10- |acı|

1.7K 106 20
                                    

***

Uraz Korkmaz

Gömleğin düğmelerini iliklerken gözlerim ellerimde takılı kalmıştı, zihnime dün geceki sahnelerden birisi düşüverdi. Duru, bana gücünü aktarmak istercesine o minicik elini avcumun içine yerleştirmişti. Beklemezdim, şaşırmıştım. Belki dün yanımda o olmasaydı bu kadar kolay atlatamazdım olanları, iyi ki elimi sıkmıştı.

Gömleği düzelttikten sonra giymek için ceketi elime aldım, hemen yanındaki elbisede takılı kaldı bakışlarım. Nasıl da güzeldi, o âna gittim yine bir anlığına.

"Aşklarım bakın şimdiden söyleyeyim havai fişek işi bende, karışmıyorsunuz" Efe'yi umursamamaya çalışarak koladan bir yudum daha aldım. Düğün sonrası gidilecek parti için sabırsızlanmaya başlamıştım, kola beni kesinlikle kesmiyordu. Çalan giriş müziğiyle Efe koşarak bahçeden çıkarken herkesin bakışları kapıdan çıkan abime ve Leyla'ya çevrilmişti. Geriden gelenler arasında tekstilci Namık amca bile çıkmıştı ama Duru yoktu, tekstilci Namık amcanın orada ne işi vardı ayrıca?

"Poyraz abiye bak be, taş mübarek" dalga geçercesine güldüm ve ceketin yakalarını düzeltir gibi yaptım.

"Abim diye demiyorum, geni sağlam" o da gülerken aklıma ailenin geri kalanı gelince göz devirdim, her boka şu herif aklıma düşmese olmazdı sanki.

Abimden çektiğim bakışlarımı merdivende dikilen Duru'ya çevirdim. Hasiktir. Çok garip görünüyordu. Yanındaki çocuk onu öptükten sonra yanından ayrılırken merdivenden inmeye başladı, masallardan fırlamış gibiydi sanki. Hoş, masal ne bilmezdim ama. Olağanüstü duruyordu işte.

"Dikkat et, boğulma" Emre'nin sesiyle bakışlarımı zar zor ona döndürdüm, alayla bakıyordu. Dediğini yeni kavradığımda ifadesizce yüzüne baktım ve kolamdan büyük bir yudum aldım. Yeniden Duru'yu görmek için çırpındı gözlerim, arkadaşlarının yanındaydı. Bakışlarımız kesişti, çok güzel olmuştu. Yağmur düştü yine aklıma, suratım asıldı. Gözlerim ona ihanet edercesine başkasına kaymıştı, suçlu hissediyordum. Bakışlarımı kaçırdım.

Dün geceki aptal davranışımdan ötürü hem ondan hem de Duru'dan af dilemeliydim. Duru kolaydı ama Yağmur beni affedebilir miydi, bilmiyordum. Daha bir sene bile olmamıştı, bu kadar çabuk başkasına bakamazdım. Hatta hiç bakmamalıydım, benim için sadece o vardı.

"Saçmalama, sadece Namık amcaya takıldı gözüm" Emre inanmışa benzemiyordu, öyle bir derdim de yoktu zaten. Kendimi bile kandıramıyordum ki onu inandırabileyim, çabalamama gerek bile yoktu.

"Namık amcadan dün geceki olay için özür dileyecek misin peki?" oflayarak kolayı tepeme diktim. Bardağı masaya bırakırken onaylarcasına kafamı sallamıştım, yapmazsam kendimi suçlamaya devam edecektim.

"Sana bir güzellik yapacağım, dansa çıkar kızı" Efe'nin havai fişek şovunu gülümseyerek izleyen Duru'ya baktım uzunca. Sanki karşımda dönme dolabın tepesinden manzarayı gülümseyerek izleyen sevgilim vardı, aynı gülüş aynı bakış. Aklım bunu bir türlü almıyordu, nasıl olabiliyor da bu kadar benziyorlardı? Kafayı sıyıracaktım en son, bu nasıl olabilmişti? Hangi günahımın bedeliydi bu acı? Ya da hangi duamın kabulüydü bu kız? Cezaydı, daha fazla ıstırap çekmem için bana verilen güzel bir ceza.

Lord'un anahtarını ve diğer eşyalarımı ceketin cebine yerleştirdikten sonra üstüme geçirdim, dün geceki gibi değildi, kırışmıştı. Elimi saçlarıma götürdüm ve karıştırdım. Düşünmemeye çalışıyordum, düşünmek istemiyordum. Kafamın içindeki seslerin susması için beynimi patlatmak istiyordum, bunun bir ihanet olduğunu söylemelerine tahammül edemiyordum artık.

petrichor | ANI SERİSİ •TAMAMLANDI•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin