39

83 97 0
                                    

        Dolu dolu bir haftayı altı saatte görmeye çok şaşırdım. Hele yıllar önce gördüğüm Amerika düşünün bir yıl geçmesi... Bunun yanında ölen ölmeyen herkese bağlanmış, tek gecede olanları düşünüyordum. Artık zaman geçtikçe gerçek olduğuna inanıyordum. Yoksa onlara bu kadar bağlanır mıydım?

        Birkaç yıl sonra, Türkiye'nin* mutlu mesut mahallesinde çalışmalarımı yapıyordum. Her aklıma geldiğinde beni ağlatan yapıt Mihrümah Cami bugün bitiyordu. Açılış için Üsküdar'da toplanıldığında bana halk tarafından, "Allah sizden razı olsun!" denildi. Bunu duymak sevindirici olsa da aklım başka yerdeydi. O da Sultan Süleyman'dı. Açılışı yapmadan önce cami için yorum yapacak ve beğenmezse...

        Toplanan insanlar geri çekildi. Görevli bağırdı. "Destuuuur!" dedi. Çalışanlarım arkamda yerlerini aldı.

        Padişah onlarca yeniçeri ile geldi. Caminin dışına bir an baktı. "Bana camini gezdir, mimarbaşı." dedi.

        "Elbette, hünkârım." deyip onu içeri aldım. Derken Mihrümah Sultan'ı fark ettim. Çünkü elbisesi tıpkı eserime serptiğim dalgalar gibiydi. Pembe ve kabarık... Yüzünü görmeden bile nasıl olduğunu tahmin ettim. Onu da içeri buyur ettim. İkisini de gezdirdim. Her şeyi en ufak detayına kadar anlattım. "İçini de dışını da gizli motiflerle donattım, hünkârım. Hepsi yıldızları ve güzelliği simgeler."**

        Sultan Süleyman başını salladı. Mihrümah Sultan da mutluluktan gülümsüyor olmalıydı.

        "İyi iş çıkardın, mimarbaşı. Mihrümah, sen ne düşünüyorsun?"

        "Hünkârım, tam istediğim gibi olmuş! Bir kusur göremiyorum."

        "O hâlde açılışı yapabilirsin." dedi padişah bana. Dışarı çıkınca toplananlara seslendim.

        "Ey Osmanlı halkı! Yıllardır yapımı için uğraştığımız bu Mihrümah Sultan Cami, huzurlarınıza açılmıştır!"

        Bu etekli camiyi o kadar beğendiler ki şenlik bile düzenlendi. Bu kutlamalar sona erince camiye hücum ettiler. Herkes orada namaz kıldı. E iki yıl burada kaldıktan sonra, bir yolculuğa daha çıkayım, değil mi? 

* Türkiye, tarihte hep "Anadolu" anlamına gelmiştir. 

** Gerçekte böyle motifler yoktur. Henüz bulunmamış gibi kurgulanmıştır. 

Yazılmış Zaman Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin