medya: Efe ile Semih
***
Hiç alamamış gibi derin bir nefes alıp gözlerimi açtım, çok kötü bir kabus görmüştüm. Korkudan titremeye başlayınca odada bulunan Semih gelip yüzümü avuçladı, iyi olduğumu anladığında geri çekilip yerine oturdu. Benim hastane odasında ne işim vardı? En son kitabevindeydim. Yatakta hafifçe doğruldum. Sanki otuz, kırk kişiden dayak yemiş gibi hissediyordum, bütün kemiklerimi tek tek kırmışlar gibiydi. Tek tek herkese baktığımda çoğu kişinin gözlerinin altı şişmiş, kızarmıştı. İçime basan hüznü umursamamaya çalıştım. Sanki bir şeyler eksikti. Ah tabii ya, Uraz yoktu.
"Uraz nerede?" sesim zar zor çıkmıştı ama odada bütün gözler benim üzerimde olduğu için dediğimi anlamışlardı.
"Ee şey, o dışarıda" kaşlarımı çatarak ayaklanmaya çalıştım. Odada bulunan Efe koşarak yanıma geldi, suratında hiç eksik olmayan gülüşü vardı. Odadaki matem havası içimi baymışken Efe'nin gülüşü beni de güldürmüştü. Hemşire çıkabileceğimizi söylediğinde el çırptım, her an sıkıntıdan bayılabilirdim.
"Kalk kız, bunlar çok sıkıcı" Efe çarpılmış gibi hareketler yaparak beni kucağına aldı. Derin bir nefes alıp kendimi tuttum. Sormaya korkuyordum ama yapacaktım.
"Efeciğim, ne yapıyorsun?" bana Chucky'nin kafasını döndürdüğü gibi döndürünce yutkundum, cevabından gerçekten korkuyordum.
"Uraz beni sakat etmeden ben kendimi yapayım dedim. Nasılım babuş?" gözlerimi devirip kafamı omzuna yasladım. Odadan dışarı çıkarınca dışarıda bekleyen abimi fark ettim ve Efe'nin kucağında debelenmeye başlayınca yere düştük. Söylene söylene ayağa kalkıp abimin yanına gittim. Çok berbat görünüyordu, içim acıdı onu böyle görünce. Çok korkmuş olmalıydı. Aklıma Urazgeldi yeniden, kimbilir ne kadar kötü olmuştu.
"Abi?" zorla gülümseyip beni kendine çekti. Şaşkın olduğum için ilk önce sap gibi kalsam da sonra ben de sarıldım, saçıma öpücük kondurup kokumu içine çekti. Dakikalar birbirini kovalarken yavaştan sıkılmaya başlamıştım, romantizm de bir yere kadardı. Diğerleri de asık suratlarıyla yanımıza geldiğinde geri çekildim.
"Ah yeter bu kadar, alt tarafı bir kriz. Oldu, bitti" sitemimle koridordaki çoğu göz bana dönünce utanıp abime yanaştım tekrardan, o da gülüp bana sarıldı. Her şey Efe'nin bizi ayırmasına kadar güzeldi.
"Yakışıklı, kız burada isyan ediyor. Sen hala sarılıyorsun. Bırakın artık da biraz tadını çıkarsın değil mi? Ne de olsa yakında böyle olamayacak" ben anlamamış bön bön bakarken bizimkiler onu onaylayıp çıktılar. Koray abimi alıp çıkış işlemleri için götürdü. Kızlar tam yaklaşıp sarılacakken Efe beni dışarı doğru çekiştirdi. Hastanenin kokusundan ayrıldığım ve biraz da olsa temiz bir hava alabildiğim için içim bir hoş oldu. Efe'ye bir ara sıkıca sarılıp teşekkür etmeliydim, iyi ki vardı.
Yaklaşık bir saate bizim evde olmuştuk. Salonda herkes -abim ve Uraz haricinde- bana bakıyordu ve ben oldukça sıkılmıştım.
"Hadi bir şeyler yapalım, acayip sıkıldım" yanımda adeta koltuğa gömülmüş olan Efe zor bela ayaklanıp kolunu omzuma attı. Semih'in delici bakışlarını fark edince elini yavaş yavaş çekip benden uzaklaştı. Efe Semih'e öpücük atınca Semih de ona attı. Kıkırdayıp geriye yaslandım, deli deliyi çekerdi.
Aklıma Uraz gelince kaşlarımı çattım. Doğrulup cebimden telefonu çıkardımve Çikolata'm a basıp kulağıma götürdüm. Birkaç çalışta açmıştı.
"Alo?" ses gelmeyince düzelen kaşlarım tekrar çatıldı.
"Alo? Orada mısın?" yüzümü buruşturup telefonu kulağımdan çektim ve arayıp aramadığıma baktım. Aramıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
petrichor | ANI SERİSİ •TAMAMLANDI•
Teen Fiction"Ona her baktığımda, sanki daha önce alevlerin arasındaymışım da bir bakışı içimdeki ateşe yağmur yağdırmış gibiydi." *** "Ödül müsün, ceza mı? Seni her gördüğümde tam buram, sönmüş bir külün alevlenmesi gibi coşuyor" titreyen ellerini yumruk yapıp...