***
"Bir de şey de istersen, 'arkadaşlar kanalıma hoş geldiniz abone olmayı unutmayın'" Doruk'a göz devirip yorumları okumaya devam ettim. Yarışma için çalışmalarımız birkaç saate başlayacaktı, kiralanan otobüsle Ankara'ya gidiyorduk. Herkes vardı, hep birlikteydik. Sıkıldığım için çanlı yayın açmıştım, binlerce kişi durmadan yorum yazıyordu.
Uraz ve Doruk tanışmışlardı, yarım saattir birbirlerine kötü bakış atıyorlardı. Uraz'ın yarışmada partnerim olduğunu öğrenen Doruk, büyük bir göt olmuştu. Urazla barışmış gibiydik, hiç dile getirmemiştim ama affetmiştim onu. Yine eskisi gibi neşe doluyduk, hüznün sardığı korkunç hava dağılmıştı.
"Donki, gelsene buraya" diye çağırdım onu. Sağ tarafımda Uraz vardı, kameraya onu hiç göstermemiştim. Doruk yanıma gelir gelmez ona sarıldım ve kamerayı ikimize çevirdim. Baharatlı parfümü ciğerlerime kadar ulaşmıştı, sarılmayı kestim.
"Reyona yeni mal geldi, tanıştırayım bu Doruk. Zayn Malik posterimi yaktı ve benden korkusuna yurtdışına kaçtı, tatlılığı olmasa yaşamazdı herhalde" göz devirip onları selamladı, bunu gerçekten de yapmıştı. Uraz yan tarafımda homurdanıyordu, kıkırdadım. Telefonu çevirip herkesi tek tek gösterdim.
"Her beraber Ankara'ya gidiyoruz, çok eğlenceli bir ortamdayız, kopuyoruz resmen!" dedim imayla. Yarım saattir Efe bile sıkıcıydı, telefonuyla oyun oynuyordu.
"Ya ben size asıl haberi vermedim! Bilin bakalım kim arkadaşlarıyla birlikte Liselerarası Müzik Yarışması'na katılıyor? Evet, ben. Teşekkür ederim, ya çok sağ olun. Aslında sizden bir şey isteyeceğim, bizim hâlâ şarkımız belli değil" kamerayı Urazla ikimizin kadraja gireceği şekilde ayarladım ve bıraktım.
"Daha önce size bir düetimizi paylaşmıştım, sizce bizim seslerimize en çok hangi şarkı gider? Öyle bir şey seçin ki herkesi çılgına çevirelim!" kameradan ikimize baktığımda Uraz'ın beni izlediğini gördüm, koluna şaplak attım.
"Uraz, bir dakika ya! Dikkatimi dağıtıyorsun" dudaklarını birbirine bastırıp beni izlemeye devam ettiğinde ona döndüm, bakışlarım dudaklarına kaymıştı. Boğazımı temizleyip telefona geri döndüğümde yorumlar kalplerle doluydu, gülmeden edemedim.
"Aynı şarkıyı söylersek muhtemelen tüm herkes salya sümük ağlar, biz coşturmak istiyoruz" birisi Sor şarkısının bize çok yakıştığını söylemişti.
"Çok güzelsin" gözlerim kocaman açıldığında ona döndüm, canlı yayında romantizme gelesi mi tutmuştu?
"Yani dedi ki şarkı çok güzeldi, öyleydi valla" gülmeye başladı, sıvamıştım. Alttan bacağına tekme attım ve ona dil çıkardım.
"Hala seni affetmedim, Uraz. Güzel güzel konuşup sinirimi bozma" bana seslendiğinde refleks olarak ona döndüm ve aniden dudağımı öptü. Geri çekildiğinde gözlerimi kıstım ve saçlarına yapıştım, beni iki dakika rezil etmese olmaz mıydı?
"Şaka yapıyor ya, ahahaha" yorumlar coşuyordu, yayını kaydedip daha sonra atılan yorumlarla aşk yaşayacaktım.
"Her neyse, beyefendiyle daha sonra ilgileneceğim. Konumuza geri dönelim, şarkı önerilerinizi bekliyorum" yorumlardan biri gözüme çarpmıştı.
"Aa, nasıl aklımıza gelmez? Bak bir varmış bir yokmuş'u söyleyelim!" herkesin bakışları bana dönerken omuz silktim, yorumda öyle yazıyordu.
"Var ya hani, Model ile Levent Yüksel düetini yapmışlardı. Lan, Semih! Notalarını araştırsana" bana hareket çektiğinde kınadım.
"Terbiyesiz, seni hocaya söyleyeyim de gruptan atsın" yan tarafında duran gitarı hızlıca kucağına alıp telefonundan notalara bakmaya başladı. Yayına gelen isteklere kaydı gözüm, o kadar sıkılmıştım ki rastgele birini kabul ettim. Bizim yaşlarımızda esmer bir kız çıkmıştı, şok olmuş gibi görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
petrichor | ANI SERİSİ •TAMAMLANDI•
Teen Fiction"Ona her baktığımda, sanki daha önce alevlerin arasındaymışım da bir bakışı içimdeki ateşe yağmur yağdırmış gibiydi." *** "Ödül müsün, ceza mı? Seni her gördüğümde tam buram, sönmüş bir külün alevlenmesi gibi coşuyor" titreyen ellerini yumruk yapıp...