Seval KURT
Abim ile dün yaptığımız konuşmadan sonra odama kapanmıştım.
Pamir ve Gülce benimle konuşmaya çalışsa da pek o havamda değildim. Aklım ve kalbim karmakarışık durumdayken düşünmek ve neyin doğru olduğunu anlamak daha da zor geliyordu.
Yıllardır hayal ettiklerim bir yandan, hayalete karşı olan korkum diğer yandan beni köşeye sıkıştırmıştı.
Hayalperest olan kalbim hiçbir şeyi umursamadan her şeyi istediğim gibi yapmamı söylerken mantığımla iş birliği yapan aklım abimin haklı olduğunu söylüyordu.
Neyin daha doğru geldiğini anlamaya çalışırken bir yandan da bebeğimi düşünüyordum. Ona bir şey olma korkusu ve koruma içgüdüm bu işi en hasarsız şekilde atlatmamız için bastırıyordu.
Bir diğer yarım ise ileride pişman olmaktan korkuyordu. Bir insan bunca parçaya bölünebilir mi? Ben bölünüyorum ve içinden çıkamadıkça daha büyük bir uçuruma sürükleniyorum.
Abimin dediklerinin kırgınlığını henüz sindirememişken, hazmetmem gereken çok fazla şey olmuştu. En kötüsü de hangisinden başlayacağıma dair hiçbir fikrim yoktu.
Kapımın çalınmasıyla kendime geldim.
"Girin." Dediğimde kapı açıldı ve Gülce kafasını içeri uzattı.
İki yandan topladığı saçlarıyla çok sevimli gözüküyordu.
"En iyi kız arkadaşımla görüşebilir miyim acaba?"
"Gel deli." Derken gülümsedim.
Onun benim için çabaladığını bilmek bile gülmem için yeterliydi.
Gülce içeri girdiğinde kapıyı ardından kapatıp yanıma geldi. Yataktaki boşluğa oturup benim gibi bağdaş kurduğunda bir süre sessiz kaldık.
"Biraz daha iyi misin?" Sorusuyla duraksadım.
İyi değildim ve ona yalan söylemek istemiyorum. Bu yüzden başımı olumsuz anlamda iki yana salladım.
Gülce'nin gülümseyen yüzü asılırken uzanıp elimden tuttu.
"Yaşadıklarının ağır olduğunun ve kırıldığının farkındayım kara kızım. Ama bebeğin için iyi olmalısın." Sözleri elimi istemsiz karnıma götürmeme sebep oldu.
Oradaki minik canın varlığını bilmek, anlayamadığım bir güçlü dolmama sebep oluyordu.
"Her şey çok karışık Gülce."
"Farkındayım Seval. Zor ve karışık ama tüm bu olanların içinde net olan tek şey var, o da karnındaki minicik can. Onun sana ve senin iyi olmana ihtiyacın var. Bu tüm karışıklığı çözmeli."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dilhun
General Fiction"Neden böyle yapıyorsun Egemen?" Derken sesim ağlamaklı çıkmıştı. Gözlerim dolu dolu olsa da inatla kendimi tutuyorum. Ağlamayacağım! Egemen bana döndüğünde, kahve gözlerinde gördüğüm kararlılık canımı acıttı. "Anlamıyorsun değil mi Gülce?" "Anlamı...