geçmişe bakış // 7

1.2K 75 26
                                    

***

Sıkıcı ve sınavlar yüzünden bir o kadar da boktan bir okul gününden sonra kitapçıya gitmiş işime son vermiştim. Şimdi dün yaptığım hata yüzünden ve biraz da özlediğimden Uraz'la ikimizin evine gidiyordum. Ne güzeldi demesi, bizim evimiz. Resmen ecelime kendi ayaklarımla gidiyordum. Dün biraz abartmış olabilirdim. Tamam, bayağı abartmıştım.

Dudağımı ısırarak zile bastım. Bir süre bekledikten sonra tekrar bastım ama açılmadı. Oflayarak çıkışa yönelecekken elinde karton poşetle Uraz göründü, yutkunarak onun beni fark etmesini bekledim. Dalgın dalgın yaklaşırken kafasını kaldırdı ve beni gördü.

"Selamün Aleyküm" şirin olduğunu düşündüğüm bir şekilde gülümsedim.

"Aleyküm Selam" cevap vermese onu günahkarlıkla suçladım. Allah'ın selamını geri çevirmek de neymiş?

"Ben şey..." tekrardan dudağımı ısırıp mahcup bir şekilde ona baktım.

"Beni mi özledin, yoksa özür dilemeye mi geldin?" kolumu kaşıyıp utangaç bir tavırla etrafa baktım ve kısık sesle cevapladım.

"Her ikisi de" gülüş sesini duysam da kafamı onun olduğu tarafa çevirmedim. Bana yaklaştığını hissettim, ardından çeneme değen soğuk parmaklarını.

"Çok güzelsin kızım. Kızsam, kızamıyorum. Sövsem, sövecek bir şeyin yok. Bağırsam, ağlayıp beni mahvedersin diye korkuyorum. Ne yapacağım ben seninle?" dudaklarım sevinçle iki yana kıvrıldı.

"İçeri al yeter, dondum" gülüp kafasını iki yana salladı. Cebinden bir şey çıkarıp bana uzattı.

"Bu senin" elindeki anahtara bakarken gözlerim ışıldadı. Bizim evimizin anahtarı mıydı bu? Sevinçle anahtarı elinden alıp kapıyı açtım, içeri girip cebimdeki anahtarlığa evimizin anahtarını taktım. Kafamı kaldırıp Uraz'a döndüğümde elindeki karton poşeti açıyordu. Merak edip yanına ilerledim.

"O ne?" bana bakıp poşetin içindekini çıkarmaya başladı.

"Buraya yaptırdım" çıkardığı şeye hayran gözlerle bakmaya başladım. Bir tahtanın üzerine birbirine sarılan iki sevgili vardı ve altında el yazısıyla Uraz Korkmaz & Yağmur Korkmaz yazıyordu. Elindeki şeyle beraber açık olan dış kapıdan çıktı. Peşinden gidince evin duvarına astığını gördüm. Bana uzunca baktı.

"Sen ilerde belki Yağmur Korkmaz olursun" Allah'ım ne olur şimdi bayılmayayım.

"Seni sevdiğimi biliyorsun değil mi?" kolumdan tutup kendine çekti ve sıkı sıkı sarıldı. Hazır görmüyorken göz devirdim, ergen liseli aşıklar gibi hissediyordum. Tamam, yaş ve okul bakımından öyleydik ama o kafada değildik.

"Annem gibi kokuyorsun" kafamı göğsünden çekmeden gülümsedim. Bir erkek çocuğunun en değerlisi annesi olurdu ve o bana annem gibi kokuyorsun demişti. Beni sevginle öldüreceksin Korkmaz...

"Bana yemek yapar mısın? Okuldan geliyorum ve emin ol açlıktan Rex'i bile yiyecek durumdayım" sonra bunu gerçekten hayal edince yüzümü buruşturdum.

"Tamam, o kadar cani değilim" gülüp kollarıyla beni sardı. Ben de ellerimi beline yerleştirdim ve evin içine doğru ilerledik.

"Ne yapacaksın bana?" dudağının kenarı kıvrıldı.

"Köfte patates" ondan ayrılıp şok içinde bakakaldım. Kahkaha atıp omzuna yumruk attım.

"Ya, çok seviyorum seni!" gülüp mutfağa ilerledi. Arkasından ben de zıplayarak gittim.

()()()()()()()()()

Son sınavlar yüzünden her zamanki gibi boktan geçen okulun ardından kitapçıya gidiyorum bahanesiyle bizimkilerin yanından ayrılmıştım. Daha önceden ayarlayıp bakkala emanet ettiğim siyah çantama bakıp gülümsedim. İçinde rengarenk boyalar vardı. Uraz'ın işleri benim de okulum yüzünden bir haftadır görüşmüyorduk, onu görünce gülümsemem arttı. O da bana gülümsedi,yaklaşıp belimden tuttu ve sarıldı. Kollarımı boynuna dolayıp çikolata kokusunu içime çektim. Geri çekildiğimizde Uraz ne zaman yere düşürdüğümü bilmediğim siyah çantayı aldı ve elimi tutup beni o sokaktan çıkardı.

petrichor | ANI SERİSİ •TAMAMLANDI•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin