😢Mazi😢

784 47 12
                                    


Elindeki çantanı sıkıca kavradın ve onca yolu geldiğin büyük yapıya baktın. Dolan gözlerin sana önünü görmekte pek yardımcı olmasa da binadan içeri girdin. Bir yabancının girdiğini anladıklarından etrafın anında çevrilmişti. Onlara bir şey demen gerekiyordu.

"Hey, merhaba! B-ben müdürünüzle görüşebilir miyim?"

Içlerinden sarı saçlı kız, sana gözlerini kısıp cevap verdi.

"Sen de kimsin ve babamla işin ne?"

Konuşanın Alaric ve Caroline 'ın kızlarından biri olduğunu anlayınca gülümsedin.

"Sadece eski bir tanıdığım, annen yakın arkadaşımdı."

Onlar bir şey diyemeden Alaric 'in tanıdık sesi koridorda yankılandı.

"S/A!!! Seni burada görmek çok güzel."

"Alaric! Sizi özledim, aptal."

Birbirinize sarıldığınızda Alaric kızına bir şeyler diyip odasına geçmemizi sağladı. Etrafı inceledin.

"Vay be, müdürlük yakışmış."

"Inan olmak istemezsin."

Zorlukla gülümsedin. Buranın her bir tarafı sana onu hatırlatmak zorunda mıydı? Yutkundun ve kafanı eski dostuna vermeye çalıştın.

"Caroline yok mu?"

"Ee onun bazı işleri var. O yüzden şehir dışında. Şimdi şöyle bakalım seni hangi rüzgar buraya attı."

"B-ben sadece burayı yani onu özlüyorum."

Alaric kimden bahsettiğini anlayınca anlayışla gülümsedi.

"Hepimiz onu özlüyoruz."

"Benim kadar olamaz."

Bahsettiğiniz tabiki de Damon'dı. Yaklaşık 10 yıl önce ölen hayatının ilk ve tek aşkı. Onun ölümü senin için dönüm noktasıydı. Onun ardından sen de ölmek istemiştin ama köken bir vampir olduğundan bu mümkün değildi. Evet, bir Mikaelson'dın. Ailenin en küçüğüydün. Bu da yetmezmiş gibi iki ağabeyini de kaybetmiştin. Niklaus ve Elijah...

Dolan gözlerinden firar eden göz yaşları yanaklarından süzülürken Alaric yanına gelip sana sarıldı. Bu sarılma sana iyi gelmemişti. Anıların aklına hücum etmesi hiç iyi değildi. Onları yanında istiyordun. Ayrıldığınızda sordun.

"O nasıl, yani Hope?"

Buraya gelmenin bir sebebi de oydu, yeğenin. Babasız ve annesiz büyümek zorunda olan yeğenin. Neyse ki senin gibi bir halaya sahipti.

"O harika bir genç kız, S/A. Kendini kontrol edebiliyor, başarılı, zeki..."

Gülümsedin ve onu görmek istediğini belirttin. Birlikte Stefan Salvatore un kütüphanesi diye geçen yere geldiğinizde Alaric, Hope u çağırmak için yanından ayrıldı. Ah, Stefan! Iyi bir arkadaş olmuştu sana.

Kütüphanedeki kitaplara göz gezdirirken birini rastgele eline aldın. İçinden düşen fotoğrafı eline aldığında bunun burada olmasına hayret ettin. Bu 11 yıl önce Damon 'ın doğum günü için hazırladığın sürpriz partiden bir hatıra fotoğrafıydı. Fotoğrafı çeken sendin, en önden otuz iki diş sırıtıyordun. Yanında Damon koala gibi beline yapışmıştı ve kafasında doğum günü şapkalarından vardı. Stefan, Caroline, Alaric, Bonnie ve diğerleri de hemen arkanızdaydılar. Herkes mutluydu. O günlere dönmek için her şeyini verirdin ama böyle bir şey olmayacaktı.

Arkadan gelen ayak sesleriyle fotoğrafı hemen çantana attın ve gülümseyip sana sarılan kıza sıkıca sarıldın. Kesinlikle çok çabuk büyüyorlardı. Ayrıldığında yanağına sulu bir öpücük bıraktın. O, mızmızlanırken güldün. Alaric sizi çoktan yalnız bırakmıştı bile.

"Ee nasılmış benim en sevdiğim yeğenim?"

"Senin tek yeğenin benim!"

İkinizde gülerken Hope 'dan günlerinin nasıl geçtiğine dair raporlar alıyordun. O sana Klaus un emanetiydi ne de olsa.

O konuşurken sen de kitapları karıştırmaya devam ediyor aynı zamanda da ona karşılık veriyordun. Elindeki kitap kökenlerle ilgiliydi.
"Klaus Mikaelson: The Great Evil" yazısı seni güldürmüş, kızdırmış ve hüzünlendirmişti. Hope neye baktığını görünce burukça gülümsedi.  Hemen sayfaları karıştırdın ve kendi ismini gördün. Neyseki senden o kadar çok ve kötü bahsedilmiyordu.

"Burada fazla konuşuluyoruz sanırım."

"Eh yani ve genelde iyi olmuyor."

Hope un saçlarını karıştırdın ve birlikte kütüphaneden çıktınız. Birlikte koca okulda ilerlerken buradaki her bir anında seni yalnız bırakmamıştı.

Aceleyle yazılmış bir bölüm oldu, affedin olmamışsa. Legacies in ilk bölümünü izleyeyim dedim ve birden aklıma bunlar geldi.

Biliyorum uzun bir süredir yoktum. Okul, sınavlar (Bu arada yatılı lisede okuyorum.) falan derken buraya hiç girmedim ama sizi özlemediğim anlamına gelmez. Yazmaya devam etmek istiyorum ama aynı zamanda artık eskisi gibi ilham da gelmiyor.

Neyse size güzel bir tatil diliyorum, umarım karneler iyidir. Seviliyorsunuz💙😙

IAN SOMERHALDER İLE HAYAL ETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin