geçmişe bakış // 3

1.3K 82 47
                                    


()()()()()()()()()()()

"Ama nasıl bakıyordu, görmeliydin" kahkahamı durduramazken gözyaşlarımı sildim. Gerçekten çok komikti, bana öyle şeyler anlatıyordu ki uzun zamandır bu kadar güldüğümü hatırlamıyordum. Veterinerden saatler önce ayrılmıştık, köpekcik çok daha iyiydi. Barınağa transferi yapılacaktı, bunun için sevinmiştim. Oradan çıktıktan sonra sahildeki banklarda sohbete dalmıştık, birlikte pamuk şeker ve tavuklu pilav yemiştik.

"Uraz, sana çok teşekkür ederim. Bugün o kadar güzeldi ki" gülümsedi.

"Bundan sonraki diğer günlerin de en az bugün kadar güzel geçecek, bana güven" gülümsemesine karşılık verdim. Yüzü çok güzeldi, güldüğünde yanaklarında ince bir çizgi gibi gamzeler çıkıyordu. Dişleri bembeyazdı, gülüşü de mükemmeldi. Gözleri gerçekten tam bir çikolata gibiydi, parlıyordu. Dudakları hafif dolgun, kirpikleri aşırı uzun ve kıvrımlıydı. Sanırım en çok kirpikleri ve gülüşü hoşuma gitmişti.

"Sende zaten numaram vardı, iletişimimizi kesmiyoruz?" dedi sorarcasına. Sırıttım.

"Sürekli konuşacağımız için kesmemiz imkansız"

()()()()()()()()

Gözlerimi kapatıp tekrar açtım. Yumuşacık yatağımdan kalkıp esnedim, odanın içine baktığımda aradığımı bulamadım. Ayağa kalkıp odadan çıktım. Mutfağa indiğimde Uraz ıslık çalarak yumurta çırpıyordu. Ocakta olan tavaya döktüğünde ağzım açıldı, bir insanın yumurta çırpışı bile yakışıklı olabilir miydi? Sessiz olmaya çalışarak Uraz'a yaklaştım ve kollarımı beline sarıp başımı omzuna yatırdım. Güldüğünü hissedince bende güldüm.

Allah'ım ne güzel bir histi bu böyle?

Gerçekler;

Koltukta uyumanın verdiği acıyla uyandım ve boynumu tutarak ayağa kalktım. Homurdanarak lavaboya girecekken Uraz çıktı belinde havluyla, göz devirip ittirdim onu. Banyoya girip çişimi yaptım ve yüzümü yıkadım. Banyo mentollü şampuan kokuyordu. Omzumu silkip banyodan çıktım, Uraz da aynı anda kapıdan çıkınca tahmin edin ne yaptım?

Bingo!

Tabii ki gözlerimi devirdim.

Bir Yağmur Çakır gözlerini devirmeden yaşayamaz!

Söylene söylene mutfağa gidip dolabı karıştırdım. Lakin el becerimin ne kadar kötü olduğunu hatırladığımda yüzümü buruşturup kollarımı birbirine bağladım. Uraz beni kenara itip dolaptan kahvaltılıkları ve yumurta malzemelerini çıkardı. Ayakta durmayıp tezgahın üzerine oturdum.

Doğradığı salatalıklardan birkaç tane alıp tek tek ısırıp yedim. Uraz bana kötü kötü bakıp bir salatalık daha doğradı.

Dün beni buraya çağırıp PES oynamaya davet etmişti. Ben de işin içinde PES varsa olur demiştim ama gece uyuya kalmıştım. Buraya ilk geldiğimde çıldırmış gibiydim. Uraz başımın etini yemişti. Arkadaş olmak istiyormuş, peh! Sırf arkadaş olup onu tanıyayım diye günlerdir peşimi bırakmamıştı, inatçı! Başta bana düzgünce sorsa zaten çoktan öyle olduğumuzu söyleyecektim ama nerede.

"Bir insan hem çirkin hem de beceriksiz olabilir mi?" Uraz'a öldürücü bakışlar atıp kollarımı birbirine bağladım. Abim iş sayesinde çoğu zaman evde olmadığında evde tek başıma kalıyordum. Bizimkiler okulun yanında bir öğrenci evi tutmuş orada kalıyorlardı. Okulda ve bazen dışarıda görüşüyorduk. Abimi ise iki üç günde bir görüyordum. Yalnızlık zordu, ben de sıkılmamak adına gelmiştim buraya zaten. Fakat burada sinirden ölmektense evde oturup sıkılmayı tercih ederdim.

petrichor | ANI SERİSİ •TAMAMLANDI•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin