Lütfen bölüme başlamadan önce yıldıza dokununuz.
herdem6060 beni takip etmeyi unutmayınız.
Ana sayfamda instagram linkim vardır. nerimanvurgunkitaplari instagram hesabını takip ederseniz çok eğleneceğinize inanıyorum.
İYİ OKUMALAR SİZLERİ SEVİYORUM.
Sabaha karşı biten düğünde, hemen aynı gün öğleden sonra evliliklerine bolluk bereket hayır getirsin diye mevlit okutuldu. İkramlıklar için konak çalışanlarının artık pili bitmiş durumdaydı. O kadar yorulmuşlardı ki Allah günah yazmasın mevlitte geri kalsaydı diye düşünmeden edemediler.
Ancak büyükhanım hem Buse'ye hem de Gizem'e karşı kendini mahcup hissediyor her şeyi eksiksiz yapmak istiyordu. Allah'a sürekli bu günleri de gösterdiği için, ölmeden önyargılarından kurtulduğu ve düşüncelerinin değiştiği için şükür etmekten geri kalmıyordu. Ya Buse onun zihnini aydınlatmasa Gizem'de dahil iki genç kadının ahıyla öleceğini düşündükçe yeni gelinine daha bir ısınıyordu.
Cenkay, karısı ile gurur duyuyordu. Ne kadar eğlenceye düşkün, özgür yaşamayı seven, rahat biri gibi gözükse de aile söz konusu olduğunda kişileri ve olayları sakince kabullenen tavrına hayrandı. Çünkü başkası olsa banane senin ailenden kültürünüzden ben modern biriyim diyebilirdi. Buse'nin her yeni adette söylenmesine hatta şaşırmasına rağmen hiç karşı gelmemiş bütün adetleri uygulamaya çalışmıştı.
Babaannesinin ilk tanıştıklarında yaptıklarına karşı yine de bir kere olsun kinci bir tavır sergilememiş, ne yapalım bunu görmüşler böyle devam ediyorlar ve bu saatten sonra onları değiştiremeyiz. Belki aynı görüşte değiliz ama olduğu gibi kabullenmekten başka çaremiz yok diye konuşmuştu. İşte o zaman Cenkay bir kere daha aşık olmuş, bu yaşında bu olgunluğa sahip olduğu için mutlu olmuştu. Kendisi Mehmet Bey'in söylendiklerini kabul etmekte çok zorlanmıştı. Karısının bu düşünce şekliyle o da rahat davranıyordu. Biliyordu ki sevdiği kadın onu ailesine karşı asla zor durumda bırakmazdı.
Mevlitte yeniden gelinlik giyecek olmasına, kına gecesinde ona ısırılan elmaların genç kızlarına dağıtılmasına özellikle kafasında şeker kırmalarına şaşkınlığını anlatıp, durmuştu. Hem söyleniyor hem de acaba Cenkay'a haksızlık yapıyor muyum diye düşünüp, hemen denilenleri yapıyordu. Aslında içten içe aşiret düğününü sevmişti. Bu zaman da Türkiye'de kaç kadın böyle değişik evlenirdi. Bunları düşünüp, kendini rahatlatıyordu.
Dualar okunurken nedense kına gecesinde olmayan duygusallığa kapılmıştı. Sürekli boğazı düğümleniyor, ağlamamak için dudaklarını sıkıyordu. İçi dolup dolup, taşmak için boşluk arar gibiydi. Şöyle göz ucuyla etrafına baktığında başta annesi olmak üzere herkesin gözyaşı dökerek Kuran'ı dinlediğini gördü. Ondan sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Söylenen ilahilerle mest oldu. Ellerini açıp, evliliğinin mutlu huzurlu geçmesi için yürekten duasını etti.
İstanbul'dan gelen aile büyükleri, gelin ve damadın bütün arkadaşları mevlit bitiminde verilen ikramlıklardan sonra yolcu edildi. Buse bir kere daha içi dışına çıkana kadar ağladı. Neden bu kadar duygusallaşmıştı bilmiyordu ama sanki evliliği yeni idrak ediyordu. Buket ve Merve'nin gözlerine baktı, baktı tekrar ağladı. Gökçe'nin ağlayarak manyak sus artık bizi mahvettin sözleriyle arkadaşına tekrar tekrar sarıldı.
Ailesi gittikten sonra Gizem'in bir abla gibi Zahide Hanımın da anne gibi tavrıyla daha iyi hissetti. Arı gibi çalışan yüze yakın kadın erkek grubuyla düğün bulaşıkları masa sandalyeleri toplanmış akşama konak eski düzenine girmiş sayılırdı. Akşam yemeğinde babaanne en baştaki sandalyeye oturduğunda artık rahat ölebileceğini düşünüyordu. Berkay ve Çisem'in eşleri çocukları, taze çiftimiz ve Burkay'ın hazır bulunduğu masada gözleri doldu. Berkay'a yani ilk erkek torununa özlemle tekrar baktı. Neredeyse on yıldır Berkay ailesini tam olarak affedemediğinden, ailesi böyle toplanmamıştı. O yüzden hep bir tarafları eksik olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜREĞİME KAN DAMLAR Güzel Seven Kadınlar Serisi 1 (Bitti)
Ficción GeneralBuse, ıssız bir yolda karşılaştığı uzun boylu simsiyah gömleğinin içinde muhteşem gözüken adamın sert bakışlarının onu etkilemesini istemiyordu. Hem de ilk konuşmalarında azarlanmayı beklemiyordu. Adama sana ne demek istese de onun yardımına ihtiyac...