Egemen KURT
Sabah olduğunda oyalanmadan otele geri dönmüştük.
Hayallerim ve hazırlıklarım çok farklı olsa da gece aldığım telefon yüzünden aceleyle dönmek zorundaydık.
Otelde herkes kahvaltısını yaparken Pamir'i aramış ve durumdan haberdar etmiştim. İlk başta o da gelmek istemişti ama ben bölünmelerini istemediğimden kabul etmedim.
Şimdi de özel jetin içinde Türkiye'ye dönüyorduk. Herkes öndeki koltuklarda oturmuş sohbet ediyordu.
Ben ise kollarımdaki safderunumla arkada oturmuş, içinden geçtiğimiz bulutları seyrediyorum.
"Egemen." Güzelimin naif sesi ile bakışlarım ona döndü.
Kollarımda o kadar masum duruyordu ki alıp içime saklamak istedim.
"Efendim güzelim."
"Bir sorun mu var?" Derken endişeli gözüküyordu.
Alnına minik bir öpücük kondurdum.
"Halledemeyeceğim bir şey değil bebeğim. Haftaya göndereceğimiz malı bu akşam göndermemiz gerekiyor."
"Ne malı?" Endişesinin yerini merak alırken huzursuzca yerimde kıpırdandım.
İşlerimi biliyor olsa da gözlerine bakarak yaptığım pis işleri anlatmaktan hoşlanmıyorum.
"Söylesene." Sertçe yutkundum.
Cevapsız bıraksam yanlış anlayıp kırılabilirdi, doğruyu söylersem de vereceği tepkiyi kestiremiyorum.
"Egemen."
"Silah kaçırıyoruz." Dememle sessizleşti.
Bakışlarını benden kaçırdığında ona söylediğimi hazmetmesi için biraz zaman tanıdım. Kucağındaki elleriyle oynarken nefes aldığından bile şüpheliydim.
Hiç kıpırdamadan öylece başı önünde duruyordu.
"Güzelim." Desem de bana bakmadı.
Yan dönüp çenesinden tuttum ve bana bakmasını sağladım. Gözlerinde gördüğüm hüzün afallamama sebep oldu.
"Sorun ne Gülce?"
"H-hiç. Hiçbir şey." Derken bakışlarını kaçırdı.
Yalan söyleyemediğini bir kez daha anlarken gülümsememe engel olamadım. Basit bir yalanı bile söyleyemeyecek kadar masumdu.
"Kötü bir yalancısın bebeğim." Dememle alt dudağını dişledi.
Öndekilere kısa bir bakış atıp güzelime döndüm. çenesinden tutup sıcacık dudaklarına kapandığımda gözlerini kocaman açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dilhun
General Fiction"Neden böyle yapıyorsun Egemen?" Derken sesim ağlamaklı çıkmıştı. Gözlerim dolu dolu olsa da inatla kendimi tutuyorum. Ağlamayacağım! Egemen bana döndüğünde, kahve gözlerinde gördüğüm kararlılık canımı acıttı. "Anlamıyorsun değil mi Gülce?" "Anlamı...