Medya : Emrah - Farzet ki Ben Bir Yalanım
Bir rüzgarlık, ömrü olan,
Ben dağlarda, bir dumanım,
Bir varmış bir yokmuş gibi,
Farzet ki ben bir yalanım,
Unut beni, bir dün gibi,
Savur beni, bir kül gibi,
Güz mevsimi, bir gül gibi,
Farzet ki ben bir yalanım.Ne çok sevdik ne de yandık,
Bir rüyayı gerçek sandık,
Hiç bir şeyi paylaşmadık,
Farzet ki ben bir yalanım,Lütfen bölüme başlamadan önce yıldıza dokununuz.
herdem6060 beni takip etmeyi unutmayınız.
Ana sayfamda instagram linkim vardır. nerimanvurgunkitaplari instagram hesabını takip ederseniz çok eğleneceğinize inanıyorum.
İYİ OKUMALAR SİZLERİ SEVİYORUM.
Ecem sabah uyandığında gözleri acıyordu. Millet ağladığında gözleri şişer ya da kızarırdı. Ecem'in hiç ağlamamış gibi gözleri daha güzel olur gökyüzü mavisi rengine bürünürdü ama sanki susuz kalmış gibi batardı. Sürekli kaşlarını çatarak konuşmak zorunda kalırdı. İnşallah yanlış anlaşılmam diye düşünerek hiç gitmek istemediği kahvaltı için hazırlamaya başladı.
"Ali'm yapma böyle..."
"Sus Merve sus o kadar mesaj attım. Ben gelemiyorum babaannem görmesin sen benim odama gel diye..."
"Ali'm neden anlamıyorsun."
"Neyi anlamalıyım Merve? Karımla aynı çatı altında ayrı ayrı yattık. Niye hanımefendi utanıyor diye."
"Babaannem dedi ki nikah olmadan sizi aynı odada görürsem gözünüzü oyarım."
"O babaannemin de alacağı olsun." Ali Buğra suratı beş karış elinden emziği alınmış bebekler gibi dudakları sarkıktı. Gece Merve'yi ikna etmek için neler demişti ama inatçı karısı her mesajını ustalıkla geri çevirmişti. Ecem'i gördü. Bugün Merve cezalıydı o yüzden sadece kırgın üzgün baldızıyla ilgilenecekti.
"Ha uyandın mı tatlı baldızım benim..." diyerek kolunun altına aldı. Karısını arkada bırakarak aşağıya indiler... Merve oflayarak arkalarından yürüdü. Cihat'ın ailesinin evine geldiklerinde herkes pür dikkat Ecem'e bakıyordu. Ecem ise yer yarılsa da içine girsem diye düşünüyordu.
Kardelen Hanım ve eşi sanki akşam hiçbir şey olmamış gibi sıcacık karşıladılar... Cihat suratı beş karış herkese hoş geldin dese de Ecem'e bir kaşık suda boğacak gibi bakıyordu. Bir taraftan da çok güzel ama değil mi diyen iç sesinden nefret etti.
Ecem kafasını kuma gömmüş gibiydi. Masaya oturduklarında Cihat içeri girmişti. Herkese hoş geldin derken bile ses tonundan ne kadar sinirli olduğunu göstermişti. Arkadaşı ona tabak hazırlayıp önüne koymuştu ama bir şey yiyecek hali yoktu. Sadece kızım sen mazoşist misin ne diye seni üzen sana acı veren birine kalbin çarpıyor diye kendine kızıyordu.
Merve gözünü Ali Buğra'dan ayırmıyordu. Kocası barıştıklarından beri ilk defa ona böyle davranıyordu. Onu karşılıksız sevdiği günlere gitti aklı ve ne kadar acı çektiğini hatırladı. Aynı o zamanlardaki gibi görünmez olmuştu kocasına... Kahvaltı bitmek üzereydi ve bir kere bile yüzüne bakmamıştı. Ali Buğra'nın her fırsatta alttan alttan ona baktığından habersiz üzülüyordu. O zamanlar kadınlığını kullanamıyordun ama azgın bir kocan var kendine baktıracak birçok şey yapabilirsin. Yeter bu kadar pasif olma Merve diyen kalp sesine bir çak işareti yapmak istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜREĞİME KAN DAMLAR Güzel Seven Kadınlar Serisi 1 (Bitti)
General FictionBuse, ıssız bir yolda karşılaştığı uzun boylu simsiyah gömleğinin içinde muhteşem gözüken adamın sert bakışlarının onu etkilemesini istemiyordu. Hem de ilk konuşmalarında azarlanmayı beklemiyordu. Adama sana ne demek istese de onun yardımına ihtiyac...