Egemen KURT
Gülce'nin odasından çıktığımda direkt çalışma odama geçtim. Yüzündeki şaşkın bakış aklıma gelince güldüm.
O kadar masum, saf ve şaşkın biri ki. Uyandığı ilk anda onu korumam gerektiğini hissettim. Korunmaya ihtiyacı olan küçük bir kız çocuğu.
Onunla yaptığımız konuşmadan sonra bundan daha da emin oldum. Babası olacak orospu çocuğunun canına okumaya da yemin ettim.
Gülce'ye çektirdiği her acının intakımı alacağım o pezevenkten!
Gözlerimin önüne Gülce'nin o hali gelince yumruklarımı sıktım. Bana anlatırken yüzü kıpkırmızı olmuş, gözlerinden yaşlar usulca akmıştı. O an ona sarılıp, teselli etmek istedim.
Hatta onu da Seval gibi bir fanusun içine kapatıp, herkesten uzak tutmak istedim. Bu ufaklığa hissettiğim koruma iç güdüsü benim için yeniydi.
Daha önce ailem dışındaki hiç kimseye böyle bir mekanizma geliştirmemiştim. Özellikle ailemize olanlardan sonra dışarıya karşı tamamen kapanmıştım.
Ama Gülce bunu yerle bir etti. Elini tuttuğumda titreyen eli her şeyi altüst etti. O an o kızı koruyacağıma kendi kendime yemin ettim.
Kapının açılması ile düşüncelerimi bir kenara bıraktım. Pamir, Burak ve Ozan odaya daldı.
"Ulan hadi bu hergele kapısız köyden çıkmış, sizde mi bunun gibisiniz?" Pamir'i işaret ederek dediklerimle üçü de gülmeye başladı.
Hepsi karşımdaki koltuklara yerleştiğinde bir süre birbirimize baktık. Karşımdaki bu üç adama gözüm kapalı sırtımı dayarım.
Pamir zaten kardeşim gibi, Burak desen senelerdir bizimle beraber, Ozan'ı anlatmaya bile gerek duymuyorum. Ona en kıymetlimi emanet edecek kadar çok güveniyorum.
"Sorun ne?" Diye sorduğumda Burak ve Ozan bakıştılar.
Anlaşılan hoşuma gitmeyecek şeyler duyacağım.
"Anlatın hadi." Dediğimde Burak toparlandı.
Bakışlarım onu bulunca;
"Abi araştırmayı tamamladık." Dedi.
O an tüm dikkatimi toparladım. Bakalım neler duyacağım.
"Gülce'nin babası Remzi daha önce de dediğim gibi tam bir pislik. Kızı evlendirmek istediği Hamza ile yakın arkadaşlar. Bu Hamza'nın mahalle kahvesi var ama kahveyi paravan olarak kullanıyor. Geceleri yer altı kumarhanesi haline geliyor. Öyle çok büyük bir yer değil, genellikle basit heriflerin takıldığı ve çok yüksek paraların dönmediği bir yer." Duyduklarım kaşlarımın çatılmasına sebep oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dilhun
General Fiction"Neden böyle yapıyorsun Egemen?" Derken sesim ağlamaklı çıkmıştı. Gözlerim dolu dolu olsa da inatla kendimi tutuyorum. Ağlamayacağım! Egemen bana döndüğünde, kahve gözlerinde gördüğüm kararlılık canımı acıttı. "Anlamıyorsun değil mi Gülce?" "Anlamı...