Pamir ÜNAL
Karşımda uyuyan oğluma bakarken zamanın ne kadar acımazsız olduğu bir kez daha tokat gibi yüzüme çarptı.
Seval'in bu hallerdeyken peşimde koşuştuğu zamanlar daha dün gibiyken şimdi çocuklarımız peşimizde koşturuyordu.
Çitlembiğim ile hep sahip olduğum aileye sonunda kavuşmuştum. Ama şimdi deli gibi korkuyordum. Zamanı tutamaktan, sevdiğim kadına ve evlatlarıma doyamamaktan deli gibi korkuyordum.
Oğlumun uyku halindeki masum yüzüne minik bir öpücük kondurduktan sonra sessizce odasından çıktım.
Bugün çok erken bir saatte toplantım olduğu için hepsinde önce uyanmış ve sessizce işe gitmek için hazırlanmıştım.
Önce güzel karımın uyuyan yüzünü izlemiş, sonra benim ve annesinin karşımı olan Hayat kaynağımı öpmek için odasına gitmiştim.
En son dayısına benzemek yolunda emin adımlarla giden oğlumu da öpmüş ve kendimi evden ayrılmaya ikna etmiştim.
Her geçen gün onlardan ayrı kalmak daha da güçleşiyordu. Elimde olsa onları hiç bırakmaz bir dakika bile yanlarından ayrılmazdım.
Seval'den ve çocuklardan ayrı geçirdiğim zamanda onların hallerini kaçırdığım için üzülüyordum. Seval bana sık sık fotoğraf atsa da bu yanlarında olma isteğimi gidermiyordu.
Neyse ki önemli bir şey olmadıkça Egemen ile dönüşümlü olarak işe gidiyorduk. Bir gün o bir gün ben gidince ailemiz ile daha çok vakit geçirebiliyorduk.
Aklım hala daha yatakta bıraktığım karımda takılı kalırken gaza biraz daha yüklendim. İşimi ne kadar çabuk bitirip eve dönersem onlarla o kadar çok vakit geçirebilirim.
***
İş yerine girdiğim gibi nefes almadan toplantı salonunda beni bekleyen ekibin yanına gittim. Bugün yapılacak iş için uzun ve yorucu bir tartışma yaşadıktan sonra hepimizin aklına yatan bir karar alabilmiştik.
Yaptığımız planın üzerinden geçerken hiçbir detayı atlamamak için oldukça temiz davrandım. Sonunda kontrolde bittiğinde saat öğlene geliyordu. Yaklaşık beş saattir aralıksız toplantı yapıyorduk.
Çalışanlar bir bir odadan çıkarken masanın üzerindeki telefonum titremeye başladı. Güzelimin aradığını gördüğümde gülümseyerek telefonu cevapladım.
"Çitlembiğim."
"Kocacığım ne yapıyorsun?" Karımın sesi kulaklarıma nüfuz ederken huzurla gözlerimi yumdum.
Bir insanın sesi bile yeter miydi huzur bulmaya? Ya da sadece birkaç saat ayrı kalmak ona olan özlemimi dayanılmaz kılmak için geçerli bir sebep miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dilhun
General Fiction"Neden böyle yapıyorsun Egemen?" Derken sesim ağlamaklı çıkmıştı. Gözlerim dolu dolu olsa da inatla kendimi tutuyorum. Ağlamayacağım! Egemen bana döndüğünde, kahve gözlerinde gördüğüm kararlılık canımı acıttı. "Anlamıyorsun değil mi Gülce?" "Anlamı...