23

112 118 1
                                    


        Çalışmaya başladığımda işim daha da arttı.

        Zamanla, işimi sevdiğim için zorlukların dokunmadığını anladım. Bir gün Arap ve Acem'e gidecek; harabeler, kubbeler ve sütunların temellerine bakıp mimarlık bilgimin üstüne ekleyecektim. Zaman geçtikçe rüyalarımı sadece rüya kabul ettim.

        İlk görevlerimden biri İskender Paşa'nın Trabzon'da istediği hamamı yapmaktı. Memnuniyetle kabul edip işe başladım.

        Taslağı yaparken düşündüm. Erkek ve kadın bölümü aynı mı olsa?.. Yok. Farklı olmalı. Paşa öyle istedi. O hâlde, ikisi de farklı güzel olmalı.

        Düşünüp taşınınca aklıma bir fikir geldi. Erkeklerin çatısını sekizgen yaptım. Taşınabilmesi için taslağa sütun yerleştirdim. Sıcak ve soğuk su bölümleri yan yana olmak üzere, tamamını küçük tonoz bir kubbeyle örttüm... Kadınlar bölümünün soyunma odası kâgirden olacaktı. Erkeklerinkine benzer sıcak ve soğuk su ayrı, tek bir kubbeyle örtülü olacaktı. Bunu paşaya gösterince çok beğendi. "Valla," dedi. "Senin gibi sağlam ve yaratıcı mimar görmedim."

        Hâlbuki bu daha başlangıçtı.

                                                                                       +++

        Sai toparlamaya çalıştı. Anlattıklarımın çoğunu ya yazmıyor, ya farklı yazıyordu. Nasıl yazacağını söyledim. Uzun bir süreci bir paragrafa sığdırdı.

        "Şöyle oldu mu:

        'Bu değersiz kul, Sultan Selim Han'ın saltanat bahçesinin devşirmesi olup, Kayseri sancağından oğlan devşirilmesine ilk defa o zaman başlanmıştı. Acemi oğlanlar arasından sağlam karakterlilere uygulanan kurallara bağlı olarak kendi isteğimle dülgerliğe seçildim. Ustamın eli altında, tıpkı bir pergel gibi ayağım sabit olarak merkez ve çevreyi gözledim. Sonunda yine tıpkı bir pergel gibi yay çizerek, görgümü artırmak için diyarlar gezmeye istek duydum. Bir zaman padişah hizmetinde Arap ve Acem ülkelerinde gezip tozdum. Her saray kubbesinin tepesinden ve her harabe köşesinden bir şeyler kaparak bilgi, görgümü artırdım. İstanbul'a dönerek zamanın ileri gelenlerinin hizmetinde çalıştım ve yeniçeri olarak kapıya çıktım.'"

(Mimar Sinan)

        "Gayet iyi oldu. Ama kitap kısa olacağa benziyor."

        "Bence de." dedi. "Seni çok yoruyorum kardeşim. İstersen-"

        "Önemli değil." dedim. "En azından birine bunları anlatmak istiyorum... Müsaitsen..."

        Pencereden dışarı baktı. "Akşam olmuş. Ne kadar çabuk geçti... Daha demin sabahtı."

        Eşyalarını toplamaya hazırlanırken "Gitsem iyi olacak. Allah'a ısmarladık!" dedi. 

        O giderken aklıma bir şey takıldı. Sanki Sai anlattıklarıma inanmıyordu. Tahmin etmiştim. Hayat hikayemi bitirdikten sonra ona göstermem gereken bir şey olacak...  

Yazılmış Zaman Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin