Beklenen bölüm geldiiii....
İstifan kabul olmasa da artık adamın sana yaptıklarından sıkıldığın için işe gitmemiştin. Evet, kabul ona karşı her kız gibi sen de bir şeyler hissediyordun ama seni hırpalamasına daha fazla katlanamazdın. Evinde işsizliğin ilk günü oturmuş film izlerken aynı zamanda da yeni bir iş arıyordun. Kapı çalınca ağzına attığın çikolatanı hızlıca yuttun. Gece konuştuğun kankandır diye düşünmeden kapıyı açtığında deniz mavisi gözlerin etkisine daldın. Bir elinle dağınık topuzunu düzeltirken diğer elini kapı pervazına koydun. Patronun daha doğrusu eski patronun ellerini kotunun cebine yerleştirmiş, gözlerini sana dikmisti. Kaslarının gerginliği gömleğinden bile belli olurken klasik bir soru sordun.
"Neden geldin?"
"Artık sizli bizliyi bıraktığına sevindim."
"Buna kızmanızı beklerdim."
"Hâlâ sinirli ve pasaklısın, S/A."
"Iı..Ne?"
Gözleriyle üzerini gösterdi. Üstünde yediğin dondurmanın dökülmüş ve kurumuş olması mı, tişörtünü şortunun içine sıkıştırmak mı yoksa saçlarının dağınıklığı mı daha kötüydü? Saçındaki elini indirdin ve gözlerini kaçırdın. Gözlerin onun ayaklarındaydı. Böylece içeriye adımladığını görebilmiştin.
"Ben senin bu hâlini seviyorum, utanma boşuna. Yanağın kızarınca karşında sakin kalmak zor."
"Anlamadım?"
"Anlamanı beklemiyordum zaten"
Adam, hatırladığı koridoru geçti ve tanıdık salona geçti. Kendini az önce senin ısıttığın koltuğa bıraktı. Sen de karşısındaki koltuğa geçmiştin. Not defterine not aldığın adresleri görünce sinirlendiğini kasılan çenesinden anlamıştın. Onu tanıyalı çok olmuştu çünkü.
"İşe gelmemenin bir cezası vardır."
"İyi, kovun beni o zaman."
Heyecanla atılınca patronundan bir kahkaha koptu. O neşeli hâli sana da geçmiş gibiydi. Gülen gözlerle ona baktığında birden ciddileşti.
"Seni asla ama asla kovmayacağım."
"Tamam ama bana bunu neden yaptığını açıklamaya borçlusun."
"Kendime bile açıklayamadığım şeyi sana nasıl açıklarım?"
"Bana senin yanında kalmam için bir sebep vermen gerekiyor."
Ian, koltuktan kalkıp yanına oturdu. Söyleyeceği şeyi nasıl diyeceğini bilemiyormuş gibiydi. Sen de meraktan çatlamak üzereydin. Gözlerine beklentiyle bakarken onun gözleri dudaklarına kaymıştı. Ne olduğunu anlamadan dudaklarında hissettiğin baskıyla şaşırdın. Karşılık vermen için öpüşünü sertleştirdiğinde ona istediğini verdin. Ayrıldığınızda pancar gibi olan suratını ellerinin arasına aldı.
"Ben....Ben seni seviyorum galiba. Seni terslememin sebebi bana hissettirdiğin duyguları başımdan def etmekti ama daha da güçlendi. Her zaman gözümün önünde ol istiyorum. Evet, bencillik diyebilirsin ama şu an seni zorlamayacağım. Senin kararına bağlı."
Son cümleyi söylemek Ian için oldukça zordu. Reddedeceğinden korkuyordu. Sen yutkununca sustu. Sıra artık sendeydi.
"Ben de seni seviyorum, Ian. Ne kadar kötü bir patron olsan da..."
Duyduklarına şaşıran adamı bir daha şaşırttın ve dudaklarınızı birleştirdin.
Gençler, bu aralar Tom Hardy e taktım. Şu ana kadar üç filmini izledim. Ee siz de seviyor musunuz merak ettim.
❤❤❤❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IAN SOMERHALDER İLE HAYAL ET
FanfictionMaviş gözlü aşkımız Ian ile vakit geçirmek istiyorsanız sizi kitabıma bekliyorum. Bu arada Ian'ı Damon olarak da göreceksiniz çoğu kez. İçeride çok güzel Damon Salvatore<3 serilerimiz var, okumadan geçmeyin :) Önemli! Benden habersiz kopyalanması v...