İLütfen bölüme başlamadan önce yıldıza dokununuz.
herdem6060 beni takip etmeyi unutmayınız.
Ana sayfamda instagram linkim vardır. nerimanvurgunkitaplari instagram hesabını takip ederseniz çok eğleneceğinize inanıyorum.
İYİ OKUMALAR SİZLERİ SEVİYORUM.
NOT : BÖLÜM +18 OLUP LÜTFEN RAHATSIZ OLACAKLAR ve 16 YAŞ ALTI MİNİK OKUYUCULARIM OKUMASIN.
Günlerce, gecelerce bir kere konuşabileyim diye dua ettiğim adam şimdi birlikte yemek yiyelim mi diyordu. Ah kalbim buna dayanabilecek misin? Ellerimi birleştirip kalbimin üzerine koydum. Konuşabilmem için dışarı çıkacak gibi atan kalbimin sakinleşmesi gerekiyordu. Beynimin içinde 'kabul etme, kabul etme, kabul etme...' diye hiç durmadan tekrarlanan emiri es geçip,
"Sevgiliniz sorun etmez mi benim ile yalnız yiyeceğiniz yemeği," dedim. Tiksinircesine bir surat ve ses tonu ile;
"Şu kadına sevgilin deyip durma, birkaç defa takıldık işte."
Bu rahatlamam, oh sevgilisi değilmiş diye mutlu olmam gereken bir cümle iken neden heyecanımı yok eden ve sinirlenmeme sebep olan bir cümle haline gelmişti. Odadaki dahili telefonu alıp,
"Odaya servis isteyeceğim ne yemek istersin."
"Fark etmez siz ne yerseniz." Böylelikle yemek teklifini kabul etmiş oldum. Şimdi durup dururken neden mutsuz bir ruh haline girdim onu anlamaya çalışıyordum. Bana üç yıldır bakmadığı kadar bakmıştı hala incelemeye devam ediyordu. Ne olacaksa olsun isterse her şeyi anlasın diye bende bakışlarımı çekmiyordum. Sanki ikimizde konuşmaktan özellikle kaçıyor gibiydik. Hadi ben aşkımdan ölüyordum. Bir daha bu kadar yakından seyredemem, elime geçen bu fırsatı değerlendireyim diye çekmiyordum bakışlarımı peki ona ne oluyordu? Bakışlarını hiç çekmeden yemek isteyip, telefonu kapatınca o büyüden çıkmak için soru sordum.
"Hala neden buraya geldiğimi açıklamadınız."
"Sebebi yok seni yakından tanımak istedim."
"Biz üç yıldır tanışıyoruz Ali Buğra Bey başka zaman değil de neden bugün?"
"Hıımmm, öyle mi o kadar zamandır tanıştığımızı hatırlamıyorum oysa ilk defa bugün konuştuk diye biliyorum."
Sakın sözlerinin canını acıtmasına izin verme diye talimat veren iç sesine rağmen dudakları titreyerek ama sert bir şekilde;
"Siz bugüne kadar beni hiç fark etmediğinizi ya da dikkate alır değerde görmediğinizi mi söylemeye çalışıyorsunuz."
"Bir şey demeye çalışmıyorum Merve, sadece bugün benim ile konuşan kızı yani seni tanımak istiyorum. Yemek teklifimi kabul ettiğine göre senin de aynı şeyi istediğini düşünüyorum. Yoksa yanılıyor muyum? "
"Bil..bilmiyorum!" Hangi ara dibime kadar geldiğini anlamadım ama bana o kadar yakındı ki, yıllardır gizli gizli içime çektiğim kokusunu ilk defa rahat rahat koklayabilmenin hazzını yaşıyordum. Gözlerimi kapatıp bu kokuyu doyasıya içimde bir yerlere saklayabilsem keşke diye düşünürken sağ yanağımda tüy gibi bir dokunuş ile irkilerek gözlerimi açtım. Yüzlerimiz o kadar yakın, bakışları o kadar samimiydi ki geri çekilmeyi düşünsem de bana yaklaşan başı ile ne yapacağımı bilemedim. Tam öpeceğini düşünüp gözlerimi kapatacaktım ki kapı çaldı.
İyi ki de çaldı. Kendimi geri çekmem ile oda toparlanıp, biraz uzaklaştıktan sonra "Gel" diye güçlü mü yoksa sinirli mi olduğunu anlayamadığım bir ses tonuyla bağırmıştı. İki garson tarafından hazırlanan masanın olduğu tarafa bakamıyordum. Nedendir bilmem sanki biraz önce öpüşeceğimizi anlamışlar gibi hissediyordum. Garsonlar çıktıktan sonra masaya davet etti. Sandalyemi çekip beni oturturdu ve sanki inadına yapıyor gibi çok yakın davranıyordu. Kokusunun ne olduğunu bir türlü çözemiyor ama burnumu boynuna gömüp orda kalmamak için kendimi zor tutuyordum. Masaya dikkat kesildiğimde, ortada büyük bir tabak ile karışık ızgara, peynir tabağı ve koca bir kase salata olduğunu gördüm. Eti çok sevmesem de ızgarada yiyordum ve öğle yemeği de yemediğim için karnım çok açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜREĞİME KAN DAMLAR Güzel Seven Kadınlar Serisi 1 (Bitti)
Ficção GeralBuse, ıssız bir yolda karşılaştığı uzun boylu simsiyah gömleğinin içinde muhteşem gözüken adamın sert bakışlarının onu etkilemesini istemiyordu. Hem de ilk konuşmalarında azarlanmayı beklemiyordu. Adama sana ne demek istese de onun yardımına ihtiyac...