başladı. Tövbesinin kabul edilmesi için kaç defa vurması gerekiyordu. Yüz kere mi ikiz yüz kere mi artık evin içini inleten ağlama sesine daha fazla dayanamayan Gökçe banyoya girdiğinde şok oldu.
"Allah'ım affet, Allah'ım affet, Allah'ım affet..." diye diye bacaklarına vuran kıza bir sağlıkçı olarak bile nasıl müdahale etmesi gerektiğini bilemedi. O günden beri böyle ağlamıyordu içini boşaltsın diye düşünürken bir taraftan kıpkırmızı olmuş bacaklarına bakıp kendine zarar vermesinden korktu. Göbeğine, ellerine vurmaya başlayınca daha fazla dayanamadı ve elinden tası alıp,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜREĞİME KAN DAMLAR Güzel Seven Kadınlar Serisi 1 (Bitti)
Ficción GeneralBuse, ıssız bir yolda karşılaştığı uzun boylu simsiyah gömleğinin içinde muhteşem gözüken adamın sert bakışlarının onu etkilemesini istemiyordu. Hem de ilk konuşmalarında azarlanmayı beklemiyordu. Adama sana ne demek istese de onun yardımına ihtiyac...