Odamda köyümüzün resmini çizerken bir ses duydum. Sanki... uzaktan gelen bir uğultuydu. Git gide netleşti...
Sinan...
Hemen ayağa kalktım, etrafa baktım. Sesin nereden geldiğini bir türlü çözemedim.
Buradayım, Sinan...
Hala kimseyi göremiyordum. "S-s-sen kimsin?" dedim.
Önemli değil. Nasılsa aklında birçok soru var. Çok yoğunsun. Kafandaki soruların cevabını hemen bulamazsın. Bekle.
"İyi de, bekleyerek sonucu bulamam ki."
Demek istediğim, yaşamını sürmeye devam et! Sorulara kafa yordukça daha da karışacak.
"Ah, anladım... Ama hala senin ne olduğunu anlamadım."
O kısmı yakında anlayacaksın, Sinan.
"Bana neden Sinan diyorsun? Benim adım Arman!"
Cevap vermedi. Ne kadar garip biriydi! Soruları düşünmeden duramazdım ki. Önemliydi bunlar. Ama madem öyle diyordu, o zaman anneme sorardım.
Yanına gittiğimde temizlik yapıyordu. Hemen atıldım.
"Anne, hani 'Büyüyünce anlayacaksın.', 'Bunu yapman için henüz çok erken.' gibi söylüyorlar ya."
Bunu sormam dikkatini çekti, hiç böyle bir şey demezdim. Temizlemeyi bıraktı. "Evet?" dedi.
Acaba sormasa mıydım, dedim kendi kendime. Aksi halde başıma bir şey mi geldi diye düşünürdü. Örneğin limon yediğimi ve ekşinin dokunduğunu düşünebilirdi. Şüphesiz bunu yapardım.
"Anlamak yaşa mı bağlı?"
Kısa bir iç çekti. Gülümseyerek, "Tüm çocukların nasıl olduğunu bilirsin. Yani... onlara bir iş versek altı üstüne getirirler. İçinde küçük yaşta, aklı başında ve becerikli birini bulamıyoruz." dedi.
"Ama bu mantıksız değil mi?"
"Elbette değil. İnsanların yaşı ilerledikçe aklı başına geliyor."
Yüzümü buruşturdum. Çok üzüldüm. Bunu görünce moral vermek istedi. "Canım, senin dışında tabii. Bu soruyu sorabilen ilk küçük olduğunu düşünüyorum."
Ben öyle düşünmüyordum. Bence diğerleri de bunu sormuştu. Sadece dile getiren ilkiydim.
"Bunu düşünmek aklına nereden geldi?"
Babamın o hayret edici düşünme becerisi... Biraz üzgün şekilde, "Siz konuları çok karmaşık düşünüyorsunuz. Birisinin yapmadığı bir şeyi yaptığını söylüyorsunuz. Büyüyünce ben de öyle olacak mıyım diye düşündüm." dedim.
Başını iki yana salladı. "Yaş büyüdükçe insan başka şeylere bakar. Görüşümüz değişir. Sen daha yüzeysel düşünüyorsun. Vakti geldiğinde ne demek istediğimi anlarsın."
Bu konuşmaya rağmen tatmin olmadım. Başka bir sebebi olmalıydı. İnsan büyüdükçe farklı bir şey mi kazanıyordu? Farklı olabilecek ne vardı?
Odama giderken aklıma bir şey geldi. "Anne, bir şey sorabilir miyim?"
"Elbette."
Derin bir nefes aldım. "Benim başka bir adım var mı?"
Şaşırdı. "Yok tabii. Neden sordun?"
Toparlandım. "Hiç! Öylesine..."
Aklıma onlarca soru geldi. O ses neydi? Neden bana Sinan dedi? Neden o soruları düşünmememi istedi?
Bundan birkaç gün sonra bu konuyu düşünmeden yaşamaya devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yazılmış Zaman
Science FictionKimsenin hikayesi rastgele başlamaz. Hepsinin tutunduğu, var olduğu bir yer vardır. Hepsi birbirine girebilir, evrenin kanunları değişebilir ve hiçbir şey düşündüğümüz gibi olmayabilir. Karşınızda Paralel Evrenler Teorisi!.. Ve hiçb...