Efsane 2

502 37 11
                                    

Arkadaşlar, şu efsane olayını fena salladım. Biraz alacakaranlık ve tvd karışımı gibi oldu ama yorumu size bırakıyorum. İyi okumalar. Oylarınızı ve yorumlarınızı esirgemeyin. Sizi seviyorummm♡

Uyandığında evindeydin. Fazla yorgundun. Bütün kemiklerin, eklemlerin ağrıyordu sanki ama görünüşte yaran yoktu. Oysaki arabanın içinde ölmek üzere olduğundan emindin, yaraların nasıl kapanmıştı?

Tyler, içeri girdiğinde gözlerini kaçırdın. Sana çok kızacağından emindin. Yanındaki koltuğa oturdu.

"Neden gittin ya ölseydin, S/A! Ben nasıl yaşardım sensiz?"

Elini tuttun ve gücünün el verdiği şekilde sıktın.

"Özür dilerim, Tyler ama gözün pek bende değildi."

"Yanılıyorsun, sen benim canımsın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Yanılıyorsun, sen benim canımsın. Buradaki herkesten daha önemlisin benim için. Bir daha bunu söyleme."

Elinin üzerini şefkatle öptü.

"Buraya nasıl geldim? Beni nasıl buldunuz?"

"Damon, buldu. Seni getirdiğinde kanından içirmişti. Yaraların o yüzden kapalı ama halsiz hissetmen normal. Bir de sürekli saçmaladı. Sen kasabadan çıktığında-"

Heyecanla atılıp sözünü kestin.

"Kalbime ağrı saplandı."

Tyler, kaşlarını çattı.

"Sana da mı oldu? Bu yüzden mi kaza yaptın?"

"E-evet. Kontrolü kaybettim. Sanki kasabadan ayrılmamam gerekiyormuş gibiydi. Bir dakika, aynısı ona da mı oldu?"

Kafasını salladı ama düşünceliydi, ikizin. Sanırım bir şeyler biliyordu ama söylemek istemiyordu.

"Neler oluyor, Tyler? Damon nerede?"

"Buradayım."

Onun sesiyle kapıya çevirdin başını

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Onun sesiyle kapıya çevirdin başını. Kalbin istemsiz hızlandığında sana gülümsedi. Kalp atışlarını duyabiliyordu tabii ama daha çok kalbinin atmasına seviniyordu. Seni o hâlde görünce çok korkmuştu. Sen kasabadan ayrıldığında kalbindeki sancı onun da nefes almasını zorlaştırırken bir şeyler olduğunu anladı. Burada bir işler döndüğü kesindi. Ne kadar hızlı olmayı başaramadıysa da seni buldu. Arabanın içinde her yerinden kanlar akarken kalp atışlarını duydu. Çok zayıftı, neredeyse ölecektin. Kendi kalp atışları da zayıflamıştı. Kurumaya başladığını hissetti. Hiç vakit kaybetmeden sana kanından verdi ve seni kucakladığı gibi evinin yolunu tuttu. Sen toparlanırken o da toparlanmaya başlıyordu.

Tyler'a bir şeyleri açıklamaya çalışmak çok zordu. O yüzden konuşmadı. Senin tam olarak iyi olmanı bekledi. Fakat boş duramazdı, bu işleri en iyi bilen dostuna danışmaya karar verdi yani Alaric'e.

Tyler sizi yalnız bırakıp odadan çıktığında Damon ile kısa bir süre bakıştılar. O gidince Damon kapıyı kapatıp az önce kardeşinin olduğu sandalyeye kendini bıraktı. Aynı şekilde elini tuttu ve öptü. Elini bırakmadan konuşmaya girdi.

"Sen gidince kalbime bir şey oldu. Yani bir kalbim olduğuna şaşırmadım değil ama aynısının sana da olduğunu biliyorum. Seni o hâlde görünce çok korktum, S/A. Öldün zannettim."

Gerçekten korkmuştu, bunu gözlerinden okuyabiliyordun.

"Alaric ile konuştum. Çok bilmiş bunun bir efsane olduğundan bahsetti. Bir kurt adam nadir görülen ay tutulması zamanı doğarsa doğa tarafından lanetlenir."

"Yani lanetlenen tek ben miyim?"

"Görünene göre öyle. Ilk doğan sen olduğun için lanet sana işlemiş."

"Peki, lanetim ne tam olarak?"

Damon, gözlerini kaçırdı. Elinle oynamaya başlamıştı.

"Lanetin, aşık olduğun kişinin sana aşık olmasıyla beraber onu kendine bağlamanmış. Bir bütün olurmuşsunuz, biri ne hissederse diğeri de onu hissedermiş. Biri ölürse diğeri de ölürmüş.İkisi de duygularını üst noktada yaşarlarmış."

Yüzüne baktın. Damonı kendine bağlamıştın. Bu, sana aşık demektir. Sana aşık...

"Yani sen..."

"Evet, öyle."

Yatağında doğruldun. Sana yardım etti. Elini yanağına yerleştirdin ve kocaman gülümsedin.

"Yani aşık olman için gitmem gerekiyorduysa daha önce yapardım."

Güldü ama hemen ciddileşti.

"Komik değil, ölebilirdin."

Omuz silktin.

"Ağrılarımı hissediyor musun?"

"E yani evet ama dayanıklılığım senden fazla olduğu için fazla etkilenmiyorum. Bence seni de vampir yapmalıyız."

"Daha tam olarak kurt bile değilim. Vampir olmak çok uçuk geliyor. Tek istediğim yanımda olman."

Üzerine eğilip seni uzunca öptü. Kalp atışların fazla hızlanmıştı ama duyduğun sadece seninkiler değildi. Onun kalp atışlarını da duyabiliyordun. Çok güzeldi. Ikinizin aynı anda mutlu olması duygularınızı nirvanaya çıkarıyordu. Dudaklarınızı ayırdığınızda kulağına fısıldadı.

"Seni seviyorum, birtanem."

Bu sefer dudaklarınızı birleştiren sendin. Damon yatakta üzerine çıkarken bacağına giren krampla inledin. Aynı anda o da inleyince birlikte oluşan bu duruma kahkaha attınız.

"Hani sen daha dayanıklıydın."

"Boşluğuma geldi."

"Kesin öyledir."

Üzerinden kalktı.

"Biraz daha dinlen, iyileştiğinde yaparız."

Arkandaki yastığı ona fırlattın. Kızarmıştın ama onun gibi yaramaz hissediyordun. Yastığı havada yakaladı ve ona sarıldı.

"Tanrım, kızardın."

"Evet, sen de öyle."

😁

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

😁

IAN SOMERHALDER İLE HAYAL ETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin