Efekan yapma oğlum gözlerin öyle kalacak! pambih_efo
***
Uzun zamandır ilk kez geçirdiğimiz huzur ve mutluluk dolu bir kahvaltının ardından asıl konuya giriş yapmış, akşam hakkında konuşmuştuk. Plan basitti, her şey Uraz'ın adımlarıyla başlayacaktı. İçeriden sızdırdığı bilgilerle gece yapılacak iş adamları toplantısını basacak, onu rezil edecektik. Saldırmaya kalktığında ben devreye girecek, itirafla onu tehtid edecektim. Herkes şok olmuşken, babam ortaya çıkacaktı. Murat Korkmaz yeterince küçük düşünce bize saracaktı ve biz de tam o sırada polislerin suç üstü yakalamasını sağlayacaktık çünkü biz oraya giderken itiraf çoktan babam aracılığıyla emniyet müdürüne ulaşacaktı. Kaçışı yoktu, bu gece her şey olup bitecekti ve biz evimize sapasağlam gelecektik.
Babam ve Urazlar akşam için son hazırlıklarını yaparken annem beni bahçeye çıkarmıştı, şimdiyse tam karşımda çiçeklerini suluyordu. İkimizden de ses çıkmıyordu, zor zamanlar geçiriyorduk ama daha iyiydik. Tüm çiçekler açmıştı, en belirgin olanı bembeyaz bir çiçekti. Elleriyle yapraklarını sevdi ve öptü. Ne yaptığına şaşkın şaşkın bakarken bana döndü ve gülümsedi.
"Gardenya, saflığından ötürü meleklere benzetilir, biliyor musun? Etrafında açan çiçeklere inat, kendini hep gösterir. Zeynep, onu hep bu çiçeğe benzetirdim. Masumdu, sonra da melek oldu. En başından beri ona da zarar vermekten korktum, bir kızımı başkasından korumak için feda etmiştim çünkü" çiçeğe baktım uzunca, yaprakları etrafına iyilik saçmak istercesine kocaman açmıştı. Hikayemizin en masumu oydu, annem de ben de bunun oldukça farkındaydık. Annesiz babasız bir bebekti, annem ve babam ailesi olmuştu. Onu hiçbir zaman kıskanmamıştım, buna hakkım yoktu. O hak ettiği hayatı yaşamıştı, sevgi dolu büyümüştü. Baba sevgisini sonuna kadar tatmıştı, bunu kadar hak ediyordu.
"Sanırım çok şanslıyım, anne ve babamdan önce kardeşimi tanıma fırsatım oldu" ben de gülümsedim. Adını her duyduğumda zihnime o gecede olanlar doluşuyordu, böyle bir sonu hak etmemişti ama.
"Bana sizi anlatmıştı, sanki her şeyi biliyormuş gibi senin ona karşı olan tavrının soğukluğundan bahsetmişti. Babamın aksine, sen daha çekimser davranmışsın. Bizim yüzümüzden, değil mi? Bize olanın ona olmasını istemediğin için?" dolu gözlerle kafasını salladı. Bakışlarımı kaçırdım, o sırada bahçe kapısına yaslanmış bizi izleyen babamla göz göze gelmiştik. Eliyle yanına gitmemi işaret etti, annemi orada öylece bırakıp ona yaklaştım. Sorar gözlerle ona bakarken güldü ve cebinden çıkardığı şeyi bana uzattı.
"Haftaya Ülker'deki Fenerbahçe - Galatasaray maçına Altay'ın arkasından iki bilet, belki gelmek istersin?" girdiğim şokla bakışlarım biletlere kaydı, şaka falan mıydı bu? Aralanan dudaklarımı elimle kapadım, bayılacakmışım gibi hissediyordum. Gözlerim dolu dolu ona baktım, yavaş yavaş kendime geliyordum.
"Sen nereden biliyorsun?" omzunun üzerinden arkasına baktı, Uraz gülümseyerek iki parmağını sallıyordu. Dolan gözlerim daha fazla dayanamadı, babama sıkıca sarıldım. Uraz'a nasıl baktıysam, eli öylece havada kalakalmıştı. Benim için o ikisi, dertleşmiş miydi? Babam neleri sevdiğimi mi sormuştu? Beni gerçekten tanımak istiyordu ve o da biliyordu ki, bunun için en güvenilir adres Uraz'dı. Bana göz kırptıktan sonra içeri gitti, annem de ortalıklarda görünmüyordu. Babamla baş başa kalmıştık, ikimiz de mutluluktan ağlıyorduk.
"İlk maçıma babamla gitmek istiyordum, hep o çocuklara imrenmiştim. Abim birçok kez bilet almıştı ama kabul etmemiştim, sanki seni bulacağımı hissediyordum" saçlarıma öpücük kondurduktan sonra geri çekildik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
petrichor | ANI SERİSİ •TAMAMLANDI•
Novela Juvenil"Ona her baktığımda, sanki daha önce alevlerin arasındaymışım da bir bakışı içimdeki ateşe yağmur yağdırmış gibiydi." *** "Ödül müsün, ceza mı? Seni her gördüğümde tam buram, sönmüş bir külün alevlenmesi gibi coşuyor" titreyen ellerini yumruk yapıp...