Bir sabah tayfa işini aksatmasın diye onları izlemeye başladım. Deni yanıma geldi.
"Kaptan, kahvaltı yapmadık. Tayfa yorgunluktan bayılacak. Siz de uzun süre bir şey yemediniz."
"İşimiz bitmeden başka bir şeye vakit ayıramayız. Ayrıca bir şey yesem de kusuyorum."
Deni sıska bedenime baktı. "Sizin için endişeleniyorum, kaptan."
Güvertede halatı taşıyan biri yere yığıldı. Deni ve doktor yanına koştu. Onu içeri götürürken biri daha düştü. Bunun üzerine Deni bana sinirle baktı.
+++
"Bir mimarın bunları yapacağına ihtimal vermezdim."
Gülümsedim. "Yapmazdım zaten. Ama orası farklı bir etki yaratıyor."
Sai heyecanlandı. "Nasıl bir şeydi?"
Bir süre düşündüm. "Rüya yolculuğundan kaynaklanan duygu değişimi gibi. Oranın yakın olduğunu sanmıyorum. Sadece bu değil, bazı anları da unutmuşum."
"Nasıl yani?"
"Şu an hatırlamadığım olaylar yaşadım. Yolda giderken kendimi bir anda başka yerde buluyordum. Oysa arada yaşadığım şeyler vardı."
"Vay be! Nasıl oluyor bu?"
"Muhtemelen rüya ortasında başka bir rüyaya geçişimiz gibi. Ama arada olanlarla ilgili fikrim yok."
Sai konuyu değiştirdi. "Peki mimarlık yeteneğin var mıydı?"
Başımı iki yana salladım. "Her zaman yoktu. Aynı rüya içinde bazen oluyor, bazen olmuyordu..."
"Ne ilginç şey!"
"İnan ki daha ilginç olacak."
+++
"Kara göründü!!!"
Gözlemci tayfanın bağırışı herkesi sevindirdi. Gemiyi tam tamir edemediler ama bunu şimdilik göz ardı ettim.
İleride; sisin ardında yemyeşil tepeleri, turkuvaz rengi kıyıları ve denizin üstünde uçuşan kuşlarıyla muhteşem bir ada vardı. Burası bir Cook Adası'ydı.
Herkes bana döndü. "Şimdi ne yapıyoruz?"
Küpeşteye dayandım. Adanın silüeti belli belirsizdi. Dürbünle etrafa baktım. Sıkıntı yoktu.
"Adaya yöneliyoruz. Morris'le karşılaşmadan önce eksikleri tamamlamalıyız."
"Sonra dinlenebilir miyiz?"
Endişeden aylardır ne yapacağımı şaşırmıştım. O an beni bu etkiledi. "Belki. Ama işi bitirdikten sonra karşılaşacağımıza eminim. Hazırlıklı olmalıyız."
Hüzünle işlerine döndüler. Bir an içim sızladı. Aylarca çok çalışmışlardı...
"Tayfa! Adaya dönünce-"
Çan çaldı. Gözlemci tayfa "Morris!" diye bağırdı.
Ufka baktığımda çelik bir gemi sisin ardında belirdi. Gemi bizimkinin iki katıydı.
Tayfa gemiye bakakaldı. Korku hepimizi sarmıştı. Düşündüğüm şeyleri unutup "Savaşa hazırlanın!" dedim. "Gemiyi işaretimle sancağa döndür, Steve. İskele topları hazır olsun!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yazılmış Zaman
Science FictionKimsenin hikayesi rastgele başlamaz. Hepsinin tutunduğu, var olduğu bir yer vardır. Hepsi birbirine girebilir, evrenin kanunları değişebilir ve hiçbir şey düşündüğümüz gibi olmayabilir. Karşınızda Paralel Evrenler Teorisi!.. Ve hiçb...