Gülce TURAN
Egemen ile o ateşin başında ne kadar oturduk bilmiyorum.
Beni öptükten sonra başımı, boynuna yaslamamı sağladı. O andan beridir de bu haldeyiz. İkimizde konuşmamayı tercih ediyorduk.
Ben gözlerimi kapatmış, bana huzurlu hissettiren kokusunu solurken, Egemen'in bir eli tembel tembel saçlarımı okşuyordu.
Tüm olanları zihin süzgecimden geçirirken hala daha inanmakta güçlük çekiyorum. Ben Egemen'in benimle ilgilenmediğini düşünürken o beni seviyormuş.
Biri tarafından sevildiğini bilmek, hem de tüm sevgilerden en özel olan sevgi ile sevildiğini bilmek muhteşem bir his.
"Sessizsin güzelim." Egemen'in sesi ile sakinleşen kalbim tekrar hızla atmaya başladı.
Derin bir nefes alıp kendimi sakinleştirdikten sonra;
"Sadece düşünüyordum." Dedim.
Egemen doğrulmamı sağlayıp gözlerime baktı. Beni inceleyen kahvelerini görmek içimin yeni bir huzurla dolmasına sebep oldu.
"Ne düşünüyorsun?"
"Tüm olanları." Dediğimde sessiz kaldı.
Elimi uzatıp yanağındaki iki günlük sakalını okşadım. Beni bulduklarından beri Egemen'i hiç sakallı görmemiştim. Genelde varla yok arası, çok ince bir sakalı oluyordu. Ama şimdi anlıyorum ki sakal da ona çok yakışıyor.
Yine de karakteristik yüz hatlarının hiçbir şey tarafından örtülmemiş hali daha çok hoşuma gidiyor. Egemen'in keskin çenesini, sert bakışlarını, dolgun dudaklarını, düzgün burnunu net bir şekilde görmeyi seviyorum.
Titreyen elim ile uzanıp yanağını okşadım. Egemen kaşlarını çatıp;
"Üşüdün mü?" Diye sordu.
Bunu elimin titrediğini gördüğünden sorduğunu tahmin ettiğim için gülümseyerek başımı iki yana salladım.
"Üşümüyorum."
"Ama titriyorsun." Dediğinde sessiz kalıp gözlerine baktım.
Uzun uzun bana baktıktan sonra anlamış olacak ki bembeyaz dişlerini gösterecek kadar büyük bir gülümseme yüzünü kapladı.
Sol yanağında oluşan çukura hayran hayran bakarken dayanamadım ve o ölüm çukurunu hızla öptüm.
Egemen'in gülümsemesi sırıtmaya geçerken ondan gözlerimi kaçırdım.
"Sen çok iyi birisin Egemen. Ben seninle tanıştığım için ve beni sevdiğin için kendimi şanslı hissediyorum."
"Ah be safderunum." Egemen'in sesindeki bir şey beni ona bakmaya teşvik etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dilhun
General Fiction"Neden böyle yapıyorsun Egemen?" Derken sesim ağlamaklı çıkmıştı. Gözlerim dolu dolu olsa da inatla kendimi tutuyorum. Ağlamayacağım! Egemen bana döndüğünde, kahve gözlerinde gördüğüm kararlılık canımı acıttı. "Anlamıyorsun değil mi Gülce?" "Anlamı...