Maviş gözlü aşkımız Ian ile vakit geçirmek istiyorsanız sizi kitabıma bekliyorum.
Bu arada Ian'ı Damon olarak da göreceksiniz çoğu kez.
İçeride çok güzel Damon Salvatore<3 serilerimiz var, okumadan geçmeyin :)
Önemli!
Benden habersiz kopyalanması v...
Seri yazmaya bayılıyorum ama bitmelerine de ayrı bi üzülüyorum. Merak etmeyin bu serinin bitmesine daha var.
Bölüm atmadan duramıyorum aaa İyi okumalar.
"Davetsiz misafirlerimiz var sanırım, Stefan."-D
"A bak S/A bu da Damon Salvatore, kardeşlerden sinir bozucu olan tıpkı senin gibi."-Kl
"Hey, sinir bozucu olan sensin. Merhaba, Damon. Ben S/A, Klaus'un ikizi."-sen
Damon'a da tıpkı Stefan'a yaptığın gibi elini uzattın. Elini tutmasını istiyordun, onu da görmek istiyordun. Elini tutmuş ve dudaklarına götürmüştü. Gördüğün şeyler onun dudaklarının seninkilerin üzerinde olduğuydu. Bu irkilmene sebep olmuştu. Bunu fark eden Damon ne olduğunu anlamak için gözlerine daha dikkatli bir şekilde bakmıştı.
"Senin geleceği gördüğünü duymuştum. Az önce bir şey mi gördün?"-D
Klaus, aranıza girip ellerinizi ayırmıştı.
"Evet, biraz sonra Klaus tarafından kafan bedeninden ayrılacak."-sen
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Tam benlik bir iş."-Kl
"Ha ha ne kadar komiksiniz siz ikiniz."-D
Klaus ile aynı anda omuz silktiniz. Stefan oturmanızı söylemiş, siz de geniş koltuklara yayılmıştınız. Hâlâ kafanın içinde dönen öpüşme sahnesi ellerinin soğumasına, kalp atışlarının hızlanmasına neden oluyordu. Damon'ın sana bakarak elindeki viski şişelerini kaldırdığını gördün.
"Ne içersin, gördüğüm en tatlı Mikaelson?"-D
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Söylediği iltifat ve hareketleri gülmene neden olurken Klaus işaret parmağını sallayarak Damon'ı tehdit ediyordu. Bu gülme şiddetini daha da artırmıştı ve sen gülünce ortalık genelde yıkılırdı.
"İkizimden uzak dur, Damon."-Kl
Damon elindeki kadehle yanına gelmiş ve sana uzatmıştı nazikçe. Gözlerindeki parıltılar o kadar canlıydı ki gülümsemeden edemiyordun. Hemen karşına oturmuştu.
