Sevcan Orhan - Bahçada Yeşil Çınar
Lütfen bölüme başlamadan önce yıldıza dokununuz.
herdem6060 beni takip etmeyi unutmayınız.
Ana sayfamda instagram linkim vardır. nerimanvurgunkitaplari instagram hesabını takip ederseniz çok eğleneceğinize inanıyorum.
İYİ OKUMALAR SİZLERİ SEVİYORUM.
"Merveeeee! İstanbul'u başınıza yıkarım yine de senin o yavşakla buluşmana izin vermem. Anladın mı?" Merve, Buse'yle konuştuğundan beri ağlamamak için kendini zor tutarken, Ali Buğra'nın telefonu ile cevap vermeden sessizce ağlamaya başladı.
"Cevap ver bana..." diye Ali Buğra bağırmaya devam ederken, Merve ne diyeceğini bilemiyordu. Anlamıyordu, anlamayacaktı. Buluşmak zorundaydı. Yoksa babası bunu gurur meselesi yapar, sen beni ezdin mi? Okumuş olman benim sözümün üstüne konuşacağın, kafana göre hareket edeceğin anlamına gelmez. İşi gücü bırak Tokat'a dön derdi.
"Ali'm lü...lütfen!" Ali Buğra Merve'nin ağladığını anladığında o kadar kötü oldu ki kükreyen aslan, kediye dönüştü. Kalktığı sandalyeye oturup, rakı kadehini kafasına dikip bir kere de bitirdi. Kafasını eğdi. Neden böyle oluyordu. Zaten mezhep sorunu yüzünden nasıl açıklayacaklarını düşünürken birde başka damat adayı çıkmıştı. Merve'ye bırak başka birinin dokunmasını bakmasına bile dayanamıyordu. Kıskançlık! Kıskançlık bütün bedenini esir alırken eli kolu bağlı kalmak kendini daha kötü hissetmesine neden oldu.
"Ağlama, gülüşüne kurban olduğum ne olur ağlama?"
"İs...istersen birkaç gün gö...görüşmeyelim."
"Ben oraya geliyorum."
Ali Buğra'nın ayaklanması ile dört koca adamımız da onunla birlikte apar topar mekandan ayrıldılar. Cenkay hariç hepsinin korumaları vardı. Gecenin erken bitmesine şaşıran ve ters bir şey olduğunu anlayan korumalar hemen toparlanıp, patronlarına yetiştiler. Hep birlikte Merve'nin evine geldiklerinde Ali Buğra'nın bir taşkınlık çıkarmaması için sürekli konuşuyorlardı.
Ali Buğra kıskançlıktan o kadar delirmişti ki kimseyi duyacak halde değildi. Tek istediği Merve'yi görmekti. Ne demek birkaç gün görüşmeyelim bu sözlerinin acısını çok kötü çıkaracaktı. Ecem ve Gökçe'nin de evde olmasıyla küçücük salonda herkes ayakta bekliyor kimse konuşamıyordu.
"Merve nerede?"
"Odasında!" Cevap veren Gökçe'ydi. Buse, oturun size kahve yapayım diye herkese yön verirken, Ali Buğra hala ayakta dikiliyordu. Arkasını dönüp, gidecekken Ecem kolundan tutup;
"Ali Buğra kimseyle konuşmak istemiyor, annesiyle tartıştı. İstersen biraz yalnız kalsın."
"Onu görmem lazım Ecem. İçeri girmeden sorarım eğer istemezse giderim." Ecem'in Ali Buğra'nın sesindeki acıyla gözleri doldu. Allah'ım ne olur bu deli gibi seven iki yüreği ayırma diye dua ederken elini çekti.
Yatak odasının önüne geldiğinde kafasını kapının camına dayadı. Kapıyı tıklattı. Merve'm diye seslendi. İçeriden ses gelmesini bekledi. Merve, Ali Buğra'nın sesini duyar duymaz yataktan kalkıp, kapıya geldi. Kapıyı açmaya, gözlerine bakarken ona buluşmak zorunda olduğunu söylemeye cesareti yoktu. Oda kafasını kapıya dayadı. Gitmesini bekledi. Ali Buğra kapının açılmayacağını anladığında içinden geldiği gibi konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜREĞİME KAN DAMLAR Güzel Seven Kadınlar Serisi 1 (Bitti)
General FictionBuse, ıssız bir yolda karşılaştığı uzun boylu simsiyah gömleğinin içinde muhteşem gözüken adamın sert bakışlarının onu etkilemesini istemiyordu. Hem de ilk konuşmalarında azarlanmayı beklemiyordu. Adama sana ne demek istese de onun yardımına ihtiyac...