Medya: Ponçik Efe pambih_efopambih_efo
***
Sıkıntıdan patlayacaktım sanırım. Bara gelmiştik bara, oturup futbol gündemi tartışmaya değil. Yani benim canım sıkılmasa sorun yok, konuşurum da.
Birden ayağa kalkıp bar olan bölüme doğru ilerledim. İçmeyecektim ama inat damarım tutmuştu. Barmenin yavşakça sırıtıp önüme koyduğu her ne ise diktim kafaya. Size ufak bir detay vereyim; ben sarhoş olunca hafif, az bir şey sapıtıyordum da. Her türlü manyaklık varsa sarhoşken yapardım, çok azıcık da sapıklaşıyordum.
Geçenki içişimizde oturup tek tek kızların sütyenlerini saymıştım. Bu da ne ki, ben az daha elden gidiyordum da, neyse...
Elimden içeceğim alınınca çatık kaşlarla alan kişiye baktım. Kaçıncı bardaktı o acaba? Beşten sonrasını hatırlamıyordum. Ağırdı az bir şey. Uraz bana sinirle bakıyordu, ha bir de kolumu tutmuştu. Kolumda olan eline kafamı gömdüm. Öpüp öpüp geri çekildim. Başıma bir sancı girdi ama umursamadım. Öperken kafamı sert sert koyunca elini hızla geri çekti. Ben durur muydum? Hemen ayağa kalkıp çocuğun boynuna atladım.
"Gel öpeceğim seni, öpeceğim" bana anlamlandıramadığım bir şekilde bakınca yüzünü avuçlayıp öptüm. Demiştim ama ben, sapıklaşıyorum diye. E tabi ben öyle öpünce şaşırdı. Haklı yani, çocuğun alnından öpmüştüm. Kırolaşıyordum iyice.
Kahkaha sesi duyunca oraya döndüm. Sude ve Semih elinde telefon bizi çekiyorlardı, el sallayıp dil çıkarttım. O değil de neden kahkaha attılar ki? Yüzümde bir şey mi vardı acaba? Ben öyle 'şap şap' yüzüme vururken yani kendi çapımda yüzümdeki şeyi ararken Uraz kolumdan tutup beni sürükledi. Ben de mırıldandım.
"Götür beni gittiğin yere" sesim nedense çok boğuk çıkmıştı, hava soğuktu belki de ondandır. Arabaya beni atıp kendisi de bindi ve çalıştırdı.
"Sen nasıl araba kullanıyorsun ya, ehliyet nerede?" göz ucuyla bana bakıp güldü.
"Ben 18 yaşındayım" sanki küçücük bir çocuğa küfür etmiş gibi şaşırdım. Gereksiz tepki veriyordum, normal bir şeydi bu.
Deniz kenarında bir yerde durunca kusmak için arabadan indim. Bulduğum yere midemi boşalttım, midemi bıraktığım yere baktığımda kaldırım kenarı olduğunu gördüm. Yazık ya, adamlar onu oraya koyana kadar neler çekmişlerdir. Ağlamaya başladım, cidden bu kadar saçma sapan bir şeye ağlıyordum. Normal değildim, biliyorum.
Uraz sabır çekerek önümde diz çöktü. Saçımı okşayınca ona 'ben travestiyim' demiş gibi baktım. Başıma bu sefer daha da şiddetli bir sancı girdi. Bu ağrılar sinir bozucu oluyordu artık.
"Bu sen, hiç hoşuma gitmedi" çatık kaşlarını düzeltip yavaşça bana yaklaşınca sert bir şekilde kafasına vurdum ve sinirle tısladım.
"Ona gitmedi denmez, kaçmadı denir. Aptal!"
Kafasını iki yana sallayınca birden gelen şeyle üzerine atladım. Ben ona vurmaya çalışırken o beni tutmaya çalışıyordu.
"Beni nasıl kaçırırsın? Beni unicornlarıma götür" artık barmen önüme ne koyduysa bana feci kafa yapmıştı. Normalde biraz çatlaktım, biliyordum ama bu kadar da saçmalamazdım.
![](https://img.wattpad.com/cover/154251738-288-k761941.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
petrichor | ANI SERİSİ •TAMAMLANDI•
Ficção Adolescente"Ona her baktığımda, sanki daha önce alevlerin arasındaymışım da bir bakışı içimdeki ateşe yağmur yağdırmış gibiydi." *** "Ödül müsün, ceza mı? Seni her gördüğümde tam buram, sönmüş bir külün alevlenmesi gibi coşuyor" titreyen ellerini yumruk yapıp...