Tayfalar düzeldiğimi duyunca mutlu oldular. Deni'yle içeri geçtim ve Dünya haritasını masaya serdim.
"Hangi adaya gidiyoruz, kaptan?"
Pasifik üzerine baktım. "Cook Adaları'na."
"Orası uzak değil mi?"
"Morris'in geçtiği rotalar orada. Hazine peşinde olduğunu biliyorsun. Orada bir şey olmalı."
Cebinden defter ve kalem çıkardı. "Koordinatları alabilir miyim?"
Ona koordinatları verdim. Bununla ne kadar sürede gidip geleceğimizi hesaplayacaktı.
Deni bir tayfadan çok yardımcıydı. Matematik üzerine uzmandı. Boston'da olduğu sürece hep eğitim alırdı.
Hesaplamayı bitirince, "Hmm... Gidiş-geliş yaklaşık on ay sürecek, kaptan." dedi.
"Off..." dedim. Bu çok uzundu. Ama daha uzun seferler yaptığım olmuştu. Şimdiki cesaretim üzerinde Mısır Seferi de etkiliydi. "Tamam, hazırlığa başlayın."
Güverteye çıktı. Kamara kapımı kapatmadan önce arkama, ona baktım. İçimde karanlık bir endişe vardı. Onlara söylemediğim bir şey vardı.
***
Üç hafta hazırlandılar. Güçlerini ve çalışma tutkularını takdir ettim. Çok ter dökmelerine rağmen durmak bilmiyorlardı.
Deni yanıma geldi. Nefes nefese, "Gemi hazır, kaptan!" dedi.
Gülümsedim. Kılıcımı havaya kaldırıp "Gideliiim!" diye bağırdım.
Eşlik ettiler: "Yahooo!.."
Dümene geçtim ve ustalıkla limandan çıktım. Diğer gemiler de bağırarak destek verdi.
***
Yelken açarız denize doğru,
Durmadan gideriz uzaklara.
Estik gücüyle düşmana doğru,
Yaşa Kaptan Anthony Moore, yaşa!
Onlar şarkı söylerken düşünüyordum.
Dümeni William'a bıraktım. Kaptan köşkünde denizi seyre daldım. Bahar rüzgârı esiyordu. Güneş tam tepedeydi.
Yavaş yavaş her şeyi hatırladım. İlginçti. Kendimi yeni bir hayatın parçası hissettim. Bu tayfaları yıllardır tanıyordum. Kimi zaman kamp kurarlar, ateş karşısında oyun türetirlerdi. Diğer gemilere, yolculuğumuzda ne olduğunu anlatırlardı. Kesik elim çok ünlüydü. Karnımdaki delik gibi... Ama baktığımda orada değildi.
Bunu Filipinler'e keşfe giderken yapmıştım. Kaptan Morris daha güçlüydü. Zor durumda ona karşı yapmıştım bunu. Bu hareketimden güç alan mürettebatımla üzerinden geçtik. Biz aslında gizli bir Amerikan donanmasıydık. Bunu göstermemek için İngiliz bayrağı takıyorduk. Her yerde İngilizler vardı çünkü.
Deni ileride benim gibi bir kaptan olmak istiyordu. Bunun için çok çalışıyor, düşmana güç gösterisi yapıyor, pes etmiyordu. Daha yirmi yaşındaydı. Başaracağına emindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yazılmış Zaman
Science FictionKimsenin hikayesi rastgele başlamaz. Hepsinin tutunduğu, var olduğu bir yer vardır. Hepsi birbirine girebilir, evrenin kanunları değişebilir ve hiçbir şey düşündüğümüz gibi olmayabilir. Karşınızda Paralel Evrenler Teorisi!.. Ve hiçb...