35 Bölüm Hiç değişmemiş

190 16 0
                                    

Sensizliğin ıstırabını yaşatıyorsun yeniden yarınlarımın olmadığın bir hayat bıraktın bana...
Acılar içinde yaşarken sen girdin hayatımın en güzel köşesine ama bir hiç uğruna beni bu şekilde bırakıp gitmen çok acı verici neden, ne için bu kapı bana duvar olmuştu aramızdaki bu engeli neden çok gördüde açmadı kapımı

Hasret beni o gece anasız bırakmış gibiydi bana o kapıyı açmamakla onsuz hem yetim, hemde öksüz, kalmış gibi arkamı dünüp sadece o gece gittim çünkü kendimi iyi tanıyordum bu işin peşini bırakmayı sabahi ilk ışıklarıyla geri gelecektim öylede oldu.
Ama kapı yine duvardı hen
bu sefer sadece duvar değil kendisi de yoktu .

Tüm bu olanlara bir türlü aklım almıyordu. Biz neleri başarmış iki insandık her şeyin üstesinden en güzel bir şekilde çıkmışken ne oluyorduda Hasret benden kaçıyordu.
Hasret'in evde olmadığını emin olduktan sonra
Hasan'a sorduğumda bilmediğini söyleyince anladım ki mezarlıkta onu nasıl atlatmışsa şimdide aynı şekilde atlatmıştı.

Aklıma gelen tek yer
Ada'lardı oradan başka gidebilecek yeri olmadığını bildiğim için oradan direk ona uğrasamda hiçbir şey bilmediğini söylediler. Bilselerde söylemeyeceklerini anladığımda oradan direk otogara, ve hava alanına, gitsemde Hasret'e dair hiçbir iz bulamamıştım.

O gün çocuğunu kaybetmiş bir baba gibi delirmiş gibi Tüm İstanbulu altını üstüne getirmeme rağmen Hasret'e dair hiçbir iz yoktu.

Ne için gitti, neden böyle bir şey yaptığına dair hiç bir anlam veremiyordum. Daha yeni kavuşmuşken ne oldu şimdi
çok mu iyi oldu sanki böyle birbirimizden ayrı nasıl olabilirdi ki.

Bu güne kadar hiç bir kadına değil seni seviyorum Lila'dan başka kimseye güzel bir söz söylememişken mantıklı bir açıklama yapmadan beni terk edip gitmişti.

Ne olacaktı beni terk edip gittiyse bu işin ucunu bulmadan vazgeçeceğimi sanmıştı böyle düşünmüşse yanılıyordu küçük hanım hele onu bir bulayım kaçmak nedir ona göstereceğim.
Beni yarı yolda bırakmanın hesabını öyle bir burnundan getireceğimki gittiğine bin pişman olacak.

O gün Hasret'i aramaktan hem beynim, hemde bedenim, yorgun düştüğü için. Bir bankta oturup kara kara düşünürken telefonumun melodi sesi duyduğumda Hasret'en olabileceğini düşünerek ani bir hareketle telefonu cebimden çıkardığımda.
Hasret yerine Lila için tuttuğum korumalardan biri olduğunu gördüğümde telefonun ekranını direk kaydırarak açtığımda.

"Onları takip eden birileri olduğunu söyleyince.
Ona kız kardeşime bir şey olmasına izin vermemesi için elinden geleni yapmasını" istedikten sonra onların yanına gitmek için ilk uçak biletini ayarladığım gibi buradaki
adamlarada Hasret'i aramaktan vazgeçmemelerini istedim.

Çünkü bana aşık olup sonrada hiç bir şey olmamış gibi, ortalıktan kaybolması anlamsızdı.
Bunun mutlaka mantıklı bir açıklaması olması gerekiyordu.
Ama onu bulmadan öğrenmek mümkün değildi.
Yinede hiç bir şey söylemeden, gitmesinin hesabını verecekti. Bu kırılan kalbim bir daha kimseye açmayacağıma eminim.

"Abicim" Lila'nın sesiyle Bakışımı
Lila'ya çevirdiğimde.
Elinde bir dilim ekmek üzerinde bal kaymak sürmüş ağzıma doğru uzatıyordu. Kaşıyla ye işareti yapınca onu kırmamak adına küçük bir ısırık kopardım.
Bana gözlerini kısarak.

" O kızı bir elime geçireyim.
Ona göstereceğim?" Dedi sinirle...
Ona gözlerimi kısarak.

" Ne yapacaksın ufaklık?" Dediğimde bu lafıma sinirlenerek.

"Offf abi ya ben büyüdüm bir kere. Nereden ufaklık oluyorum. Hem ben on sekiz yaşıma girdim. Daha ne kadar küçük olabilirim ki" Diye bağırınca ona tebessüm ederek.

Her şeyinle ilkimsin Tamamlandı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin